Siyasi literatürde soykırım tabiri olduğu gibi toplu cezalandırma tabiri de var. Suriyeli Türkmenler  Telkelah kasabasında toplu olarak cezalandırıldıklarını söylüyorlar. Belki de Beşşar Esad ileride yargılanacak olursa dava konularından birisi şüphesiz Telkelah kasabası olayları olacaktır.  Bu kasabadaki toplu cezalandırma olacaktır. Zira tarihte Telkelah benzeri olaylardan dolayı bazı siyasi liderlerin yargılandığını ve cezalandırıldığını biliyoruz. Tarihteki bu toplu cezalandırma olaylarından birisi Irak’ta Düceyl köyünde yaşanmıştır. Saddam ve konvoyu bölgeden geçerken konvoy üzerine ateş açılmış ve bunun üzerine köy toplu bir biçimde cezalandırılmıştır. Saddam’ın devrilmesinden sonra yargılandığı hususlardan birisi Duceyl meselesi olmuştur.  Elbette Saddam yargılanmış ve bu davadan dolayı ceza da almıştır. Lakin Saddam gibi bazı yöreleri toplu cezalandırdığı halde ceza almayanlar da olmuştur. Cemal Abdunnasır bunlardan birisidir. Müslüman Kardeşlere yakınlığıyla bilinen bir köy olan ve Müslüman Kardeşler mensuplarını barındıran Kemşis köyü de tarihe bir toplu cezalandırma olayıyla birlikte geçmiştir.  Nasır’ın güvenlik güçleri köyü kuşatmış ve toplu olarak cezalandırmış ve köye karşı devlet terörü estirmiştir.  Tarihe geçen bu olay Müslüman Kardeşler mensupları tarafından tarihin kötü bir hatırası olarak halen yad edilmektedir. Türkmenlere göre Suriye’nin direnişle birlikte anılan önemli kasabalarından biri olan Telkelah, Düceyl ve Kemşiş’in kardeşidir. Topluca cezalandırılan köyler ve kasabalar arasındadır.  

*

Temmuz ayının ortalarında (2011) Pendik’te Green Park Otel’de yapılan Suriye muhalefetinin toplantısında bir Türkmen heyeti yanıma geldi ve davalarını anlattı. Türk basınının ilgisizliğinden şikayet etti. Ve Suriye’deki Türkmenlerin durumunu özetledi. Ali Öztürkmen Bey ve yanındaki Türkmen heyeti Türk basınının ilgisizliğinden yakındılar. Ulusalcı bazda yayın yapan bir Türk gazetesini ziyaretlerini anlattı.  Ardı mahfuz gazetenin kapısını aşındırmış ve ziyaret etmişler ve davalarını anlatmışlar ve Suriye’deki gelişmelerle ilgili bakış açılarını dile getirmişler. Saatlerce çekim ve mülakat yapmışlar ama söylediklerinden bir satır bile gazeteye yansımamış ve yayınlanmamış. Zira Suriye olaylarına tam tersi bir zaviyeden bakıyorlar. Söz konusu gazete, ulusalcı bir refleksle meseleye Türkmenlerin değil Suriye rejiminin gözlüğüyle bakıyor. Bundan dolayı Türkmen heyetinin anlattıkları bir kulaklarından girmiş diğer kulaklarından çıkmış. Zira ezberlerine ters gelmiş.  Türkmen heyeti AKP hükümetinin Suriye ve Libya politikasını yetersiz buluyor. Sözgelimi Ali Öztürkmen Bey  Libyalıların Türkleri çok sevdiklerini ve hatta kendilerini Türk kabul ettiklerini lakin Türkiye’nin olayların başlangıcındaki politikasıyla onları şaşırttığını ve hayal kırıklığına uğrattığını ifade ediyor.

* 

Ali Öztürkmen Bey  Suriye’de 3.5 milyon Türkmenin yaşadığını ve bunların 1.5 milyonunun rahatlıkla Türkçe konuştuğunu lakin diğerlerinin Arap muhitinde yaşadıklarından zamanla Türkçelerini unuttuklarını ama geleneklerini sürdürdüklerini belirtmektedir. Suriye genelinde 350 Türkmen köyü bulunuyor. Tarihi Busra şehri yakınlarındaki yeni Busra da Türklerin yoğun olarak yaşadıkları bölgeler arasında yer alıyor. Boydan boya Suriye’nin her yöresinde Türkler yaşıyor. Dolayısıyla devrimin kıvılcımını yakan Horan boylarında ve Der'a’da da Türkler var. Türkiye sınırından uzaklaştıkça Türklerin Türkçeleri de zayıflıyor. Halep ve kazalarında 140’dan fazla Türkmen köyü var. Buna rağmen Kürtler Türkiye sınırı altında ve Halep üzerindeki yerleşim şeridinin tamamen Kürtlerce meskun olduğunu ileri sürüyorlar.  Türkmenlere göre bu doğru değil ve arada tampon olarak 140 Türkmen köyü var. Kürtler kuzeyde Mersin şeridine kadar olduğu bölge gibi altta da Akdeniz’e açılan bir şeride hakim olmak niyetindeler. En azından bunu iddia makamında seslendiriyorlar ve bu tez Batı’da da açık kulak ve yankı bulabiliyor. Lazkiye’de Türkmen köylerinin sayısı yaklaşık 70’i buluyor.  Ali Öztürkmen Suriye’deki devrimin yakıtını Sünni Araplar ile Türkmenlerin teşkil ettiğini ve Lazkiye’de 100 kadar Türkmenin tutuklandığını aktarıyor. Yine Öztürkmen’in verilerine göre, devrim süresinde Temmuz ayının ortasına kadar yaklaşık 200 Türkmen şehit oluyor. Buna mukabil, Suriye rejimine bağlı şebbiha sürüleri veya paramiliter güçler Türkmen köylerinden zorla destek istiyorlar ve destek gösterilerine katılmaya zorluyorlar.  Halk Türk bayrağını dalgalandırırken rejim yandaşları Türk bayrağını yakıyor. Ali Türkmen Bey ve Türkmen heyeti Lübnan sınırlarındaki Türk köylerine saldıran gözü dönmüş Suriye güvenlik güçlerinin Türkmen kızlarına tecavüz ederek onlara ‘ Erdoğan gelsin sizi kurtarsın’ dediklerini aktarıyor. Humus gibi şehirlerde de Türkmen köyleri ve mahalleleri var. Baba El Amro ve Haratü’t Türkmen, Türkmenlerin topluca yaşadıkları bazı mahalle adları.

Türkmenler kendilerini Suriye devriminin çekirdeği ve özü olarak görüyor ve Türk halkından da meseleye böyle bakmasını  istiyor ve kendilerine destek bekliyorlar.