Kuveyt’te yayınlanan El Müctema dergisinden Muhammed Cemal Arefe, Sisi’nin sonunu getirmiş ve Abdulfettah Sisi sonrasını yazıyor. 3 Temmuz (2015) itibarıyla darbenin ikinci yıldönümünü kaleme alan Arefe, Sisi sonrası döneme geçişin işaretlerini de yazıyor.

Son sıralarda Sisi’ye ömür biçenlerin sayısında artış var.  Sözgelimi,  Amerika Birleşik Devletlerinde yaşayan Mısırlı eski istihbaratçı Ömer Afifi, Sisi’nin görevini askeri konseye devretmeye hazır olduğunu haber verdi. Elbette bu tür haberlere ihtiyatla yaklaşmak gerekiyor. Manipülasyon olabilir. Bununla birlikte içeriden ve askeri cunta içinden bilgi alan bir ses olarak Sisi’nin askerlere, kendisini Mısır’ın önünde bir engel olarak görmeleri halinde çekilmeye, görevini askeri konseye devretmeye hazır olduğunu bildirdiğini aktarıyor. Askerler henüz bu teklifine ne evet ne de hayır şeklinde bir karşılık vermemiş ve karar almamışlar. Beklemede oldukları anlaşılıyor. Şimdilik meseleyi etüt etmekle meşgullermiş.  Belki de Sisi, darbe ihtimaline karşı ordunun nabzını tutuyor ve tepkilerini ölçüyor.  Bununla birlikte Sina olaylarının akabinde Sisi haki elbiseyle birlikte askerlerin karşısına çıktı ve isbat-ı vücut etti. ‘Buradayım’ mesajını verdi. 

Yine de Sisi’nin miadının dolduğuna dair kuvvetli bir kanaat var. Mısır’da itibar edilen bir Mossad analizine göre Sisi’nin günleri sayılı. Asayiş ekonomi ve her şey daha da kötüye gidiyor. Mısırlıların yüzde 80’ine yakını veya fazlası yarınlarından emin değil.

*

İşte bu noktada ‘derin gırtlak’ tabir edilenlerden birisi şeamet tellallığına soyundu ve rejimin çökeceğini ve Sisi’nin öldürüleceğini haber verdi. Dayandığı veriler sağlam veriler.  Asayiş özellikle de Sina’da kontrolden çıkmış bulunuyor.  İhvan uzak dursa da herkes bir iç savaş ortamından bahsediyor. İdamlar gerçekleştirilecek olursa iç savaş, senaryo olmaktan çıkabilir. Bununla birlikte Mustafa Faki gibi rejime yakın isimler Muhammed Mürsi’nin idamının söz konusu olmayacağını ve Sisi’nin buna müsaade etmeyeceğini söylüyor.  Mürsi’nin idamına engel olma yolunda bir girişim Suudi Arabistan’dan beklenirken; Mısır’da Cezayirleşme modelinden bahsedildiği günlerde beklenen girişim Cezayir’den ve Abdulaziz Buteflika’dan geldi. Belki de Gannuşi’nin rica ve minnetleri sayesinde. Bu da şaşırtıcı olsa gerek.  Belki de idamlar yeni rejimin tabutuna son çivi olacak.  Her durumda rejim tekliyor ve sallantıda. Mısır basınında ‘ dünyayı dolduran ve insanları meşgul eden’  sıfatıyla anılan derin gırtlaklardan birisi olan Amr Edip, Sisi rejiminin mail-i inhidam olduğunu ve adeta Yecüc Mecüc’ün önündeki Zülkarneyn Seddinin her gün aşınması gibi aşındığını ve günlük olarak yıkıldığını ifade ediyor.  Bizde 28 Şubat sürecinde ve Ecevit döneminde piyasaların bir hafta sonrasını göremediği ifade edilirdi. Mısır’da bu ufuksuzluk günlük baza veya banda düşmüş durumda.   

Korku cumhuriyetinde yatırımlardan eser yok. Hatta güven aşınması nedeniyle gelen de gidiyor.  Son yatırımcılar da pılını pırtısını toplayarak Mısır’dan ayrılıyor.

*

Taze dolar ihtiyacı karşısında Mısır Poundu yerinde tutunamıyor. Sürekli olarak aşınıyor. Zira Amr Edip’in ifadesine göre Mısır alımlarının veya girdilerinin yüzde 80’ini dolar üzerinden yapıyor. Bu demektir ki, Mısır ihtiyaç kalemlerinden sadece yüzde 20’sini iç piyasalardan mahalli bazda karşılayabiliyor, tedarik edebiliyor.

Sözgelimi İsrail’e doğal gaz satan Mısır şu günlerde Rusya’dan doğalgaz almanın hesaplarını yapıyor. Kura baskı yapan hususlardan birisi de Körfez ülkelerinin Sisi’yi finanse etmekteki isteksizlikleri. Sisi’nin güvenilir bir ortak olmadığını tapelerden sızan konuşmalarıyla öğrenmiş oldular. Körfez parasını Hindistan pirincine benzetmişti.  BAE oybirliğini bozmazsa 2016 yılında Körfez’den Mısır’a zırnık yok.  Amr Edip gibiler yıkılmakta olan Yunanistan’a bile gıpta ile bakıyorlar. Yunanistan’a bakarak Mısır’ın düzelme ihtimali daha zor.  Mısır’ın sosyal, ekonomik ve siyasi sorunları oldukça müzmin.  Bundan dolayı demokrasi dikiş tutmuyor. Yunanistan’da en azından halk, iradesini ortaya koyabiliyor.   Seçimle gelen seçimle gidiyor.  Mısır batmakta olan Yunanistan’a gıpta ederken Sisi de yaldızlı elbiseler içinde Müşerref’e özenmekte.  

Amr Edip bütçe açığı ve 3 doların piyasada 8 pound üzerinden işlem görmesinin ötesinde basına da bindiriyor. Görevini yapmadığını ileri sürüyor. Lakin Mısır’da yürürlüğe giren yeni terörle mücadele yasasına göre, artık basın mensupları içinde bulundukları nispi serbesti ortamını da arama durumunda kalacak!  Amr Edip bu gidişle halkın açlıktan kırılacağını haber veriyor. Bir ‘mucize’ yaşanmazsa ve dışarıdan imdat çığlıklarına kulak asan olmazsa Mısır, dibi olmayan bir gayyaya doğru yuvarlanıyor. Kimileri Somalileşmekten kimileri başka modellerden bahsediyorlar. Sisi de Merkel gibilerinin önünde Batı’ya ‘ben olmazsam tufan’ mesajını verdi.  90 milyonluk bir ülkenin başarısız olmaya doğru yuvarlanmasının önünde tek engelin kendisi ve askerlerin olduğunu söyledi.

Peki!  Körlemesine bir siyaset, körlemesine bir kutuplaşmanın ortasında bunu nasıl başaracak?  Sisi’nin gideceğine dair beklentiler artarken Muhammed al Baradey veya Ahmet Şefik gibi ‘sürgün’ isimlerin dönüşü dedikodu borsalarını çalkalıyor.   

En azından derin gırtlaklar da durumun vahametini kavramış görünüyorlar. Belki akıl yoluna saparlar! Ama Alman basınının dediği gibi sorunun odağında Sisi var. En azından diğer faktörlerle çözümün değil sorunun bir parçası. Bu nedenle , ‘sen in, yerine yeniden Mürsi geçsin’ diyenlere de rastlanıyor.  En azından El Cezire Spikeri Cemal Reyyan gibi bazıları yürekli bir biçimde bunu ifade edebiliyor.