Suriye rejimi zeytinyağı gibi üste çıkmasını çok iyi becerir. Yenilse bile yenilgisini bir şekilde kamufle ederek zafer olarak takdim edebilir. Son sıralarda Türk halkını hükümetinden daha fazla düşündüğünü bile söylüyor! Şimdiye kadar Suriye’de bir milyondan fazla ev yıkıldı ve milyondan fazla iç ve dış göçe maruz kaldı ve buna rağmen Suriye rejimi bırakın kendi halkını Türk halkını bile düşündüğünü söylüyor. Hatta son sıralarda AKP hükümetinin Türk halkına karşı görevini ihmal ettiğini bile düşünüyor. Türk halkı içinde Suriye politikasını destekleyen kitlenin yüzde 20’nin altına indiğini savunarak bu çakma verilerin üzerinden hükümetin destek tabanının eriyip gittiğini iddia ediyor.
Şerif Şahata adlı Suriye milletvekili Türk halkının AKP’nin esiri ve rehinesi durumuna düştüğünü de ileri sürüyor. İnşaallah durumdan vazife çıkarmazlar! Oldu olacak, Beşşar halkından kurtulduktan sonra CHP ile birlikte el ele verip bizi de kurtarsın! Onun ötesinde Türk sınırının berisine seken ve 5 vatandaşımızın ölümüne neden olan top mermilerinin de muhalifler tarafından atılmış olabileceğini söylüyor. Hem rahat hem de pişkince! İyi ki, ‘Türkiye bu mermileri Suriye’yi zor duruma bırakmak için kendi kendine attı’ demiyorlar. O kadar da ileri gitmiyorlar! İnandııcılık payı bırakıyorlar. Buna da şükretmek gerekir.
Bereket Türk keşif uçağını düşürdüklerini kabul ettiler. Onu da muhalefetin veya Kaide’nin üzerine yıkabilirlerdi!
*
Suriyeli parlamenter Şerif Şahata, Türkiye’nin Suriye’ye müdahale etmesi halinde bölgesel bir savaş çıkabileceğini ve kendilerini Rusya ve İran gibi ülkelerin savunacağını söylüyor. Bir taraftan küresel veya hatta evrensel bir komplodan bahsederken diğer taraftan da dünyanın yarısının hatta ekserisinin kendileriyle beraber olduğunu söylemekten hicap duymuyorlar. Suriye’nin başmuallimi Velit Muallim daha da ileri giderek gerekirse NATO’yu bile dize getirebileceklerini ve silip süpüreceklerini söylemektedir! Tanıtma Bakanı Umran Zubi de aynen Şerif Şahata gibi Akçakale’ye düşen top mermilerinin veya ateşin kaynağını tespit etmeye çalıştıklarını söyledi. Tarih öncesine kadar gidebilirler!
Türkiye’nin karşılık verdiği gecenin ve sabahın ertesinde Beşir Atalay bir açıklama yaptı ve Suriye’nin özür dilediğini söyledi. Daha sonra bu açıklama müsellem ve doğru bilgi kabul edilerek herkes tarafından hizmete sokuldu ve paylaşıldı. Bununla birlikte daha sonra Suriye Dışişleri Bakanlığının bir açıklama yapmadığı ortaya çıktı. Sadece Ümran Zubi açıklama yapmış ve bizim kayıplarımızı da kendi şehitleri arasına katmıştı. Yani gazımızı almıştı. Suriye rejiminin karakteri böyledir. Galiba Beşir Atalay’ın bu yöndeki açıklaması bazı gazete haberlerine dayalı bir değerlendirmeden ibaret.
Gerçekten de Ruslar Beşşar’ın emanet ifadesini doğru aktarmışlar mıdır? Beşşar, Lavrov ve Rus kaynaklara aktarmalı olarak ‘söz veriyoruz, bir daha olmayacak’ diyor. Söz merdin sözüdür! Namerdin sözü olmaz. Suriye ile Rusya üzerinden konuşuyoruz. Bununla birlikte Beşşar Caferi özür dilemediklerini ilan etti.
*
Özür dilemenin ötesinde ‘ bir daha olmayacak’ mealindeki sözleri de boş ve kof çıktı. Başbakanın ifadesine göre Türkiye’nin misillemesinden sonra da sınırlarımıza top mermileri yağmaya devam ediyor. Adeta sınırlarımızı kevgire çeviriyorlar. Başbakanın ifadesiyle misillemeden sonra da Hatay Altınözü’ne bir top mermisi isabet ediyor. Ve bununla sekiz kez sınırlarımız ihlal edilmiş oluyor.
Başbakan 'böyle mükerrer hata olur mu?' diye sorsa da rejim bunu kendi hatası olarak görmüyor. Türkiye-Suriye ilişkilerini bozmak isteyen muhaliflerin komplosu olduğu görüşünde. Oysa ilişkilerin bozulmamış yanı mı kaldı? Metehan Demir’in yazdığı gibi, aslında akıllı radarlar ateşin veya top mermilerinin menzilini veya kaynağı tespit ediyor ve kayda geçiriyorlar. Saldırının hesabının sorulduğu harekâttaki bombalanan noktalar, ANTPQ36 tipi bölgeyi okuyan radarların günlerce yaptığı kayıtların geri taramasıyla tespit ediliyor.
Bölgedeki güvenilir kaynaklardan alınan bilgiye göre, 20 Eylül’den bu yana Akçakale ve civarına Suriye’den 3 ile 20 kilometre arası değişen mesafelerden havan ve topçu karışık olmak üzere ağır mühimmat atabilen silahlarla atışlar gerçekleştiriliyor. Ancak, Türkiye bu atışların yapıldığı yerleri kaydedip, anında da Suriye makamlarına sert uyarılarda bulundu. Ancak her defasında Suriye makamları, Türkiye’nin sınıra yakın bölgelerinde sadece tankları olduğunu arazide herhangi bir askeri varlığının bulunmadığı bahanesini ileri sürdü.
Hal böyle iken hala araştırma yapılacağından bahsediyorlar. Yine bir kez daha ipe un sermek niyetindeydiler. Lakin bereket bu defa Türkiye harekete geçti de olay hesapsız ve karşılıksız kapatılmamış oldu. Yoksa hepten alacaklı kalacaktık. Bunun burası Beşşar rejimi alacaklı iken sizi borçlu çıkartabilir. Büyük bir sihir kabiliyeti ve mahareti var. Onda ki şudur: Ne sihirdir ne keramet el çabukluğu, ağız kalabalığı marifet!