'Su hayattır' sözü Mısır'da, 'Nil hayattır' şeklinde algılanmaktadır.

Yağmuru ve Nil havzası dışında ekili arazisi, bir başka deyimle toprağı bulunmayan Mısırlılar için tek hayat ve su kaynağı Nil'dir. Bu nedenle Nil suları, Mısır halkı ve yönetimi için milli güvenlik ile doğrudan ilgili ve kırmızı çizgi olarak kabul edilmektedir.

Genel olarak Mısır ve Nil özdeşleşmiş sanki. Nil denilince Mısır, Mısır denilince akla Nil Nehri gelir. Çünkü yağmuru olmayan bu ülke su kaynaklarının yüzde 95'ini Nil'den sağlıyor.

Uğradığı sekiz ülkenin havası, toprağı ve suyundan aldığı bereketi Nil, adeta Mısır topraklarına bırakmış gibi. Mısır'ın ziraate uygun verimli toprakları sadece Nil havzasında yer alıyor. Dar alandaki bu verimli topraklardan her üç ayda bir hasad verdiğinden, yılda dört defa ekilir.

Nil Nehri'nin bereketli toprakları Mısırlılar için, ölülere tahsil edilemeyecek kadar değerli kabul edilmektedir. Mısırlılar İslam'dan sonra da Eski Mısırlılardan kalma mezar adetini, devam ettirmiş ve ölülerini Nil Nehri'nin kıymetli topraklarına defnetmemiştir.

Ölülerin toprağa defnedilmemesi her ne firavunlardan kalma bir kadar eski Mısır adeti olsa da hâlâ gerekçe olarak 'Toprağın azlığı' gösterilmektedir.

Müslümanların Mısır'ı fethettiği zaman karşılaştıkları bir adet de Nil Nehri'nin Mısırlılar için ne kadar değerli olduğunu göstermektedir. Şöyleki:

Mısır Fatihi Amr Bin As (r.a.), Halife Ömer tarafından Mısır'a vali tayin edilmişti. Bir gün halk valinin huzuruna çıkarak şöyle dediler:

'Ya Amr, Nil Nehri'nin bir adeti vardır, o adet yerine getirilmezse nehrin suyu çoğalmaz kesilir... Halk da açlık sıkıntısı ile karşı karşıya kalır.' Amr bin As:

'O adeti nedir?' diye sordu. Onlar:

'Biz her sene bir fakiri altın ve paralarla kandırır, çocuğunu Nil nehrine atarız, ondan sonra nehrin suyu çoğalır, halk da ondan istifade ederek kazanç sağlar' dediler...

Amr bin As hazretleri 'Bu cahiliyetten kalma bir adettir.' diyerek, buna müsaade etmedi ve Halife Hazreti Ömer'e meseleyi anlatan bir mektup yazdı.

Hazreti Ömer, Valiye yazdığı cevabi mektupta; 'Kabul etmemekle çok iyi etmişsin. Sana gönderdiğim mektupla bir mektup daha gönderiyorum, onu Nil Nehri'ne at' dedi.

Hazreti Ömer'in Nil nehrine yazdığı mektupta şöyle yazılı idi:

'Ya Nil akacaksan Allah'ın izniyle daha evvel nasıl akıyorsan öyle ak! Eğer akmazsan kıyamete kadar bir daha akma!'

Hazreti Ömer'in Nil nehrine yazdığı mektubu vali nehre attı... Ertesi günü nehrin sularının on altı metre yükseldiği görüldü!

Nil Mısırlılar için uğruna kurbanlar verilebilecek kadar dokunulamaz kabul edilmektedir.
 

Son bir yıl içerisinde İskenderiye ve Şarm el Şeyh kentlerinde yapılan ve Nil havzasında yer alan 9 ülkenin katıldığı 'Nil suları görüşmeleri'nden bir sonuç alınamadı.

Mısır ve Sudan Nil'in döküldüğü, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Etiyopya, Kenya, Ruvanda, Tanzanya, Burundi ve Uganda ise Nil'in kaynağı, menbağı ülkeler olarak kabul edilmektedir.

1995 yılından bu yana Nil menbağı ülkeleri, özellikle de Etiyopya, Nil suları problemini sıklıkla uluslar arası arenannın gündemine taşıyor.

Nil sularının paylaşımı, 1929 yılında Nil havzası ülkeleri sömürgecisi İngilizler ve Mısır arasında, 1959 yılında ise, Mısır ve Sudan arasında imzalanan anlaşmalar mucibince gerçekleştiriliyor.

22 Mayıs 2009 tarihinde İskenderiye ve 14 Nisan 2010 Tarihinde Mısır'ın turistlik beldesi Şarm el Şeyh'te bir araya gelen 'Nil Havzası ülkeleri toplantıları'nda, Mısır ve Sudan özellikle de üç madde üzerinde ısrar edince görüşmeler kilitlendi. Bu üç madde:

1. Mısır'a akan Nil suları oranı azaltılmayacak

2. Nil üzerine yapılacak olan bütün baraj ve projeler için Nil havzası ülkelerinin oy birliği gerekecek.

3. Nil'in döküldüğü ülkeler olan Mısır ve Sudan'a veto hakkı tanınacak

Bu iki zirveden de ortak bir çözüm yolu bulamamasının ardından Etiyopya hükümeti riskli bir adım atmaya karar verdi.

Etiyopya Hükümeti sözcüsü, Başkent Addis Ababa'da gazetecilere yaptığı açıklamada, önümüzeki Mayıs ayında 7 ülkenin 'Nil sularının kullanımı' konusunda yeni bir anlaşma imzalayacağını söyledi.

Mısır Su Kaynakları Bakanı Muhmmed Allam, Nil havzası ülkelerinin imzalamayı planladıkları anlaşma konusuna değinerek, böyle bir anlaşmanın yapılmaması konusunda uyarıda bulundu.

Mısır için en hassas konulardan birisi Nil suları. Bazı uzmanlara göre Nil havzası ülkeleri, Nil sularında emelleri olan dış güçlerin teşvik ve yönlendirmesi sonucunda harekete geçmiştir. İsrail Dışişleri Bakanı Leiberman'ın Nil havzası ülkelerinden Etiyopya, Kenya ve Uganda'yı ziyaret etmesi tesadüf değildir.

Türkiye, Suriye ve Irak için kurgulanan 'Su savaşları senaryoları' abartılı gibi gözükebilir. Ancak, bir ülke için su ihtiyacının yüzde 95'ini sağladığı Nehrin sularının kesilmesi, o ülke insanları için ölümücül bir darbe nilteliğindedir.

Öyleyse bütün felaket senaryoları ve ihtimallerin gündeme gelmesi gayet doğaldır.