Sünni İslam aleminin en muteber dini eğitim kurumu olarak kabul edilen Ezher Ünviersitesi, on binlerce fikir adamı ve alim yetiştirdi. Dünya'ın doğusundan batısına güneyinden kuzeyine içinde Müslüman toplumların yaşadığı ülkelerin tamamında mutlaka El Ezher mezunlarına rastlarsınız.
Kuruluşunun üzerinden bin elli yıldan fazla zaman geçen bu ilim, kültür ve eğitim yuvası, İslam dininin hakikatlerini temel kaynaklardan öğrenme ve ilahi mesajı insanlara ulaştırma gayesinde olan herkese ışık tutmaya devam ediyor.
El Ezher dini ilimlerin yanı sıra sanat, felsefe, ahlak, matematik, tıp ve astronomi gibi farklı alanlarda da eğitim veren ve buna devam eden devasa bir kurum. Bu çeşitlilik El Ezher'i doğru ve mutedil İslami ilimler merkezi olmaktan alıkoymuyor, tam tersine bu yöndeki itibarını daha da artırıyor.
El Ezher asırlardır, İslam dininin aşırılıklardan uzak mutedil bir akide ve amel olarak devam etmesinde önemli bir misyon üstlenmiştir. Batı ve İslam dünyasının karşı karşıya getirilmek istendiği iki binli yıllarında başında El Ezher, ılımlı, mutedil, kucaklayıcı ve kolaylaştırıcı bir İslam akidesinin merkezi olarak İslam alemi ile Batı arasındaki ilişkilerin normalleşmesinde etkin bir misyon üstlendi.
Yirmi milyondan fazla Müslüman'ın yaşadığı Putin Rusya'sı, iki binli yılların başında, Kafkaslar'da yaşanan çatışamalar sebebiyle İslami akımların ülkeye girmesini yasaklarken, El Ezher mezunlarına kapılarını sonuna kadar açmakta tereddüt etmemişti.
El Ezher tarihi misyonunu bu gün de üstlenmekte, medeniyetler ve insanlar arasında köprü olma vazifesi yürütmektedir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in buyurduğu gibi 'Tarağın dişleri gibi eşit' olan insanlar, El Ezher'in İslam ve İnsan anlayışı prensibinde yakınlaşmaktadır.
Duvarlarında tarihin derin izlerinin hissedildiği, El Ezher Camii'ne girdiğinizde sizi kuşatan bir manevi havanın ortasında bulursunuz kendinizi. İşte bu güzide eğitim merkezi, özelde Türkiye ve Mısır genel anlamda ise, Arap ve İslam alemi ile Türk dünyasının yakınlaşmasında son derece etkin bir rol oynadı.
Rahmetli Turgut Özal, seksenlerin sonu ve doksanlı yılların başında Sovyetlerin boyunduruğundan kurtulan ve bağımsız olan Türk Cumhuriyetlerinden binlerce öğrenciyi Türkiye'ye davet ederken, Türk öğrencilere de El Ezher Üniversitesi'nin kapılarını açmıştı.
Doksanlı yıllarda El Ezher'e bir şekilde gelip kısa bir süre de olsa eğitim alan öğrenciler bu gün, Türk ve Arap dünyası arasındaki ilişkilerin güçlenmesinde etkin bir rol almaktadır. Türkiye'yi merkeze alarak gelişmeleri yerinde okuyabilen bu nesil, ekonomi, siyaset ve medya gibi bütün alanlarda iki dünya arasında köprü görevi yürütmektedir.
Arap Baharını kucağında bulan Türk dış politikası, hem dış ve hem de içerden değerlendirmelerle ancak, gerçekleri görebilmekte, özellikle de içerden okumaların zarureti ortaya çıktıkça, El Ezher'in rolü daha iyi anlaşılmaktadır.