Yeraltı kaynakları bakımından oldukça zengin olan Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan gibi Türk Cumhuriyetleri, 16 yıllık bağımsızlıkları esnasında birçok alanda ciddi ilerlemeler kaydetti. Azerbaycan 10 yıl öncesine kadar 700-800 milyon dolar olan yıllık bütçesini 8 milyara çıkarttı. Kazakistan, Türkmenistan ve Ukrayna gibi devletlerin bütçesinin iki katından fazla bütçeye sahip olmayı başardı.

 

Özbekistan, uçak ve otomobil sanayinde ciddi gelişmeler sağladı. Akayev zamanından beri demokrasi adası olarak isimlendirilen Kırgızistan ise, Fikir hürriyeti, demokrasi ve insan hakları gibi alanlarda diğer ülkelere örnek teşkil edebilecek duruma geldi.

 

Ancak, bu ülkelerin özellikle de eğitim alanında Sovyetlerden kalma sistemleri modernize etme ve yeni sisteme adapte olmakta aynı başarıyı elde ettikleri söylenemez. Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan bağımsızlıklarının hemen ardından Kiril Alfabesini terk edip, Latin Alfabesine geçti. Kazakistan ve Kırgızistan ise Rus nüfus ve Rusya"nın bazı çekincelerinden dolayı böyle bir değişikliğe gitmemeyi tercih etti.

 

Avrupa devletlerinin de müdahil olduğu Osmanlı – Rus Kırım savaşından sonra ekonomik olarak Osmanlının çökmesiyle, önce Çarlık Rusya"sı ve ardından 70 yıllık Sovyet dönemi olmak üzere yaklaşık bir buçuk asır bu ülkeler, Rusların kontrolünde kaldı. Sovyetler döneminde klasik eğitimde çok ciddi ilerlemeler kaydedildi. Öyle ki halkların yüzde yetmiş, sekseninin hem çalışıp hem de gece okullarında eğitim alması kolaylaştırılarak bir yüksek okul bitirmesine imkan tanındı.

 

Ateizme dayalı olan bu sistem, ayırım yapmaksızın bütün dinlerdeki eğitimi engelledi veya asgariye indirdi. İstisnai olarak dini eğitim veren kurumlar ise modernize edilemedi. Mesela Sovyetler döneminde bile eğitime devam eden Özbekistan"daki Mir Arap Medresesi bu nadir kurumlardan biridir. Gerekli  reformlar gerçekleştirilemediğinden medrese usulü eğitime devam edildi.

 

Komünist sistemin sona ermesinden sonraki 16 yıllık zaman dilimi içinde ise molla mektebi, medrese ve hücre olarak isimlendirilen dini eğitim kurumları, birkaç istisna dışında hala eski usul ve metotlarda eğitim vermeye devam ediyor.

 

Orta öğretimde dini eğitim bu ülkelerin genelinde hala yapılamıyor. Kırgızistan"da seçmeli ders olarak verilen ve daha çok kültürel konuların işlediği Adap-Ahlak dersinin daha da geliştirilmesi veya İman dersinin de okutulması son günlerde ülkede gündemini işgal ediyor.

 

Bu bağlamda Kırgızistan"ın başkenti Bişkek"te Orta Asya ve Türk Cumhuriyetlerine emsal teşkil edebilecek bir sempozyum düzenlendi. Kırgız Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanlığı, Oş Devlet Üniversitesi ve Kırgızistan Din Komisyonunun işbirliği ile düzenlenen sempozyumun başlığı “Uluslar arası Globalleşme Sürecinde Kırgızistan"da Din Bilimleri ve Ahlak Bilgisi Öğretiminin Meseleleri” idi.

 

Sempozyuma Kırgızistan, Türkiye, Kazakistan ve Rusya Federasyonu"ndan çok sayıda bilim adamı katıldı. 21-22 Mayıs tarihlerinde düzenlenen sempozyumdaki toplam 14 oturumda 64 tebliğ sunuldu.

 

Sempozyuma, Türkiye"den Prof. Dr. H. Kamil Yılmaz, Prof. Dr. M. Akif Aydın, Prof. Dr. A. Nedim Serinsu, T.C. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. M. Şevki Aydın, T.C. M.E.B Din Öğretimi Genel Müdürü İrfan Aycan, İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağırıcı, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fahri Kayadibi, Doç. Dr. Recep Kaymakcan, Dr. Hikmet Atan gibi Türkiye"de ilahiyat eğitimi alanında uzman şahsiyetler katıldı.

 

Kırgızistan"ın farklı üniversitelerinden bilim adamlarının yayında, Kırgız Müslümanları Din İdaresi Başkanı (Müftüsü), Başbakan Yardımcısı, Din Komisyonu Başkanı gibi yüksek seviyede devlet ricali de sempozyumda hazır bulundu.

 

Ayrıca Kırgızistan Oş Devlet üniversitesi Araşan Sosyal Bilimler Enstitüsü Teoloji Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Hidayet Aydar, Aynı fakültenin eski dekanı Doç. Dr. Ömer Çelik, Doç. Dr. Abdurrahman Haçkalı ve Doç. Dr. Necdet Tosun da sunum yapanlar arasındaydı.

 

  • Globalleşme sürecinde eğitim/öğretim ve bu bağlamda din eğitiminin yeri ve önemi
  • Günümüzde çeşitli ülkelerde din ve ahlak bilgisi öğretiminin durumu
  • Kırgızistan"da din ve ahlak bilgisi öğretiminin günümüzdeki durumu
  • Kırgızistan"da orta öğretimde Adap-Ahlak dersinin müfredat ve okutucular bakımından değerlendirilmesi
  • İlahiyat öğretiminde Türkiye tecrübesi ve birikiminin Kırgızistan dikkate alınarak değerlendirilmesi
  • Kırgızistan"da ilahiyat öğretimi ve meseleleri

 

Gibi bir çok sunumun yapıldığı sempozyum, T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı ve M.E.B. Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından ilgiyle takip edildi.

 

Sempozyumda, genel olarak Orta Asya ülkelerinin bağımsızlıklarından önceki dönem ve günümüzdeki misyonerlik faaliyetleri ve bazı dini akımlar dikkate alınarak, halkın bütün dinler hakkında genel, İslam dini hakkında ise hususen bilgilendirilmesinin zaruretine dikkat çekildi.

 

Katılımcılar, Adab-Ahlak dersleri, teoloji bilimleri ve halkın maneviyat eğitimi ile ilgili olumlu çabaları ve bunların bilimsel ortamlarda değerlendirilmesine destek veren Kırgızistan Devletine, ve bu sempozyumu tertipleyen kurumlara şükranlarını ifade ettiler.

 

Bu sempozyumda sunulan tebliğler ve yapılan müzakereler sonucunda,Türk Cumhuriyetleri ve bölge ile ilgili aşağıdaki hususlarda ortak kanaat oluşmuştur:

 

Din eğitim ve öğretiminin, ülkenin geleceğini inşa edecek olan yeni nesillerin ahlaki gelişimlerine, milli kültür değerlerine, ülkelerine bağlılıklarına, vatanseverlik duygularının güçlenmesine katkıda bulunduğunda kuşku yoktur. Bu nedenle din eğitimi ve öğretimi üzerinde çağdaş dünyada önemle durulmaktadır.

 

Küreselleşmenin toplumların ahlaki ve kültürel yapılarına ciddi etkiler yaptığı dikkate alınarak, Kırgızistan şartlarının göz önünde bulundurularak eğitimin yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç vardır.

 

Tarihte Mahmut Kaşkari Barskani, Yusuf  Has Hacib Balasaguni, Siraceddin Oşi ve Serahsi gibi çok sayıda alim yetiştiren Kırgızistan"ın, bu günün dünyasında da insanlığı aydınlatacak büyük din bilginleri yetiştirmesi, İslam aleminin ve bilim çevrelerinin haklı bir beklentisidir.

 

Teoloji fakültelerinin eğitim öğretim programlarının ülke koşul ve ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi gerekmektedir. Bayanların din eğitiminden geniş biçimde yararlandırılması toplumsal yapıyı güçlendirme ve geliştirmede önemli bir yere sahip olacaktır.

 

Adap – Ahlak dersi öğretim programının ülke ihtiyaçları ve komşularına uygun, din eğitim ve öğretimi alanındaki çağdaş yönelimleri içeren bir yapıya kavuşturulabilmesi için, teoloji fakültelerinin birikiminden yararlanılması ve ders müfredatına ihtiyaçlar doğrultusunda dini bilgilerin dahil edilmesi faydalı olacaktır.