Orta Asya ve Kafkasların dünyaya ekonomik ve sosyal yönden entegresi Amerikan yönetimini çok yakından ilgilendiriyor. Bu alanda araştırma yapan siyaset bilimciler ve merkezi Washington"da bulunan Orta Asya ve Kafkas Enstitüsü bilim adamaları, bölgenin jeopolitik ve sosyal konumu itibariyle İkinci Balkanlar olabileceğini öngörüyorlar.
Senaryoya göre, bölgedeki entegrasyonun uluslar arası ticaret, altyapı, ekonomik ve insan yatırımı şeklinde olması gerekiyor. Bu açılım, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerin genelde tercih ettikleri gibi Batı ülkelerine değil, Güney Asya"ya yönelik olacak.
Böylece Güney Asya ile Orta Asya ülkeleri bir birine yakınlaştırılacak. Buna Özbekistan"ın özellikle de otomotiv sanayinde Güney Kore ile olan ekonomik ilişkisi örnek veriliyor. Diğer ülkeler de bu yönde desteklenecek.
Tarihi fonksiyonuna tekrar kavuşması durumunda, Orta Asya ve Kafkasları, Orta Doğu haliyle Türkiye ve İslam dünyasına bağlayacak olan İpek Yolu Projesi ise, dış güçlerin bölge ile ilgili emellerinin önünde bir engel olarak algılanıyor.
Başlatılacak güvensizlik ortamı ve siyasi istikrarsızlık, İpek Yolu Projesini engelleyeceği gibi, turizm alanındaki geri kalmışlığın ve ilgisizliğin de artmasına sebep olacak. Çünkü turizm, dışa açılma ve dünya tarafından tanınma demektir. Bu da emperyal güçlerin bölge zenginliklerine konma girişimlerini engelleyecektir.
Bölgede kış ve yaz turizmi ile ilgili bütün coğrafi imkânların var olmasına rağmen, bu alanda planlanan yatırımların hayata geçirilememesini de bu çerçevede yorumlayabiliriz.
19921997 yılları arasında Tacikistan"da 5 yıl devam eden ve ülkenin ekonomik gelişimini tamamen durduran iç savaş, bölge güvenliğini de ciddi derecede tehdit etmişti. Yabancı yatırımcıların iç savaş yaşanan bir ülkeyi veya bölgeyi tercih etmeyecekleri muhakkak.
Amerikalı siyasilerin bölge için hazırladıkları İkinci Balkan senaryosunun bir diğer hedefi de, Rusya"nın bölge ülkelerindeki ekonomik, siyasi ve sosyal alanlardaki otoritesini zayıflatmak.
11 Eylülden sonra NATO"nun Afganistan"da güç bulundurması, Putin yönetimi tarafından Rusya"nın güneyinin Amerika tarafından kontrol edildiği şeklinde algılanıyor. Doğu Avrupa"ya yerleştirilen füze rampaları ise Rusya"nın güney ve batıdan kıskaca alındığı anlamına geliyor.
Putin"in halka yönelik yapmış olduğu konuşmanın sonunda, klasik silahlarla ilgili tehdit vari açıklamaları, güvenlik kaygısı şeklinde yorumlanıyor.
Bunun doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü askeri ve stratejik bakımdan, Rusya"nın en güçlü yanı güneyi ve batısı, yumuşak karnı ise kuzeyi ve doğusudur.
Senaryonun üçüncü hedefi ise, Orta Asya ülkelerini Güney Asya ülkelerine tamamen benzetme planları oluşturuyor. Ulaşabildiğimiz kaynaklardan edindiğimiz malumata göre, Tacikistan ekonomik, siyasi ve diğer bütün alanlarda Nepal"a benzetilecek.
Bütün çabalara rağmen ele geçiremedikleri Irak"ın Felluce şehrini, işlenecek insanlık dışı cinayetlerden sorumlu olmamak için, haçlıların son kalesi olarak bilinen Malta ile bağlantılı olduğu iddia eden Black Water adındaki taşören savaş firmasına vererek yerle bir edenler. Azerbaycan"ı Nijerya"ya, Özbekistan"ı Afganistan"a, Türkmenistan"ı Vietnam"a çevirme senaryoları da yapacaklardır.
Askerlerinin bir günlüğü 30 bin dolar olan Black Water gibi taşören savaş firmaları, istediğiniz ülkeyi sizin için işgal edebilecek kara, hava ve deniz gücüne sahip.
Biz, kendi geleceğimiz için planlar yapamaz veya iç ve dış düşmanların emellerine anti tezlerle karşılık veremezsek, başkalarının kendi hedefleri doğrultusunda hazırlamış oldukları senaryolara hizmet etmekten başka çaremiz kalmayacaktır.
Son günlerde içte ve dışta hazırlanan felaket senaryolarına rağmen, Mehmet Akif"in dediği gibi "iman dolu bir göğse" sahip olan bu yüce ümmet, bunların hepsini alt etmeyi başaracak güç, kudret, kabiliyet ve tarihi tecrübeye sahiptir.