Mısır'da 10 günü aşan gösteriler sırasında bu gösterilerin merkezinde hangi fikrin veya hangi derdin yattığı merak ediliyor, tartışılıyor. İhvan'ın yeri ve konumu da en çok sorulan ve tartışılan meseleler arasında. Mısır'daki halk devrimi ve sokak hareketi içindeki dini eğilimin veya rengin yeri giderek netleşiyor. Devrimin onuncu gününde Mısır'da rejimin kontrolünden çıkmış tek şehir Süveyş şehri olmuştur. Şehir ilk günden itibaren devrimcilerin kucağına düşmüş ve devrime teslim olmuştur. Nedeni 90'lık kahramanHafız Selame'nin ilk günden itibaren halkı örgütlemesi ve kurduğu komiteler vasıtasıyla şehri yönetmesidir. 90'lık kahramanın ilk günlerde vurulduğu yönünde haberler alınmış lakin bunların şayia olduğu ortaya çıkmıştır. Granit gibi dimdik ayakta ve halkın başında bulunduğu anlaşılmıştır. Hafız Selame her dönemin adamı değil ama her döneminin direnişçisidir. 1967 ve 1973 savaşlarında şehri İsrail komandolarına ve askerlerine dar getirmiş ve örgütlediği halkla birlikte şehri ve tabyalarını savunmuştur. Süveyş daima siyanet kanatları altında olmuştur. O halim selim adam direniş sıralarında volkan gibi patlamıştır. O bir şehir efsanesi değil gerçek şehir kahramanı ve gerillasıdır. Kahraman Maraş'ın nasıl Sütçü İmamı varsa Süveyş'in de Hafız Selame'si vardır. Her devrin direnişçisi ve kahramanıdır. İsrail'e direndiği gibi bütün işbirlikçi rejimlere karşı da direnişin daima ön safını tutmuştur. Sembolü olmuştur. Bu nedenle 1970'li yılların sonunda ve 1980'li yılların başında Enver Sedat'ın boy hedeflerinden birisidir. 'Mısır'ın son feslisi' olarak tanımlanabilecek bu adam gücünü sadece haktan almaktadır. Haktan aldığı gücünü halka vermektedir. Kimseye minneti ve borcu da yoktur. Ulemadan olmasına rağmen kesinlikle dini olsa da bir grupla bağlantılı değildir. 1967 ve 73 yıllarında şehri İsrail komandolarına karşı savunduğu gibi en son olarak Mübarek rejimine karşı da şehir halkını seferber etmiş ve şehir ilk günden itibaren devrime teslim olmuştur.
*
Resmi Ezher'den ses seda çıkmasa da Ezherliler devrimin kalbinde yer almaktadır. Ulema bu kalkışmada ve devrimde halkın bütün kesimleriyle birlikte başrol oynamaktadır. Sözgelimi, İskenderiye'de rejimin kışkırttığı ve gösterilere haram fetvası veren Ali Şeriati'nin tiplemesiyle banknota zekat yok diyen haşviyeci ve ahbari mollalar veya Mübarek'in değil de halkın önünü kesmek isteyen bu yol kesicilere karşı İskenderiye'nin bağımsız ulemasından Ahmet Mahallavi karşı çıkmıştır. Halkın polisi püskürttüğü gibi o da bu sahte mollaları püskürtmüştür. Bu isimler şehirlerin sultanlarıdır. Mahalletü'l Kübra da da yine isyan ateşini yakan ve koruyan ve kollayan ve canlı tutan ulema olmuştur. Bu ulema, Mehmet Ali Paşa gibilerinin vakıfları müsadere ederek ulemayı midesinden rejime bağlamak isteyen yönetimlere karşı mücadele eden ulema geleneğinin son kuşağı ve temsilcileridir. İlk günden itibaren Mübarek'in gitmesi gerektiğini ilk haykıranlar arasında Yusuf Karadavi de vardır. Ülkesinin daha fazla Mübarek karabasanı altında inlemesine yüreği kaldırmayan Karadavi Mübarek'in çekip gitmesini istemiştir. Bu çağrısıyla öncü olmuştur. Keza Dünya Müslüman Alimler Birliği'nin önemli isimlerinden olan Faslı ulemadan Ahmet Raysuni de Karadavi'nin çağrısını teyit etmiş ve ulemanın değişim önündeki isteğine tercüman olmuştur.
*
Tele vaizler veya uydu kanalı vaizleri kuşağının önemli simalarından olan Amr Halit de bu çağrılara destek vermiştir. Dini uyanışın önünü kesmek isteyen Mübarek rejimi yüzünden Amr Halit uzun yıllar ülkesine girememiştir. Yasaklı kalmıştır. O bir Abdulhamit Keşk gibi celal değil de cemal meşrep olmasına rağmen yine de rejimin engeline takılmaktan kurtulamamıştır. Son olarak Mısır'a girmesine izin verildiğinde iktidar partisi Hizb-i Vatani'nin organize ettiği etkinliklerde vaaz vermek veya konuşma yapmak zorunda kalmıştır. Mısır'dan sonra Amr Halit, Yemen rejiminin de çağrısı üzerine bu ülkeye gitmiş ve çeşitli konuşmalar irat etmişti. Galiba düşürüldüğü bu acınası duruma karşı o da fazla bigane kalamayarak rejimin devrilmesi gerektiğini söyleyen halk katmanları arasına katılmıştır.
İhvan'a gelince, Mübarek'in konuşması sonrasında kırılma eğilimine giren halk tabakaları ve direnişine yeni bir yakıt vermek için İhvan asabiyeti harekete geçmiş ve halkı kırılma noktasında tekraren seferber etmeye çalışmıştır. Burada bir fazlı ikrar etmek babından şu söylenebilir: Şayet Mübarek ve rejimi devrilecek olursa, bu şeref başta halkın olmak üzere ulamanın ve ayrıca organize İhvan hareketi ve asabiyetinindir. İlk günlerden beri fazla öne çıkmak istemeyen İhvan durum zora girince elini taşın altına koymuştur. Kahire Tahrir Meydanı veya bizim tabirimizle Kahire'nin İstiklal Caddesi yeni bir istiklal savaşı veriyor. Bu kez Mübarek ve hanedanlığına karşı. İstiklal savaşları er geç kazanılır. Kaybedildiği görülmemiştir.