Mısır’da istibdat rejiminin yıkılmasıyla birlikte Ezher’in hareketini sınırlayan ve bağlayan prangalar da kırılıyor.  Ezher yeniden dış dünyaya açılıyor ve yeni faaliyet alanları ve ufukları kazanıyor. Bu meyanda, uzaktan eğitim programlarıyla ilgilenen kurumlar Ezher’le işbirliğine gitmek ve Ezher tarzı eğitimi Türkiye’ye getirmek istiyorlar. Bu hususta istekli talebelere lojistik imkanlar sağlıyorlar. Ezher’in de girilen yeni dönemde dinamizm kazanarak dışarıya açılmayı arzu ettiği anlaşılıyor. 

Bu noktada Ezher yetkilileri Türkiye’de bazı çevrelerle ön görüşmeler icra ediyor. Sözgelimi, Akdemi İstanbul’un danışmanı olan Prof. Ahmet Ağırakça’nın daveti üzerine Türkiye’ye gelen Ezher Rektörü Üsame Muhammed Abd, Türk akademisyenlerle buluşması sırasında bundan böyle Türkiye ile Mısır arasında Ezher köprüsü kurmak istediklerini belirtti.

Şehzadebaşı Celal Ağa Konağında güzide bir topluluğun karşısına çıkan Ezher Rektörü Üsame Muhammed Abd, Ezher’le alakalı ilginç bilgiler aktardı, detaylar da verdi. Fatimiler tarafından kuruluşunun üzerinden yaklaşık 1050 sene geçen Ezher, Rektör Üsame Muhammed Abd’e göre, dünyanın en kıdemli üniversitesi. Bu yönüyle Batı’daki benzerleriyle ve özellikle de Bologne ve Oxford ve Camridge ile karşılaştırıldığında Ezher’in kıdemi ağır basıyor. Kıdeminden öte Ezher aynı zamanda dünyanın en büyük üniversitesi. 

Yaklaşık yarım milyon talebesine 30 bin akademisyen eğitim ve hizmet veriyor. Mısır’ın bütün şehirlerinde Ezher’in fakülte ve şubelerine rastlamak mümkün.  Ezher’in 70 kadar fakültesi var ve bunlar içinde 6  adeti tıp fakültesi. Mühendislik, eczacılık, tıp ve ziraat ve baytarlık gibi fakülteleri de bulunuyor. Bünyesinde hem dini ve hem de dünyevi ilimleri okutuyor. Rektör Üsüme Muhammed Abd bunları şer’i ilimler ve tecrübi ilimler (tatbiki ilimler) şeklinde iki ana kola ve dala ayırıyor. Ezher her iki yöne de hitap ediyor.

*

Bu anlamda Ezher eskilerin tabiriyle 'zülcenaheyn' bir kurum. Çift kanatlı. Hem din ve hem de dünyevi alanı kapsıyor. Rektör Üsame Muhammed Abd birkaç defa üzerine basa basa itidal ve vasatiyeti temsil ettiklerini ve aşırılık nerede bulunursa bulunsun onunla mücadeleye ettiklerini ifade etti.  Bu vurgusu önemliydi. Hem aşırılıktan hem de taassuptan azade ve masun olduklarını da ifade etmeden geçemedi. 

Rektör Üsame Bey itidalin bir numunesi  ve taassuptan azade olmanın bir tezahürü olarak  dört mezhebi  okuttuklarını ve bu yönüyle kimseyi dışlamadıklarını hatırlattı. Üsame Muhammed Abd olumlu ve yapıcı anlamda Ezher’in devlet içinde devlet pozisyonunda olduğunu da söyledi. Bunun en önemli göstergelerinden birisi ise teşrifat ve protokol düzeninde ve hiyerarşisinde Ezher Şeyhinin başbakanla denk seviyede gelmesidir. 

Elbette Mısır’ı en önemli prestijli kurumlarından birisi bin kusur yıllık Ezher-i Şeriftir.  Bu tartışma götürmez bir gerçektir. Mısır, Ezher ve Ezher mezunları vasıtasıyla bütün dünya ile köprü kuruyor.  Fakültelerinde binlerce yabancı talebe öğrenim görüyor.  El Cezire nasıl ki Katar’ı parlatmışsa bin kusur yıldan beridir de Mısır’ın iftihar kaynaklarından birisi Ezher-i Şeriftir.

*

Rektör Üsame Muhammed Abd biraz da Başbakan Erdoğan’ın Mısır ziyaretine temas etti. Erdoğan’ın Mısır’da bir kahraman gibi karşılandığını ve Ezher’e gelişinde ulemanın aynı algı ile onu karşılamaya çıktığını dile getirdi ve Ezher açısından bu ziyaretin tarihi öneme haiz olduğunu ifade etti.  Elbette bunlar işin mücamele kısmına giriyor.  Bununla birlikte, Ezher ile Türkiye’de ilahiyat eğitimi veren kurumlar arasında büyük bir işbirliği alanı ve ufku var. Sözgelimi, Türkiye’den bazen binlerce talebe Ezher’de öğrenim görmek için Mısır’a gidiyor. Lakin iklim şartları gibi olumsuz unsurlar dikkate alındığında öğrenciler için Mısır’a gitmek pek de verimli değil. Bunun yerine uzaktan eğitim metoduyla Ezher’in programına katılmaları hem daha sağlıklı hem daha pratik olabilir.  Sınavlar ise burada olabileceği gibi orada da olabilir.  ‘Huz ma safa da ma keder/ Sıkıntıyı bırak sefaya bak’ dedikleri gibi bu yolla zorlukların üzerinden atlayarak Ezher eğitimi almak mümkün olabilir. 

Şu bir gerçek ki, teknoloji devrimleri dünyaya küçülttüğü gibi Arap Baharı da anlaşılan o ki, Mısır ile Türkiye arasındaki mesafeyi kısalttı ya da en azından kısaltmaya aday.  Taraflarda böyle bir irade seziliyor.  İnternet gibi teknolojik araçların yardımı ve uzaktan eğitim sistemiyle eğitim yaygınlaştığı gibi daha esnek sınırlara da kavuşmaktadır. Türkiye’de Arapçaya olan ihtiyaç artarken; bu yolda çeşitli nedenlerle heder olan enerji ve imkanların bir kısmının Ezher modeliyle geri kazanımı veya toparlanması mümkündür. 

Mısır’ın tanınmış yayınevlerinden Medbuli Yayınevi İstanbul’da şube açtı ama çok sayıda ilahiyat talebesine rağmen Ezher Dergisi (Mecelletü’l Ezher) son yıllarda Türkiye’ye gelmez oldu.  Maalesef bu, ilahiyat fakültelerinin sayısı ve niceliği artarken niteliğin pek de buna eşlik etmediğini gösteriyor.  Eğitim artarken okunan materyal artmıyor! Bu yüzden de Ezher Dergisinin Türkiye’de yeterince takipçisi olmadığı bir gerçek. Sözkonusu veriler gösteriyor ki, Mısır’la ilişkiler med cezir halinde seyrediyor ve ilişkilerin düzenli hale getirilmesi ise her iki ülkenin de yararına.