Bütün bu resmi eğitim kurumları, hücreler ve cemaatler, ülkede İslami bir hareketliliğe sebep olurken, haliyle siyasileri başörtüsü gibi yeni bir meseleyle karşı karşıya getiriyor. Kırgızistan, siyasi hayatta olduğu gibi din ve inanç bakımından da kargaşa ortamından kurtulup istikrarı yakalama yolunda çaba sarf eden bir ülke. Akayev dönemin de bile uluslar arası kuruluşların yaptığı araştırmalara göre insan hakları ve özgürlükler gibi konularda Ukrayna ve Kazakistan gibi ülkelerden çok ileride bulunuyordu. Bu serbesti, ülkenin bütün eyaletlerine dağılmış olan misyonerlere inanılmaz imkânlar bahşediyor. Fakir ve işsiz halk kendilerine uzanan iş ve aş teklifini başlangıçta menfaat icabı da olsa en azından geri çevirmiyor, fakat zamanla durum değişebiliyor. Mesela başkent Bişkek?ten yaklaşık 20 km. uzaklığındaki bir köyün yarısına yakını Hıristiyanlığı kabul etmiş durumda. Köye Misyonerler tarafından bir de kilise inşa edildi. Madalyonun öteki yüzünü çevirdiğiniz zaman, İslam âleminin farklı ülkelerinden gelen ılımlı ve aşırı grupların kendi ülkelerinde elde edemedikleri faaliyet alanı ve imkânlarını burada bulduklarını görüyorsunuz. Bişkek başta olmak üzere Oş, Narın ve Celalabad gibi eyaletlerde Pakistan kaynaklı davet cemaati gibi sadece halka hitap eden hareketlerin yanında, Hizbuttahrir gibi sistemi ve siyasi yapıyı doğrudan eleştirenlerin yanında, eğitime şirk ve küfrün çeşitlerinden başlayan cemaatler de mevcut. Türk Cumhuriyetlerinde görmeye alışık olmadığımız İhvanı Müslimin?i dahi Kırgızistan?da görebilirsiniz. Bütün bu akımlar fakir ve saf halk tarafından kabul görüyor. Kırgızistan?da Müftülüğe bağlı İslam Üniversitesi, Kuveytlilerin desteklediği Kaşkarlı Mahmut Üniversitesi, Kasi Üniversitesinde Suudi Arabistan destekli Arap dili Fakültesi, Bişkek ve Oş şehrinde Türkçe eğitim veren iki İlahiyat Fakültesi bulunuyor. Bunlara ilaveten orta ve lise seviyesinde hücre denilen medrese usulü din eğitimi veren kuruluşlar, bütün köy ve mahallelerde var denilebilir. Özellikle de Davet Cemaatinin ülkedeki tabanı oldukça geniş. Bütün bu resmi eğitim kurumları, hücreler ve cemaatler, ülkede İslami bir hareketliliğe sebep olurken, haliyle siyasileri başörtüsü gibi yeni bir meseleyle karşı karşıya getiriyor. Bu bağlamda ülke müftüsü Muratali Hacı Cumanov, Milli ?Kabar? Ajansında basın toplantısı düzenleyerek son zamanlarda pasaportlarına başörtülü fotoğraf koymayı talep eden bayanlara yönelik bir açıklama yaptı. Müftü Cumanov?a göre bayanların talebi bir ultimatom değil ricadır. Müslüman bayanlar dine uygun kuşanıyor. Başı açık fotoğraf çekilmek onlar için büyük bir manevi darbe olacak. Din İşleri Devlet Ajansı Müdürü Toygonbek Kalmatov ise, başörtü konusunun Kırgızistan?da son günlerde gündeme geldiğini ve kısa zamanda devlet organlarının gereken tedbirleri alacağını ifade etti. Ayrıca, Celalabad Eyaleti Kızılcar Köyünde başörtülü derse gelen iki kız öğrenciyi okul yönetiminin derse almama durumu ortaya çıktığı, öğrenci velilerinin resmi kurumlara müracaat ettiği, bu konuda herhangi bir kanun veya tüzük bulunmadığı için ciddi bir sıkıntı yaşanmadığı belirtiliyor. Dini idaresi merkezi otoritesi kadar güçlü olan Kırgızistan, başörtüsü meselesini kendi iç dinamikleriyle çözebilecek güçte olduğunu kısa zamanda gösterecektir. Müftü Cumanov?un konu ile ilgili bir açıklama yaparak, bayanların dine uygun giyindiğini söylemesi ve başlarını açmalarının onlara darbe olacağını belirtmesi siyasiler için yeterli bir mesaj olmuştur. Kurban gibi bütün Müslümanların ittifak etmesi gereken bir bayramda, mübarek topraklara gönderdiği kendi vatandaşı hacılardan farklı bir günde bayram yapan Türkiye?ye uyan Kırgızistan ve Orta Asya ülkeleri, başörtüsü probleminde de ağabeylerine özenecekler mi acaba? ! !