Robert Gates söylenenlere bakılırsa hayli zeki bir adam (Soğuk Savaş sonlarında birkaç şeyde hata yaptıysa da) ve selefinden daha iyi bir Savunma Bakanı. Fakat İki gün önce bir NATO toplantısında yönelttiği taşkın sözler, ortak iyilik teorisi hakkında hiçbir kavrayışa sahip olmadığını ifşa etmeye yaramıştır. Olson ve Zeckhauser’ın klasik metinlerini [An Economic Theory of Alliances] yayınlamalarından bu yana biliyoruz ki bir devletin tüm kaynaklar üzerinde orantısız bir hisseyi kontrol ettiği çoktaraflı ittifaklar, kaçınılmaz olarak hazıra konmayı teşvik eder. Niçin? Çünkü güçlü bir devletin müttefikleri bilir ki o kendi çıkarlarından hareketle ortak iyiliğin gereğini yapacak (eldeki vakada askeri harcamalar ve koruma) ve zayıf üyeler servetlerinin daha cüz’i bir kısmını harcayabilecek ve halen güvende olabileceklerdir.
Demek ki daha kudretli olanın bu durumdan sızlanmasının veya durumun çok da değişeceğini beklemesinin hiçbir anlamı yoktur özellikle de Afganistan gibi yerlerde işin aslan payını yapmakta ısrar ederken. Avrupalı müttefiklerimizin ortak savunma yükünde bahse değer ölçüde daha fazla hisse üstlenmesini sağlamanın tek yolu, katkılarımızı bahse değer ölçüde azaltmaktır; Robert Gates’in yaptığı gibi müttefiklerimizi azarlamak geçmişte işe yaramadı ve bugün de işe yaramayacak.
Gates ve Obama yönetimindeki diğerleri, Obama (17.000’i geçen ilkbaharda, 30.000’i geçen sonbaharın başlarında) Afganistan’a 47.000 ilave asker gönderme kararı aldığında Avrupalıların aynı şeyi yapmak için öne atılmadıklarını fark etmediler mi? Masaya vurduk, daha fazlasını istedik ve göstermelik tepki aldık, ki tam da ummamız gereken şeydi. Tekrar söyleyecek olursak, Avrupa’nın ulusal güvenliği ciddiye almasını sağlamanın güvenli tek yolu, Avrupa savunmasına para yardımında bulunmaktan vazgeçmektir. Avrupa’yı savunmaya yardım için Amerika’nın artık daha fazla şey yapmaya ihtiyaç duymadığı hakkında iyi bir sav ileri sürülebilir: Avrupa barışçıl, demokratik ve AB çatısı altında gevşekçe birleşti ve ciddi bir çatışma olması uzak bir ihtimal. Dolayısıyla şayet ABD aşırı gerildiğini hissediyor ve kesinti yapacak bir yer arıyorsa, Avrupa ideal adaya benziyor. Böylece kendi başlarına daha fazlasını yapmaya da yönelebilirler.
Fakat Amerika’nın şişkin savunma çabalarına denk bir çabaya girmelerini beklemeyin. AB üyesi devletler ciddi bir askeri tehditle karşı karşıya olmadıkları gibi, uzak yerlerdeki büyük sosyal mühendislik tasarılarımıza da hassaten ilgili gösteriyor değiller. Haliyle bizimkine yakın bir orduyu niçin isteyecekleri açık değildir hem de onları artık korumuyor olsak bile (gerçi Washington’ın böyle bir şeyi isteyip istemediği de büsbütün açık değil ve ayrı bir hikaye bu).
Gates’ın hayal kırıklığının gerçek kaynağı, Avrupalı ortaklarımızın Amerika’nın sırtındaki yükün birazını almaları arzusu. Başka bir ifadeyle, Avrupa’nın bizim istediğimiz şeyleri yapmasını istiyor sadece. Bunun arzulanır olduğunu niçin düşündüğünü anlıyorum ama bunun gerçekleşeceğini niçin düşündüğünü anlamıyorum.
Kaynak: Foreign Policy
Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı