Libya Ulusal Geçici Hükümeti (NTC) eski başkanı Mahmud Cibril, geçen hafta Brüksel’de yaptığı bir konuşmada fırsattan istifade NATO’nun Libya’yı terk ettiğinden şikayet etti.

İsyancılara Kaddafi’nin devrilmesinde yardım etmek için savaş uçaklarını gönderme konusunda Batı’nın hızlı davrandığını, iş bittiğinde ise artık ülkenin istikrarıyla ilgilenmediklerini söyledi. İç savaş, parçalanma, yükselen El Kaide ve diğer cihatçı grupların yarattığı tehdit, geçici hükümetin şu anda karşı karşıya olduğu ciddi sorunları ana hatlarıyla özetledi.  

Libya’daki NATO destekli devrim, eski düşmanlık ve çekişmeleri yeniden ateşledi. Bunların çoğu etnik kökene, kabileye olan bağlılığa ve kan davalarına dayanıyor.

Derebeylik gibi yönettikleri muhtelif arazilerini şiddetle savunan, düzinelerce ağır silahlı milis çatışıyor. Görünüşte NTC bu grupları silahsızlandırmayı başaramıyor ve itimat edebileceği bir yargı sistemi mevcut değil.  

Bunun yerine milisler, kendi arazilerinde kalan hapishanelerin kontrolünü ele geçirdi ve bunları kişisel düşmanlarıyla dolduruyorlar. Tacizin, korkunç işkencelerin ve yargısız infazların yaygın olduğu bildiriliyor. Kısa süre önce Sınır Tanımayan Doktorlar, şahit oldukları insan hakları ihlallerini protesto için Misrata’dan çekildi.

***

NTC içinde, eski rejimin bir parçası olan veya rejime yakın birkaç kişi de var. Geçici hükümet, Seyfülislam Kaddafi dahil başlıca suçluları yargılamayarak, devrim sonrası ortama otoritesini koyamadı.  

Şimdi ülkenin farklı bölgelerinde, ayrılma ve özerklik çağrıları yapılıyor. Mart’ta Doğu Libya, Sirenayka’da (Arapça’da Barqa) bulunan 3 bin kabile üyesi ve lider birleşerek, başkenti Bingazi olan özerk federal bir devlet olduklarını ilan etti. Sirenayka ülke topraklarının neredeyse yarısını kapsıyor ve Libya petrolünün çoğu orada bulunuyor.

Ülkenin güneyinde, Toubou etnik grubuna dahil savaşçılardan oluşan bir milis grubu, Arap kabile üyeleriyle çatıştı ve şimdiye dek bu çatışmalarda 150 kişi hayatını kaybetti. Bu hafta Toubou liderleri, ayrılıkçı Toubou Cephesi’nin Libya’nın kurtuluşu için yeniden etkinliğe geçeceğini ilan ettiler.

Yine bu hafta Zuvara’da, uzun süren çekişmelerden biri tekrar alevlenince ülkenin kuzeyinde de çatışmalar çıktı.

Bu esnada Libya krizi, El Kaide’ye daha çok hareket alanı sağladı. Hem Bingazi ve Trablus’ta, hem de Sirte’de milislerin siyah cihat bayrakları astıkları bildiriliyor. Seyfülislam’ın kaçmaya mecbur bırakılmadan önce tehdit ettiği gibi, Libya’daki Kaddafi yanlısı, çıkarcı unsurların El Kaide ile güçlerini birleştirmesi muhtemel.

İslami Mağrip El Kaide’si (AQIM) yandaşı Muhtar Belmuhtar tarafından desteklenen Tuareg savaşçılarının birkaç kilit kent ve kasabayı ele geçirdiği Kuzey Mali’deki ayaklanma, Libya çekişmesindeki ‘geri tepmelere’ bir örnek. Libya’da savaşa katılan pek çok Tuareg, geri döndüklerinde çarpışmayı kanıksamış ve Kaddafi stoklarından edinilen gelişmiş silahlarla donanmış haldelerdi.

AQIM ve Nijeryalı Boko Haram şu anda tüm Sahel bölgesini karıştırmış durumda. Çarşamba günü İngiliz düşünce kuruluşu RUSI yayınladığı raporda, ‘El Kaide’nin Batı’ya karşı yürüttüğü terör harekatını yeniden toplamak ve canlandırmak için kullanabileceği bir bölgesel istikrarsızlık hattının, Doğu Afrika’ya yayıldığı’ konusunda uyardı.  

Dr. Cibril ve NTC’deki meslektaşları, devrim sonrası Libya’yı bekleyen tehlikeler ile ilgili yazdığım yazıdan sonra beni sert bir dille eleştirdi. Onun Somali, Afganistan veya Yemen gibi başarısız bir devlet haline gelebileceğini ileri sürmüştüm ve şimdi durumun gerçekten de böyle olduğunu görüyoruz.

Başbakan Abdurrahim el-Keib’in hükümeti acilen, güvenliği yeniden sağlamalı ve medeni ve modern bir devletin ihtiyaç duyduğu kurumları oluşturmalı. Bunlar polis kuvvetleri, meclise karşı yükümlü bir ordu, bir yargı sistemi, düzgün işleyen sağlık ve eğitim sektörleri ve vatandaşların demokratik haklarından faydalanmaları için gereken imkanlardır. Dikkat çekilmesi gereken bir başka husus da, hükümet bakanlarının atanmalarıdır. Çünkü uygun oldukları için veya nitelikleri sebebiyle değil bölgesel veya kabilesel unsurların dikkate alınmasıyla ve bu unsurları sakinleştirmek üzere seçildiler.

Libya’daki devrimin ortaya çıkmasında birçok etken vardı. En önemlileri rejim değişikliği ihtiyacı ve yolsuzluğa son verilmesiydi. İlki kısmen başarıldıysa da hala alternatifler hakkında anlaşmazlıklar var. Yeni Libya hiç olmadığı kadar yolsuzluğa batmış halde. Milyarlarca dolar yağmalandı ve deniz aşırı hesaplara aktarıldı. Pek çok insan, devrimlerinin sadece parayla ilgilenen kişiler tarafından gasp edilmesinden endişe duyuyor. Ocak’ta başkanvekili Abdül Hafız Goga, geçici hükümetteki meslektaşlarının ahlaklarından memnuniyet duymadığını ima ederek “ulusun çıkarı için” istifa etti.

Korkarım Mahmud Cibril, Libya’nın Batı’daki dostlarının onu terk ettiği, çünkü istediklerini elde ettikleri gerçeğiyle yüzleşmeli. İlk önce petrol rezervlerini koruyup kontrol etmek için geldiler; şimdi Libya’nın petrol üretimi devrim öncesi seviyelerine döndüğüne göre (günde 1.5 milyon varil), Libya halkının istekleri, güvenlikleri veya El Kaide’nin ülkede tutunacak bir zemin bulması artık pek umurlarında değil.

Kaynak: Star