Bu hafta binlerce gizli belgenin WikiLeaks’te yayımlanması (site belgeleri New York Times, Guardian ve Der Spiegel’e de verdi), gizliliğin ulusal güvenliği güçlendirdiğine inanan ve gazetecilerin gizli materyali didik didik incelemesi fikrini duyunca titreyen çevreleri hop oturtup hop kaldırdı. Bıktırıcı Senatör Joe Lieberman’ın yorumu bildikti: WikiLeaks, ‘ordumuza ve ulusal güvenliğimizin en temel gereklilikle-rine karşı açıkça düşmanlık besleyen ideolojik bir gündemle’ silahlanmıştı. İnsan bu sözler karşısında şunu sormamak için zor tutuyor kendini: Ne olmuş yani?

WikiLeaks’i gizli materyali yayımlamaya neyin sevk ettiği meselesi önemli olmadığı gibi pek ilginç de değil. Buradaki asıl mesele, ABD ve müttefiklerinin gizlilikten mi yoksa tartışmadan mı daha fazla yarar sağlayacağı. Ve yanıt açık: Hiçbir demokrasi halkının rızası olmadan bir savaşı sürdüremez veya sürdürmemelidir; bu rıza da, ancak gerçek bilgi üzerinden verildiğinde bir anlam taşır.

Sorumlu bir gazetecilik örneği
Bu, gizli materyalin alelacele veya pervasızca yayımlanamsı gerektiği anlamına gelmiyor. Neyse ki, WikiLeaks ve medyadaki meslektaşları belgeleri sorumlu bir tavırla ele almış görünüyor. New York Times, bilhassa hassas belgeler konusunda Obama yönetiminden kendisine yol göstermesini istedi ve istediğini aldı. Hatta WikiLeaks bile güvenliği tehlikeye girebilecek insanların ismini içeren binlerce sayfada düzeltmeler yaptı. Bunlar sorumlu gazetecilik örnekleridir.

WikiLeaks’te yayımlanan materyaller Pentagon Belgeleri’ne benzetildi; abartılı, ama tümüyle yersiz bir kıyaslama da değil. Yeni belgeler esasen, yakın dönemde görevden ayrılan Bush yönetiminin savaşı nasıl yürüttüğüne odaklanıyor; Pentagon Belgeleri’yse Johnson yönetimiyle sona eriyordu ve Richard Nixon başkan olana dek yayınlanmamıştı. Fakat WikiLeaks belgelerinin çoğu sahadan geliyor, yani heyecanlı bir okumaya imkân verse de, Pentagon Belgeleri’nin derin siyasi etkilerinden yoksun.

‘Özgür basının sorumluluğu’
1971’de Yüksek Mahkeme Nixon’ın bu tarihi belgelerin yayımlanmasını engelleme girişimini geri çevirmişti ve Yargıç Hugo Black, Afganistan belgelerinin yayımlanmasına ateş püsküren Lieberman gibilerinin söylediklerini çürüten bir düşünce beyan etmişti. Black’e göre, Amerikan anayasasına sivil özgürlükleri dahil eden ilk anayasa değişikliğini hazırlayanlar, güvenliği korumanın en iyi yolunun gizlilik değil denetim olduğunu anlamıştı.

Black, “Basın, hükümetin sırlarını açığa çıkarıp insanları bilgilendirebilmesi bakımından koruma altındaydı,” diye yazıyor ve şöyle devam ediyordu: “Sadece özgür ve kısıtlanmamış bir basın hükümetteki dalavereleri etkili bir biçimde teşhir edebilir. Ve özgür bir basının en önemli sorumluluğu, hükümetin herhangi bir parçasının halkı kandırmasını ve insanları yabancı kurşunlarla ölmeleri için uzak diyarlara göndermesini önleme görevidir.” (Başyazı, 26 Temmuz 2010)

Kaynak: Radikal