Batı'nın İran'ı nükleer silahtan uzak tutma çabası, Ankara'nın Tahran'la yakınlaşması nedeniyle boşa gidebilir. Sarkozy Türkiye'yi küstürmemeliydi
Kongre'nin İran'a petrol satan yabancı şirketleri cezalandırmayı amaçlayan bir yasa için bastırdığı ve BM'nin nükleer görüşmeler başarısız olursa İran'a yaptırım dayatmayı gözden geçirmeye hazırlandığı bir zamanda, İranlı liderler kilit önemdeki bir Ortadoğu gücüyle ticaret bağlarını üç katına çıkarma planı nedeniyle sevinç yaşıyor.
Peki hangi haydut devlet Batı'nın Tahran'ı nükleer silah elde etmekten alkoyma çabalarının altını oyuyor? Suriye veya ne yapacakları belli olmayan Suudiler mi? Aslında bu ülke NATO müttefiki, müstakbel AB üyesi ve ABD'nin en önemli Müslüman stratejik müttefiki Türkiye. Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan, iki ülke arasındaki ticareti 2011'e kadar 7 milyar dolardan 20 milyar dolara çıkarmayı amaçladığını açıkladı. İki ülke arasında yapılan anlaşmalar, BM'nin daha sert yaptırımlar aracılığıyla İran'ı maruz bırakabileceği zararın telafi edilmesine yardımcı olacaktır. Bu durum, model bir demokratik Müslüman devlet ve Avrupa'yla Arap dünyası arasındaki köprü olan Türkiye'nin, Doğu'nun İslamcı rejimlerine kucak açıp Batı'ya sırt çevirdiğine dair endişeleri körüklüyor.
Korkuların bazıları abartılı. Sözgelimi, Türkiye'nin İsrail'le kötüleşen ilişkilerine dair çok şey söylendi. Fakat burası Ortadoğu; Erdoğan halkın Gazze'ye dair öfkesini yansıtıyor, İsrail'i eleştirerek ülke içi konumunu güçlendiriyor. Türkiye'nin İsrail'le ilişkileri keserek ABD ve Avrupa'yla bağlarını tehlikeye atma ihtimali düşük.
Fakat Ankara'nın Tahran'la artan bağları sıkıntı verici. Suçun bir kısmı Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy gibi, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkarak ülkedeki Batı karşıtı hisleri alevlendiren Avrupalı liderlere ait. Bir başka faktörse, Türkiye'nin yeni özgüveni. Ekonomik nüfuzu ve jeopolitik önemi Türkiye'yi, daha önemli bir oyuncu haline gelme arzusunu hayata geçirebileceği bir konuma getirdi. İran'la flört, Türkiye için küresel güçlerden bağımsızlığını göstermenin bir yöntemi. Bu özgüven Erdoğan ABD Başkanı Barack Obama'yı ziyaret ettiğinde de kendini gösterecek. Erdoğan'ın kendinden emin davranması bekleniyor. Ancak Obama'nın da ona bazı dersler vermesi gerek. Nükleer silahlı bir İran Türkiye'nin çıkarına değil ve Erdoğan'ın İran'ın nükleer programının tamamen barışçıl olduğuna dair sık sık verdiği teminat ya gülünç derecede naif, ya da tehlikeli biçimde alaycı. (Başyazı, 31 Ekim 2009)
Kaynak: Radikal