Başsavcı Eric Holder, cuma günü, Guantanamo Körfezi'nde tutulmakta olan Halid Şeyh Muhammed ile diğer dört 11 Eylül komplocusunun New York'ta mahkemeye çıkarılacağını ilan etti.
Buna tepkilerin gelmesi zaten bekleniyordu. Sırf kendini saldırıların beyni olarak tanıtan Halid'in mahkeme önüne çıkması bile, Obama idaresinin, terör kurbanlarının öcünü hukuk çerçevesinde almak konusundaki kararlılığının göstergesi. Demokratlar da Cumhuriyetçiler de, Holder'ın, davaları askerî komisyonlar (ki, 2000 yılında Yemen'de ABD savaş gemisi Cole'a saldırıyı gerçekleştirmekle suçlanan kişiler için anlaşılmaz şekilde bunu yapmıştı) yerine sivil adalet sisteminin önüne getirmesini eleştirmekte gecikmedi. Önümüzdeki haftalarda hükümetin, tutukluları ABD topraklarına getirmenin yol açtığı sözüm ona tehdidin Kongre'yi soktuğu histeri krizini yatıştırmak için gösterdiği gayretleri artırması gerekecek.
Şu işe bakın ki; eleştirilerin odaklarından biri, Holder'ın, bildirisinde vurguladığı bir gerçek: Halid ve diğer tutukluların, "kendilerine yöneltilen suçlamalardan dolayı hesap vermek üzere New York'a, bir zamanlar ikiz kulelerin yükseldiği yerin çok yakınındaki bir mahkemeye getirilecek olmaları". Eleştirenlere göre, mahkemeyi New York'a taşımak, kenti yeniden hedef haline getirebilir. Ancak "kör imam" Ömer Abdül Rahman, bazı anıtları havaya uçurma planlarından dolayı 1995 yılında New York'ta olaysız şekilde yargılanarak mahkûm edilmişti. Öte yandan, 11 Eylül'ün mimarı olduğu iddia edilen isimlerin kanun önünde hesap verirken saldırı mahallinin yakınında olmaları o kadar da önem arz etmiyor. Oklahoma bombacısı Timothy McVeigh söz konusu kentte değil, Denver'da yargılanarak mahkûm edilmişti. Önemli olan, yasa dışı yollardan elde edilmiş kanıtların kullanılmaması da dahil olmak üzere, zanlıların ABD'de sahip olduğu hakların onlara tanınması. Connecticut bağımsız senatörü Joe Lieberman'ın iddia ettiği gibi, bu terör suçlularını sivil mahkemelerde yargılamak, onları sıradan suçlularla eş görmek anlamına gelmiyor. Banka soymakla ya da dolandırıcılıkla suçlanmadıkları ortada, ancak savaş halinin bitme eğilimine girmesine kadar tutulan geleneksel anlamda savaş suçluları da değiller. Terörle savaşın ne kadar süreceği belli olmadığına göre, ceza alıp almayacaklarına karar verecek en doğru yer ceza mahkemeleri.
Holder, Halid ve diğerlerinin ölüm cezasıyla yargılanacağına ve bu cezaya çarptırılacağına inandığını söyledi. Son karar mercii jüri olacak. Bu, George W.Bush hükümetinin aşırılıklarından sonra, Birleşik Devletler'in imajına paha biçilemez bir katkı. Başyazı, Los Angeles TImes 14 Kasım 2009
Kaynak: Zaman