Popun Kralı'nın ölümü nedeniyle üstünü başını parçalayan ve dişlerini acıyla sıkan onca insan arasında, bir başka ölümü de anmaya değer: Yaygara Kralı Robert McNamara 93 yaşında öldü. Siyaset ve iş dünyasının zirvesine hızla yükselip saplantılı bir kibrin poster çocuğu haline gelen bu parlak adam,
Soğuk Savaş'taki nükleer silah yarışının ve Vietnam savaşının kızışmasının mimarlarındandı.
McNamara'nın hataları hakkında çok şey yazılıp söylendi, fakat çıkarılacak kilit ders belki de şu: Tarihin dersleri her zaman geçerli değil. Dünün çözümlerini bugünün sorunları için kullanmak genelde başarısızlık getiriyor, tıpkı Vietnam'daki gibi. McNamara 1950'lerde ve 1970'lerde etkili bir yöneticiydi, fakat en fazla Kennedy ve Johnson yönetimlerinde yürüttüğü yedi yıllık savunma bakanlığıyla hatırlanıyor. Görevini çarpıcı bir etkinlikle yürüttü, ancak bakanlığının son dönemlerine dek şunu anlayamadı: Yüksek teknoloji ürünü teçhizat, kalplerdeki ve zihinlerdeki savaşı kazanamaz. Daha fazla asker ve bomba bu ülkenin iki dünya savaşından zaferle çıkmasını sağladı, fakat Vietnam'ın ideolojik saiklerle yürüyen direnişi karşısında etkisiz kaldı.
Yorumcular ABD'nin Afganistan ve Irak'taki hatalarının tarihten ders alamamaktan kaynaklandığını öne sürmeyi seviyor. Ancak Irak savaşının mimarları da, ortaya atılıp Vietnam'ın derslerini iyi çalıştıklarını söyleyecektir. Ne de olsa orduyu, modern direniş savaşlarına uygun biçimde, daha çevik bir güç olarak yeniden inşa etme çabasının başını çeken isim, eski savunma bakanı Donald Rumsfeld'in ta kendisiydi. Rumsfeld direnişi kısa sürede ezme niyetiyle ezici bir güç gönderdi, zira Vietnam'daki gibi yıllar alacak bir
çatışmadan kaçınmak istiyordu. Rumsfeld'in anlayamadığıysa geçmiş değil, şu andı - yani Iraklıların yabancılara yönelik güvensizliğinin taban bulacak bir direnişin gelişmesine yol açacağı. Devletin maaş çeklerine bel bağlayan, ama işgal sonrası bu kaynağın kuruduğunu gören Iraklılar, 'kurtarıcılarına' her geçen gün daha fazla diş bileyecekti.
McNamara ve Rumsfeld, en iyilerin ve en parlakların bile karşıt sesleri görmezden geldiğinde veya sadece kendi hükümlerine uyan kanıtları kabul ettiğinde sefilce çuvallayabildiğini gösteriyor. Mevcut yönetim, bunu aklından çıkarmamalı. (Başyazı, 7 Temmuz 2009)
Kaynak: Radikal