Şu anda Orta Doğu'da devam etmekte olan en önemli süreç nedir? İpucu: İran'daki olaylar, Amerikan birliklerinin Irak kentlerinden çekilmesi ya da Arap-İsrail barış görüşmelerini yeniden başlatma gayretleri değil.
Ne kadar önemli olsalar da. Modern Orta Doğu'yu şekillendiren ve otokrasinin, siyasal şiddetin ve emniyet eksikliğinin yaygın ve kronik olmasına sebep olan gerçeklikler göz önüne alınırsa, bölgemizin tarihini iyi yönde değiştirebilecek olan gelişme sessiz sedasız ve ağır ağır Türkiye'de yaşanıyor.
Tanık olduğumuz süreç kabaca, seçilmiş sivil Türk hükümetinin askeri yavaş yavaş denetimi altına alması. Özellikle de son günlerde, Parlamento'da yer alan önde gelen siyasî partilerin, anayasayı, seçilmiş hükümetleri deviren darbeleri gerçekleştiren askerî yetkilileri yargılamaya izin verecek şekilde değiştirmeye yönelik tartışmaları.
Asker, polis ve istihbarat birimlerinin gücünün demokratik yollarla seçilmiş sivil otoriteler tarafından denetlenmesinin tek örneği olduğundan, Türk ordusunun yavaş yavaş sivil denetimine girmesi sürecinin tarihî sonuçlarını ilgiyle izliyorum. Bu çok önemli, zira, bölgemizde barışçıl, emniyetli ve refah içindeki toplumların gelişimini yavaşlatan ve geciktiren tek etken; hesap sorulabilir ve etkin idarî sistemlerin eksikliği. Bu, büyük ölçüde, askerî otoritelere ve emniyet otoriteleriyle bağlantılı otokratik liderlerin hakimiyetinden kaynaklanıyor. Eğer toplumlarımız normal bir hayat istiyorsa, bu kısır döngüden çıkılmalı.
Arap-İsrail ihtilafı, yabancıların müdahaleleri, doğal kaynakların dengesizliği, etnik çekişmeler, ekonominin idaresi ve yolsuzluk da dahil olmak üzere, Orta Doğu genelindeki gerilimlerin ve çarpıklıkların üstesinden gelebilmemiz için idarenin askerlerde değil, sivillerde olması hayatî önem taşıyor. Ülkelerimizi istihbaratçılar ve genereller idare ettiği sürece güvenilir temsil biçimlerine dayanan istikrarlı idarî sistemlere kavuşamayız.
Türkiye'nin istikrarlı bir demokrasiye geçiş süreci, bir çok sebepten dolayı hem hayran verici hem de çok önemli. Yegâne en önemli sebep, iktidarın aşamalı bir şekilde siviller tarafından alınması ve silahlı kuvvetlerin, ülkeyi idare etmek yerine, son derece önemli olan ülkeyi savunma görevini yerine getirmek üzere yavaş yavaş kışlalarına çekilmeleri.
Şimdi, Parlamento'nun, seçilmiş hükümete karşı 1980 darbesini gerçekleştiren generallerin mahkeme önüne çıkartılmasına izin vermek üzere Anayasa'yı değiştirmek üzerine kafa yorması daha da kayda değer bir gelişme. Bunun çok önemli olmasının sebebi, silahlı kuvvetlerden sivil ve adlî bir yolla hem meşru hem de demokratik bir şekilde hesap sorabilmenin yolunu açması. Bu, Orta Doğu ülkelerine, kendi askerlerinin ve emniyet kesimlerinin davranışlarını nasıl kontrol altında tutabileceklerine ve emniyet güçleriyle istihbarat birimlerinin kendi belirledikleri sınırlarda, engelle karşılaşmadan ve hesap vermeden neredeyse canlarının istediği her şeyi yapmalarına izin veren ceza muafiyitinin nasıl ortadan kaldırılacağına dair bir örnek sunacaktır.
Askerlerin sivil bir hükümeti devirmekten dolayı hesap vermesi hem ferahlatıcı olacaktır, hem de önemli bir öncül oluşturacaktır. Bu, uzun vadede, bölgede akılcı, istikrarlı ve insancıl idarî sistemlerin kalıcı olmasını sağlayabilecek tek caydırıcı faktör olacaktır. Yabancıların işgalleri, darbeler ve sokaklardaki çalkalanmalar zaman zaman hükümetlerin ve hükümdarların değişmesine sebep olsa da iktidarın suistimal edilebilmesinin önüne etkin ve meşru engeller getirmek konusunda genellikle başarılı olamıyorlar. Seçilmiş hükümeti deviren generalleri bundan dolayı yargılamak bunu sağlayacak ve muhtemelen, iktidar meraklısı başka otokratların iktidarı anayasaya aykırı bir şekilde ele geçirmeye çalışma şanslarını azaltacak ve son kertede de ortadan kaldıracaktır.
Anayasa değişikliği meselesi, son zamanlarda sivil hükümetle silahlı kuvvetler arasında ortaya çıkan olaylar dizisinden biri. Bir başkası ise, ordudaki bazı kişilerin, seçilmiş hükümeti devirecek darbeler ya da sarsacak eylemler planlamaya devam ettiği suçlaması. Bu iki meselenin nasıl çözümleneceği Orta Doğu açısından tarihî önem sahip. Bölgenin modern devletlerinde çok uzun zamandır hüküm süren ve bu devletlerin düzgün şekilde işleyememesine; insan hakları, anayasanın üstünlüğü ve vatandaşların haklarına ve onurlarına saygı konularında berbat durumda olmalarına sebep olan denetim dışı asker, polis ve emniyet birimleri geleneğinin bitmesine yardımcı olabilir.
Arap dünyası Türkiye'yle her zaman çok mutlu bir tarihe sahip olmadı ama bu Arap Türkler'i alkışlıyor ve geri kalanımızın yapamadığını başarmaları için onlara şans diliyor: polisimiz, istihbaratımız ve ordumuzu sivillerin denetimi altına sokarak toplumlarımızı yönetmelerinin ve vatandaşların neler yapabileceği ile neler düşünebileceğinin sınırlarını çizmelerinin önüne geçmek.
The Daily Star (İngilizce Yayımlanan Lübnan Gazetesi), 1 Temmuz 2009
Kaynak: Zaman