Askeri çözüm Suriye'de, neredeyse iki yıldan beri her hafta yüzlerce ilave mağdur pahasına, ağır ağır ve merhametsizce yol alıyor. Rejim, Suriye ayaklanmasının ilk aylarında belirginleşen barışçıl gösterileri bombardıman ederek silahlı seçeneği uygulamaya koymuştu. Bu taktik tercih, eğer trajik bir tercih olarak niteleyebilecek olursak, bugün kendi aleyhine dönüyor.

Geride kalan on ay boyunca, Suriye ordusu kalıcı bir denetim kurduğu her kent ve kasabada savaşçı asileri savuşturabiliyordu. Bu, bugün artık söz konusu değil. Kuzey ve doğuda sınır bölgelerinden çıkartılmış ve Halep'e saplanmış olan Beşar Esad, havaalanı civarındaki çatışmaların kanıtladığı üzere Şam'da mücadele veriyor. Kardeşi Bassel'in 1994'te kazayla öldürüldüğü yerde. Kuzeni Rami Makhlouf'un yağmacı bir kabilenin-çetenin membaını gözler önüne seren kalburüstü ve gümrükten muaf satış mağazalarının bulunduğu yerde.

Rejimin kullanılabilir üstün askeri yetenekleri, kaçınılmaz olan düşüşünü geciktirmesine imkan sağlıyor. Şu an itibariyle batılıları derinden endişelendiren de bu. Libya'nın aksine, Suriye etkin biçimde konvansiyonel olmayan silahlarla donatılmış durumda.

Bunların sıkışmış durumdaki güçler tarafından kullanılması veya Suriye'nin kötüye gidişinin kendilerini cezbettiği gruplar [djihadistes] tarafından ganimet olarak ele geçirilmesi (daha önce Afganistan ve Irak'ta olduğu gibi) göz ardı edilemez. Tasavvur ettiğimiz sonuçlarıyla birlikte, müdahalede bulunulmaması ve meselenin NATO bünyesinde tartışılmaması yönünde söz konusu ülkeleri bu zamana kadar demeçler vermeye sevkeden bu tehdit halen belirsizliğini fazlasıyla koruyor.

Çoğunluğu sivil olmak üzere kırk bin Suriyelinin ölümü ve ülke tarihinde daha önce kaydedilmemiş katliamların yeterince dehşet verici olduğu düşünülmediği gibi, onun yerine Çin ve Rus vetosunun etkisi altında BM blokajının ya da birbiriyle uyumsuz muhalif grupların örgütsüzlüğünün ardına sığınılıyor. Suriye halkının yegane meşru temsilcilerinin söz konusu muhalefetin yeni liderleri olduğunu kabul etme konusunda Fransa'nın (birkaç hafta önce) yanı sıra başka kimsenin gerçekten ivedilik gösterdiğini söylemek zor.

Suriye'nin fevkalade karmaşık denklemi, çeşitli toplumsal parçalanmalar ve rejim değişikliğinin olası bölgesel etkileri dolayısıyla ve bir sülale tarafından kademeli olarak özelleştirilmiş yaklaşık yarım asırlık Baasçılıktan sonra, şüphesiz büyük bir zorluk oluşturuyor.

Büyük güçlerin, eylemsizlik ve bekle-gör politikası, devrimci tutkularının depreşmesinden ziyade jeopolitik mülahazalar (en önemli Arap müttefiki Şam olan Tahran'ı zayıflatmak) tarafından motive edilen Körfez ülkelerine açık bir alan bıraktı. Katar veya Suudi Arabistan'ın Esad'ın ardından Suriye'ye sahip olacakları görüşü, Suriyelilerin görüşüyle, asıl meseleleri-endişeleri olması bakımından, aynı olmayabilir. Büyük güçler hayıflanmak zorunda kalacaklar. Çünkü son dakikada araya girip görüşlerini kabul ettirmeye çalışmak için çok da iyi bir konumda olmayacaklar.

Kaynak: Le Monde | Başyazı
Dünya Bülteni için tercüme eden: Muhsin Korkut