DAKAR- İnsanoğlu böyle... Hangi ülkenin kaldırımlarında ayak izlerini bıraktıysan, aklın da orada kalıyor... Senegal'in başkenti Dakar'dayım ama, gözüm Arap yarımadasında...Umman'ın güzelim başkenti Muskat'ta bulunduğum günden bu yana, Yemen üzerinde şekillenen tahteravallinin hesabındayım...
Bir garip durum var... Mesela, Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Saleh 'in bir yıl önceki o açıklaması: İsrail gizli servisi ile bağlantılı radikal İslami örgüt elemanlarını ele geçirdik, yakında başlayacak duruşmalarında bu tür örgütler içindeki İsrail varlığını bütün açıklığıyla ortaya koyacağız...
Üzerinden bir yıl geçti...Amerika, Yemen'deki El-Kaide örgütlenmesini en az Irak ve Afganistan kadar önemsediğini belirterek bu ülkeye dönük yeni bir askeri kampanya başlattı...
"Sünni Arab cephesi"nin ülkeleri, Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün, bölgedeki Şii silahlı hareketinin önünü "İran korkusuyla" kesmek için işin içine dahil oldular...
Gelen bilgilere göre tıpkı Somali gibi "otoritesi yıkılan" Yemen'de İsrail gizli servisi cirit atıyor...
Koskoca Yemen cumhurbaşkanından "tıss" yok!..
Nerede o ele geçirilen İsrail gizli servisi bağlantılı El-Kaide militanları? Sanki o açıklama hiç yapılmadı...
Tesadüfler (!) zinciri...
Tam bu noktada, Ömer Faruk Abdülmuttalib olayına dönmekte yarar var. Kim mi? Bir Amerikan yolcu uçağını havaya uçurmaya çalışırken son anda etkisiz hale getirilen 23 yaşındaki Nijeryalı genç.
Böyle bir eylem hazırlığına bir anda Yemen'in adının karışması bir tesadüf olabilir mi? El-Kaide'nin Yemen'deki bir dini lideriyle temasının ortaya çıkarılması...Bir de, Obama yönetiminin böyle bir eylemin olabileceği istihbaratını "çoktaaan" aldığı fakat "nedense" alarm durumunu yükseltmediği, hatta sakladığı yönündeki New york Times haberi...
Neden?
Çünkü yeni hedef Yemen...Oyun tıpkı Somali ve Kenya'da olduğu gibi Yemen'in de üzerinde oynanıyor...
Stratejik Basra Körfezi ve bağlantısındaki Hint Okyanusu askeri açıdan tam bir kontrole alınıyor...
Kim,neyi kullanıyor...
Bölgenin Amerika-İsrail-Hindistan ittifakı tarafından kontrol altına alındığını, bunda da Arap ülkelerinin "İran zaafının" yüksek rolü olduğunu söylemek yanlış olur mu?
Hayır.
Yoksa...Gazze'deki Hamas varlığını İran'ın bölgedeki eli gibi gören Mısır'ın bu bölgede yaşayan yüzbinlerce masum insana dönük "abluka" kararlılığını anlamak mümkün olabilir mi?..Ellerinde Türk bayrakları taşıyan insanların bile hedef alındığı, bir insani yardım konvoyunun başına gelenler, aslında, Ortadoğu'da günümüzde yaşanılan ruh halini ve bu durumun yol açtığı süprizleri anlatması bakımından önemlidir...
Otoritenin yerle bir olduğu her yerinde cirit atan bir istihbarat örgütü...
Şii-Sünni cephesinde bölünmüş bir Müslüman dünyası...
Yüksek "ortak" riskler...
Türkiye'nin, Gazze'deki "siyasi kontrolün" kimde olduğuna bakmaksızın o bölgede yaşayan insanlara yardım elini uzatmaya çalışması, bu bölge açısından "nefes borusu" niteliğindeki gizli yer altı tünellerini kapatanlar açısından hayli "keyifsiz bir görüntü" olabilir...
Olsun...
Ama hepimizin dikkat etmesi gerektiği bir süreçten geçtiğimizi ısrarla belirtiyorum. Senegal'in başkenti Dakar'ın tam ortasındaki Fransız askeri üssünün duvarında Müslüman gençlerin yazdığı bir yazı duruyor: "Africa is the future..."(Afrika gelecektir)
Dakar'ın sakin ve misafirperver ortamında çalışırken bir anda Angola'dan gelen Togo futbol milli takımına saldırı haberi...
Belli ki sadece Afrika'nın değil, bütün "kaynayan bölgelerin" geleceğinde ciddi soru işaretleri var...
Benim ise aklım hala, geçen yıl ele geçirilen İsrail bağlantılı El-Kaide militanlarında...
Sahi... Neredeler...
Kaynak: Star