Bask milletini severim... Damarlarımda Kabartay-Çerkez kanı dolaştığından mı nedendir, hallerini tavırlarını bizim oraların insanlarına pek benzetirim...
Adam gibi adamdırlar...Özleri sözleri bir..."Fırıldaklıktan" uzak...Neye inanıyorlarsa o yolda yürüyen, geride durmayan, ağzından çıkanı kulağını duyan...
Gittim...5 yıl önce 45 dakikalık belgesellerini yaptım. Eğer kalmışsa (Doğan Grubu o kanalı aldığından bu yana ilk patronunun anılarını silmekle arşivini silmeyi karıştırmış olabilir) STAR TV'nin arşivinin bir yerlerinde duruyordur.
Bask'lar özeldir...
Dedim ya, bizim Çerkez milletinin durmuş-oturmuşluğu var diye...Siyaseti de böyle görüp yapıyorlar. Mesela, memleketinde zulme uğrayan bir grubun üyesisin, elinde bavulunla indin Bilbao'ya. Seni hemen sarıp sarmalıyorlar, sahip çıkıp, önce yaşamını sağlıyorlar. Zulme uğradığını ileri süren bir milletin "direniş" örgütüysen, Bilbao'nun merkezinde bir Kongre Sarayları var, hemen bir oda, bilgisayar, telefon faks veriyorlar, "buradan çalış davanı dünyaya duyur" diyorlar. Kim olduğun hiç fark etmiyor. Hindistanlı bir Müslüman, İranlı bir Kürt, Sudanlı Pagan veya Zimbabveli rejim muhalifi.
Şimdi sıkı durun...Dünyanın bütün "mazlumlarına" sahip çıkan bu çok özel insanlar, topraklarına bir tek PKK'nın temsilcilerini kabul etmiyorlar!..
Zamanında etmişler, bakın nasıl pişman olmuşlar...Anlatayım...
Bunlar samimi değil...
Havier Ormaçe (Bask isimleri zor yazılır kolay okunur,yazılışı: Xabier Ormatxea) Bask ülkesinin 1961 doğumlu en yetkin siyasetçilerinden biri. Henüz İspanya diktatörlük altındayken 1976 yılında, yani, 15 yaşında Bask Ulusal Partisi' nin üyesi olmuş. 17 yıl boyunca parlamentoda görev yaptı. Sadece son seçimde partisinin verdiği bir başka görev nedeniyle milletvekili değil. 1999 yılına ait bu anısını anlattığında Bask Parlamentosu Dışilişkileri Komitesi Başkanı'ydı.
"Bunlar (PKK'lılar) bize geldiler. Sürgündeki Kürt Parlamentosu'nu burada toplamak istediklerini belirttiler. Biz de parlamentodan bir karar çıkarttık, gelin sürgündeki parlamentonuzu Bask Parlamentosu'nun çatısı altında toplayın dedik. Türkiye İspanya hükümetine nota verdi ve PKK'nın bir terör örgütü olduğunu savunarak buna izin verilmemesini istedi. İspanya Başbakanı Aznar bizden kararı geri çekmemizi istedi. Biz direndik. Kürt halkının böyle bir toplantıya hakkı olduğunu savunduk. Gerginlik arttı. Madrid merkezi hükümetiyle birbirimize girdik. Bu arada bekliyoruz, PKK'lılar ortalıkta görünmüyorlar. Kayboldular birden. Araştırdık. İspanyol hükümeti belayı savuşturmak için kendilerine rüşvet vermiş onlar da parlamentolarını burada toplamaktan vazgeçmişler. Biz de onlara net bir mesaj geçtik. Bir daha buralara gelmeyin..."
PKK-Batasuna meselesi...
Ormaçe, memleketteki son gelişmeler üzerine dün de bir mesaj geçmiş bana. "Bilge"lik ve "deneyim" yüklü:
"DTP'nin Kürt milliyetçisi mi yoksa gerçekten terörle bağlantılı bir parti olduğu için mi kapatıldığı konusu Avrupa'dan bakıldığında tam olarak anlaşılmıyor. Ben, Avrupa İnsanhakları Mahkemesi'nin Batasuna hakkında verdiği karara saygı duyuyorum ama demokrasi açısından karşı çıkıyorum. Eğer ortada bir terör suçu varsa, bu konunun bireysel incelenmesi ve kurumlara mal edilmemesi gerektiğine inanıyorum. Bence partileri halk kapatır. Biliyorsun, PKK ile ilişkilerim hiç bir zaman iyi olmadı. Türkiye'deki Kürt halkının yapması gereken tek şey bu örgütten kurtulmaktır. Kürtler şiddeti reddeden ve demokratik bir Türkiye'yi hedefleyen bir parti kurarak hem kendilerine hem de Türkiye'ye büyük iyilik etmiş olurlar. Bask milleti olarak Kürt milletine büyük bir sempati besliyoruz ve onların demokratik bir Türkiye'de özgür yaşamalarını talep ediyoruz."
Mesele budur...
Son sözümü söyleyeyim: İmralı'daki çete başınnı ve PKK terör örgütünü muhatap almaya dönük tüm manevraların sonu hüsrandır. Bunlar, adı üzerinde "çete..." Artık Kürtler adına konuşan Ormaçe gibi siyasetçiler görmek istiyoruz...Herkes aklını başına toplasın...
Kaynak: Star