2004 Haziran ayı... Hikmet "abi" Çetin henüz Kabil'de...NATO Türkiye'ye Afganistan'daki en üst sivil makamı vermiş, sebepsiz değil.Çünkü Afganistan'ı oluşturan tüm milletlerin Türkiye'ye karşı çok özel duyguları var.

Özellikle Mehmetçik...

Türk askerinin Afgan askerinden hiç bir farkı yok Afganistan halkının gözünde. Peştun, Özbek, veya başka bir millet hiç fark etmiyor. Afganistanlı,  Mehmetçik'i gördü mü, akan sular duruyor.

Afganistan çileli toprak, taş gibi insanlar diyarı...

Önce üzerinde güneş batmayan Büyük Britanya İmparatorluğu ile dönemin Çarlık Rusya'sı denemişler şanslarını 20'nci yüzyılın başlarında. Yabancı çizmesine gereken cevabı vermiş. Bitmemiş, Sovyetler gelmiş bir kez daha. 1979-89 arası...Tam 10 yıl... Afganistan bir cehennem... Koca Sovyet İmparatorluğu'nun yıkılışı bu topraklarda gerçekleşmiş, Sovyet askeri arkasına bile bakmadan çekilip giderken, bayrağını taşıdığı devlet de tarihe karışmış.

Şimdi Amerika...Arkasına NATO'yu alarak aynı yerde, büyük maceranın peşinde...

11 Eylül saldırılarından sonra NATO müttefiklerinin Amerika'ya "birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için" anlamına gelen İttifak 5'nci maddesi çerçevesinde bir sözü var: NATO askeri bu nedenle, Amerika ile birlikte Afganistan'da. Mehmetçik yıllardır orada görev başında...

Dönelim 2004 haziranına, askerimizle birlikte başkent Kabil'in orta yerinde devriye görevine çıkıyoruz. O sırada Star TV'de yayınlanan A/Z Dosyalar programı için belgeliyoruz durumu...

Bütün milletlerin askerleri zırhlı personel taşıyıcıların içindeler. Abartmıyorum, gözlerini bile görmek mümkün değil.

Mehmetçik, çapraz tutuş yaya, devriyede...

En kalabalık bölge,çarşılar bizim kontrolümüzde ama Türk askeri silahının namlusunu yukarı kaldırmış bir şekilde halkın arasında yürüyor. Geçtiği her yerde büyük itibar. Öyle ki, fakir insanlar, ellerindeki ekmeği bile bizim çocuklara uzatıyorlar.

Neden? Çünkü sadece Türk askerini "kendinden" sayıyor. Diğerleri "öteki..." Gerekirse onlarla savaşabilir...Ama "Müslüman" Türk askerine 20'nci yüzyılın başlarından gelen çok güçlü bağları var...

Dönemin komutanı albaya bu durumu soruyorum...Yanıtı çok net: "Biz burada, sokaktaki insana silah doğrultmayan tek askeri birliğiz. En riskli şartlarda bile, askerimize verdiğimiz emir, sivil halkı rahatsız edecek bir davranıştan kaçınmasıdır. Diğer milletlerin askerleri ne yazık ki, bu insanların ruhunu tam olarak anlayamıyorlar. Afganistan halkı, çok sert bir karaktere sahip. Düşmanca algıladığı bir tavır sergilerseniz asla unutmuyor ve sizinle mücadaleye başlıyor. Biz burada, bu insanlara sadece hizmet için varız. Sivil ihtiyaçlarının karşılanması için de çok ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Onlarla, hiç bir şart altında savaşamayız. Bu, Türk-Afgan dostluğunun sonu olur..."

Amerika bu gerçeği bilmiyor mu? Biliyor... Ama ne yapsın, "kaybetmekte olduğu bir savaşta" son umut, bizim üzerimize de yük salmaya çalışıyor... Obama'nın 2011 yılını hedefleyen Afganistan'dan çekilme stratejisi Taliban'ın bir kez daha bu ülkenin kaderine hükmetmesi anlamına geliyor. Çekilmeden önce tüm Taliban unsurlarını etkisiz hale getirmek ise, ciddi bir strateji zaafiyeti...80 bin silahlı dağdaki adamın nasıl yok edileceği ayrı bir soru işareti.

Türkiye, şartlar ne olursa olsun, Afganistan'da silah kullanamaz...

Ankara'nın Washington'a anlatmaya çalıştığı bu...

Bosna'ya bir de NATO'dan...

Avrupa'nın gidişi gidiş değil. Avrupa Birliği'nin kapılarını kapattığı Bosna Hersek'deki Müslüman Boşnak, NATO'nun güvenlik şemsiyesini tarif edilemeyen bir süre daha beklemek zorunda. Türkiye'nin Amerika başta NATO müttefiklerine anlatamadığı bir gerçekten söz ediyoruz. Brüksel'deki son dışişleri bakanları toplantısında Karadağ'ın ittifakın 29'uncu üyesi olması için yollar açıldı ama Bosna-Hersek'e "bekle" dendi? Neden? İç istikrarını sağlayamamış. ..NATO zaten bir askeri istikrar ittifak.  Yani, asıl Bosna-Hersek'e lazım. Yaman çelişki şu noktada: NATO uçakları bundan 10 yıl önce Sırbistan'ın müttefiki Karadağ topraklarını Bosna-Hersek'i katliamdan kurtarmak için bombalıyorlardı. Şimdi Karadağ NATO yolcusu, kurtarılan Bosna dışarıda...Türkiye çok mücadele etti. Balkanlı müttefikler çok bastırdı ama bu konuda bir kez daha Alman-Fransız ittifakının dediği oldu. İngiltere ile Amerika da sessiz kalınca Müslüman Boşnak, kendini NATO'dan da dışlanmış buldu. Yazık.

Kaynak: Star