Clinton'ın İran'ı Afganistan'la ilgili bir konferansa davet etmesi iyi bir açılım. Nükleer anlaşmazlık devam etse de, karşılıklı güven inşa etmeye başlamak lazım.

Obama yönetiminin çok yönlü İran politikası Tahran'a diplomatik teklifler ve Tahran'ın bölgesel müttefiklerine kur yapma çabalarıyla iyice belirmeye başladı. Dışişleri Bakanı olarak ilk Ortadoğu ziyaretinde Hillary Clinton İranlı yetkilileri de kapsayacak ve yüz yüze temas fırsatı sunacak olan Afganistan'a ilişkin uluslararası bir konferans önerisinde bulundu.

Davet, İran'ın ivedi bir hedefine, yani ABD'den bölgesel bir güç olarak kabul görmeye, ulaşması anlamına geliyor. ABD ve İran'ın ortak bir düşmanları var, o da Sünni Taliban. ABD, 11 Eylül sonrasında İran'ın Taliban'ı kovmaya yardım ettiği zamanki gibi Afganistan'ın işbirliği için başlangıç olmasını umuyor. İkili ilişkiler eski başkan George W. Bush'un İran'ı 'şer ekseni'ne dahil etmesiyle hızla bozulmuştu. Obama, Bush'un çatışmacı politikasına noktayı koyduğunu söylüyor.

Ancak yönetim, İran'la temas kurmaya başlarken bile bu ülkenin bölgesel nüfuzunu zayıflatmaya çalışıyor. Clinton, Suriye'ye temsilciler gönderdi. Şam, İsrail'le Golan'ın iadesini içeren bir barış anlaşması istiyor ve ABD'yle İsrail de Şam'ın Lübnan'da İran destekli Hizbullah'ı desteklemeyi bırakmasını talep ediyor. Bu arada Britanya, Hizbullah'ı şiddetten ve İran'dan uzaklaştırma çabasıyla, örgütün siyasi kanadıyla görüşmeyi düşündüğünü duyurdu.

Temel soruna - yani nükleer silahlara - ilişkin olarak ABD yüzünü Rusya'ya dönüyor. Yönetim, Rusya İran'ın nükleer silah geliştirmesini önlemeye yardım ederse, Avrupa'ya füze kalkanı inşa etmesine gerek kalmayacağını ifade etti. Burada kastedilen, Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi'ndeki tutumunu değiştirip, nükleer amaçlarından vazgeçmeye yanaşmazsa İran'a ciddi ekonomik yaptırım uygulanmasında hemfikir olması gerektiği.

İran, Afganistan davetine henüz yanıt vermedi ve liderleri karışık sinyaller gönderdi. Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad Obama'nın seçilişini memnuniyetle karşılamıştı, fakat geçen hafta dini lider Ayetullah Ali Hamaney, Obama'yı İsrail'e ve Gazze'de Filistinli sivillerin 'katline' 'koşulsuz' destek vermeyi sürdürmekle eleştirdi. Hamaney, Hamas gibi 'direniş hareketleri'ne desteği yineledi ve Clinton da İran'ı Arap ülkelerine karışmakla suçladı. Yine de yönetimin diyalog peşinde olması doğru. Çok muhabbet tez ayrılık getirir sözüne katılmıyoruz ve iletişim güven inşa eder diyoruz. Zaten yeterince ayrılık var.
(Başyazı, 9 Mart 2009)

Kaynak: Radikal