Abdülbari Atvan
Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas müslümanları İsrail kuşatmasını kırmak ve zor şartlarda bulunan Kudüs ahalisine ekonomik yardımda bulunmaları için işgal edilmiş Kudüs’ü ziyaret çağrısında bulununca, Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Kardavi başta olmak üzere birçok kimse bu çağrıya karşı çıktı. Yusuf el-Kardavi Kudüsü ziyaret olayını işgal devleti olan İsrail’i normalleştirme olarak görüyor.
Mahmut Abbas’ın davetine icabet edenlerin en önde geleni Mısır Müftüsü Ali Cuma oldu. 18 Nisan Çarşamba günü Ürdün Prensi Gazi ile beraber işgal edilmiş şehri ziyaret etti ve Mescid-i Aksa’da namaz kıldı. İsrail işgali altındaki kutsal şehri ziyaret eden en yüksek İslami otorite oldu.
Müftünün ziyaretinin, 1948 yılından beri işgal edilmiş arap topraklarının önde gelen liderlerinden Raid Salah ile Mescidi Aksa'nın İmamı İkrime Sabri’nin namaz kılmak bir yana İsrail kararıyla şehre girmelerinin, Mescidi Aksaya yaklaşmalarının yasaklandığı zamana denk gelmesi ise düşündürücü.
İkrime Sabri ile Raid Salah’ın yasaklandığı sırada Mısır Müftüsü Ali Cuma’nın namaz kılmasına hoşgörü ile yaklaşılması, Müslüman ve Hristiyanlara özgürce ibadet etme hakkının verilmesi İsrailli yetkililerin normalleşmeyi amaçlayan ziyaretleri teşvik ettiğini gösterir.
İmam İkrime Sabri Kutsal topraklarda okuduğu her hutbesinde işgali şiddetle eleştirdiği ve intifadayı desteklediği için bu yasağa maruz kaldı. Raid Salah ise İngiltere yönetiminin ve Yahudi Lobisinin kararlarına karşı verdiği hukuk mücadelesini kazandı. İsrail’in Mescidi Aksa’yı yıkmak için temellerinin altında yaptığı çalışmalarını ortaya çıkarmak için Müslümanların dikkatini en çok o çekti.
Mısır Müftüsü Ali Cuma, bu normalleşme ziyaretini nasıl haklı gösterecek bilmiyoruz. Zira onun liderliğini kabul eden birçok kimse; madem ki en büyük Müslüman Arap Devletinin Müftüsü Kudüs’ü ziyaret etti ve orada namaz kıldı, biz niye aynı şeyi yapmıyoruz, diye soracaklardır.
Müftünün ziyareti, İsrail’in dini özgürlüklere saygılı olduğu ve kutsal şehri ayrımcılık yapmaksızın herkese açık tuttuğu gibi yalancı propagandalarını destekler nitelikte çok tehlikeli bir ziyaret oldu. Müftü bu ziyareti ile düpedüz yalan ve yanıltıcı olan iddianın önünü açtı.
İslam dünyasında fetvalarına itibar edilen Yusuf el-Kardavi, mukaddes topraklara sadece Filistinlilerin girmesine izin verdi. Diğer tüm Müslümanların, İsrail işgalini normalleştirme projesine muhalefet etmeleri için namaz kılmak amacıyla bile olsa Kudüs’e gitmelerini caiz görmedi.
Bu fetvası sebebiyle yönetim, başkan ve etrafındaki İslami şahsiyetler tarafından çok şiddetli eleştiri oklarına hedef oldu.
Maalesef bazı kimseler Resulullah (S.A.V) ın Kureyş kafirlerinin yönetimindeyken Mekke’yi ziyaret ettiğini ve orada namaz kıldığını iddia ederek bu fetvaya karşı çıkıyorlar.
Mekke’de bulunan Kureyş’lilerin o şehrin gerçek vatandaşı olduğunu, işgalci olmadığını, parametreleri değiştirmediklerini, Mekke halkını kovmadıklarını, Kabe’nin temellerini zayıflatmadıklarını unutuyorlar.
Resulullah (S.A.V), yüce yaratıcıdan aldığı vahiy ile davranıyordu. Başkan Mahmut Abbas, Evkaf Bakanı, Mısır Müftüsü ve normalleştirme projesine sahip çıkıp bu örneği verenler peygamber gibi Allah'tan vahiy mi alıyorlar? Böyle bir kıyasın yeri olmadığını ve caiz olmadığının farkındayız.
Arap Müslüman Kudüs kimliğini yok etmeye çalışan düşman ile normalleşmeye götüren böyle tehlike bir durum karşısında sesimizi çıkarmak zorundayız.
Mütevaffa Papa Şenuda, Kudüs’ü ziyaret konusunda katı bir muhalif idi. Bu yüzden Başkan Enver Sedat tarafından dışlandı, hapse ve zulme maruz kaldı. Hayatının son anlarına kadar milli, manevi, ahlaki konumundan vazgeçmedi.
Bizim Müslüman alimlere ne oluyor ki Kıptilerin Papasının bile haram saydığını helal kabul ediyorlar?
İslam alimlerinin bir araya gelerek Mısır Müftüsü'nün yüzüne karşı şeri hükümler söylemeleri gerekir.Filistin topraklarının işgal edildiği günden beri devam eden savaşlarda binlerce müslümanı öldüren, kutsal şehri işgal eden düşmanla normalleşme süreci içerisine giren müftünün azledilmesini istemeleri gerekir.
El Kuds El Arabiya gazetesinden dunyabülteni için Büşra İnanç tarafından tercüme edilmiştir.