Her şeyin kendi şartları var ve değişim, dönüşüm her defasında aynı şekilde cereyan etmez. Toplumun değişimi, zamanın bir başka şartlara evrilmesi iç ve dış dinamiklerin etkisiyle bir süreci kullanarak ortaya çıkar.
Her değişim ve evrimde insanın etkisi, kullanılan argümanlarla, çevre imkan ve riskleriyle ilgili olarak farklılık gösterir. Postmodern dönem bu açıdan bakıldığında, insanın en az etkiyle kenarda yer aldığı bir devir olarak karşımıza çıkar. Bürokrasiye giydirilen yetkiler, mevzuatla karşı karşıya getirilen insanın durumu, çaresizlik hali olarak kendini gösteriyor.
Her türlü imkansızlığa rağmen, inanan insan için, ümit imanla sırt sırta durur. En karanlık dönemde dahi, ışığın bekleyeni ve işçisi olma durumundadır mümin. Işığı derin, karanlık kuyulardan çıkarmak için, Yusuf gibi, hilalin ışığını içmekle başlar sabır.
Kuyuya inen bakracı sarkıtan el, iyi niyetten yoksun olabilir. Kıymet bilmez, insan tanımaz, cevhere kömür değeri veren biri olabilir. Ancak kuyudan çıkmak, yeni bir sürece girmek için, kuyuya sarkıtılan bakracı tutmak, yeni gelişmelerin başlangıcı olması bakımından önemlidir.
Her süreç, insan tekinde olduğu gibi, kendine has imkan ve riskleri barındırır.
Süreçleri yönetmek bu bakımdan büyük öneme haiz bir durumdur. Müminlerin bu anlamda büyük imkanları mevcuttur. Referans birliktelikleri tevhitle üst bir yapıyı/ cemaati zorunlu kılmakla, müminlere büyük imkan bahşetmiş olur.
Cemaat büyük bir yapı ve o denli bereket demektir. Cemaat hataların en aza, başarı ve üretimin en üst seviyeye taşındığı yapılardır. Fitnenin araya girmediği dönemlerde, bu birlikteliğin neler yapabildiği, çok açık örneklerle, hayal dahi edilemez başarılarla ortaya çıkmıştır.
Cemaat birlikteliği, zamanın iliğine işleme imkanı elde etmenin adıdır.
Cemaat için bir araya gelenlerin vasıftan yoksun olmaları, istenen bir durum olmamalıdır. Öyle olduğunda, ortaya cemaat değil, kalabalık çıkmış olur. Yaşadığımız dönemde buna verilecek pek çok örnek mevcut.
Yasin suresinde ilginç bir ayet var :
Şehrin tâ öte ucundan birisi, koşarak gelmişti de; ey kavmim demişti, uyun peygamberlere. (Yasin-20)
Bir şehre girerek “Peygamberler doğru söylüyor” diyen mümin, önemli özellikler barındırıyor demektir. Her şeyden önce, bir özgüven sahibi olmak gerek. Toplumu karşıya almayı gerekli kılan bu hareket için, cesaret sahibi olmak, inandığından şüphe duymamak ve karşı tepkileri göğüsleyip gerektiğinde bedel ödemek, koşarak gelmeden önce göze alınacak riskler olarak ortaya çıkar.
Cemaat olmadan önce, her mümin bir şehre girip “Peygamberler doğru söylüyor” kıvamını elde etmesi gerekir. Mevla, bu cesur müminden memnun olarak, ümmete örnek gösteriyor eylemini.
Peygamberler muştu taşır. Hayırlı haber getirirler, herkesi kucaklayan, herkesin kurtuluşu olan…
Uyarırlar, sarsarlar toplumu.
Mevcut söylemi aşıp ölüm sonrasına ait sözler aktarırlar. Vicdan sahipleri, muhakemesini art niyetten kurtarma başarısına ulaşanlar, onaylarlar peygamber söylemini. Ancak koşarak şehre girmek ve peygamberi onaylamak çok daha başka bir eylem.
Modern kentler, içine girilip aynı kararlılıkla; “Peygamberler doğru söylüyor” diye haykıracak donanımlı müminleri bekliyor.
Her dönemin kendine has özellikleri gereği, doğru sözün izahını yaparken zamanenin idrakine seslenmek icap eder. Zamanın kirli algısı, öncelikleri, ön yargıları bilinerek, tepkiye hazır olarak şehre girmek gerek.
Koşarak gelmek, uzaklardan yola çıkarak…
Coşkuyla, heyecan ve beklentiyle şehre girmek gerek.
Şehre girme cesaretini ve iştiyakını duyanlar, vasıflı bir cemaat oluşturabilirler ve zamana dokunma hakkını elde ederler.
Acele etmeden çabuk, atılan adımlar iri ve takip edilir olduğunda, meyveyi hangi kuşağın yiyeceği teferruat bahsinde kalır.
Günümüz mümini bir şehre girme rüyasından uzak.
Böyle bir hazırlığın, metafor düzeyinde bile, önemine vurgu yapar değil. Modern paradigmanın piyangocu, çekilişçi düzlemine uygun zihni konumlama ile, o şehre girecek insanı bekliyor.
Kurtarıcı yolu gözlemenin risksiz, uyuşuk ve pasif düzleminde konforlu süreçte halinin inanca ram etme derdiyle dertleniyor.
Birgün biri gelecek ve dünyayı kurtaracak!
Çok gün gelmiş ve pek çok birileri var, hadi birlikte zamanı yatıralım tezgaha, günlerin gözlerine ışıltı taşıyalım. Bunu dediğinizde inancınızı değiştirmeniz uyarısı ile karşılaşırsınız. “Yoksa sen mehdiye inanmıyor musun?”