Gazze'nin, Hamas'ın kontrolü altında olması, Lübnan'ın felce uğraması ve Irak'ın çöküşe yakın olması nedeniyle Ortadoğu hiç bugünkü kadar tehlikeli görünmemişti.
Ancak, Birleşik Devletler, Irak Kürdistanı'ndaki tehlikeli durumu ortadan kaldırmak için harekete geçmezse, Washington kendisini bir başka zaman ayarlı bomba ile baş başa bulabilir.
Bağdat'taki felaket yeterli değilmiş gibi, Washington Kuzey Irak'ı istikrarsızlaştıracak, şiddetin patlak vermesi tehdidi oluşturan ve 60 yıldır stratejik müttefik olan Türkiye ile ABD arasında ilişkilerin daha da tatsızlaşmasına neden olacak şekilde, Iraklı Kürtler ile Türkiye arasında şiddetli bir anlaşmazlığı destekler göründü. Parlamento seçimleri geride kalırken, Türkiye Kuzey Irak'a müdahale edebilir ki bu hareket Ortadoğu'da zaten karmaşık olan durumu daha da karmaşıklaştıracaktır.
Birleşik Devletler'in böylesi bir felaketten kaçınmak için hâlâ zamanı var; ancak PKK tarafından düzenlenen bu dönemin kanlı saldırıları, gerilimi neredeyse kaynama noktasına getirdi. Türk ordusu giderek artan ölçüde, bu korunaklı cennete saldırı ihtiyacı konusunda uyarıda bulunuyor ve bu doğrultuda sınıra on binlerce asker yığınağı yaptı. K. Irak konusunda Türk kaygıları elbette PKK'dan daha öte bir niyet taşıyor. Türk liderlerinin de uzun zamandır korktuğu gibi, Türkiye'nin bitişiğinde kurulan otonom Kürt varlığı bu ülkenin toprak bütünlüğüne bir tehdit oluşturuyor. Ve, Kürtlerin niyetleri açısından bir test niteliği taşıyan bir Kerkük var orada. Kürt bölgesel yönetimi, Kürtleri tarihÎ açıdan karmaşık bir yapıya sahip bu kente göç etmeleri için teşvik ediyor ve yıl sonunda burayı Irak Kürdistanı'nın bir parçası yapmak için referandum düzenlemeye çalışıyor. Ancak, Kürtlerin petrol zengini Kerkük'ü yutması Türkleri (ve Arapları), Kürtlerin bağımsızlık planları yaptığı şüphelerini haklı çıkarmaktan başka bir işe yaramayacaktır -ki bu mesele tüm Türk hükümetleri için kırmızı çizgidir. Türk generaller doğal olarak şüphe duyuyor. Tekrar eden tehditlerine ve aralıklı topçu ateşlerine rağmen, Kuzey Irak'a düşünmeden girmeyeceklerdir. Onlar, bölgeye dört kez müdahale ettikleri ve PKK sorununu çözmemesine rağmen verilen kayıpların yaşandığı 1990'ları hatırlıyorlar. Şu ana kadar, Ankara'nın tehditleri, Kürtleri ve Amerikalıları Irak'taki PKK'ya karşı harekete geçirmek için yapıldı. Ancak, Türkler sabırlarını yitiriyor ve ülkedeki Kürt karşıtı milliyetçilik artıyor ve bu da, ülke sınırları içindeki kapsamlı PKK operasyonundan sonra, hükümeti harekete geçmeye zorluyor.
On yıl önce, Kürt lider Mesud Barzani, Türklerle birlikte PKK'ya karşı savaşa katıldığında Irak Kürtleri için yaşam farklıydı. Iraklı Kürtler, fena halde Türkiye'ye ihtiyaç duyuyordu. ABD savaş uçakları, Saddam'ın Kuzey Irak'taki güvenli bölgeye müdahale etmesini engelleyerek gözünü korkutmak için Türk üslerinden havalanıyordu. Yoğun bir çalışma ve büyük bir şansla, bu güvenli bölge Irak Kürdistanı olarak ortaya çıktı. Bugün, cesaretlendirilen Barzani, Irak Kürdistanı başkanı olarak ortaya sürüldü ve PKK, onun topraklarını serbestçe kullanıyor görünüyor. Aynı şekilde Irak'ın Cumhurbaşkanı Celal Talabani de bir diğer başat Kürt lider. Barzani, Türkiye'yi, müdahale etmesi durumunda tüm gücüyle karşı koymakla bile tehdit etti. ABD Başkanı Bush'a gelince, Kürtlere Kuzey Irak'ta neredeyse sınırsız bir özgürlük verdi. Çünkü, bu bölgede istikrara fena halde ihtiyacı var ve Kürt peşmergeler Irak'ın diğer bölgelerinde direnişçilere karşı savaşa yardım ediyor. Müttefik olarak değerlerinin farkında olan Kürtler, Bush'un PKK sorununu çözmekle görevlendirdiği emekli NATO komutanı ve özel temsilci Joseph W. Ralston'un ricalarına omuz silkti. Ralston'un Türk muadili ve Barzani ile görüşmeleri zaman kazandırdı; ancak ABD ordusu gerçek anlamda harekete geçme konusunda bölündü. Çoğu general, Kürtleri küstürmek ya da askerî kaynakları PKK üzerinde harcamak istemiyor. Bu nedenle Amerikalılar retorikten, telefon görüşmelerinden ve uyarılardan öteye gidemiyor. Türklerin hisleri ise ısındıkça ısınıyor. ABD'nin hareketsizliği Türk kamuoyunu ABD aleyhine çevirdi.
Etkin olmayan danışmalar ve kararsızlığın sona ermesinin zamanı geldi. Tek bir sesle konuşarak, ABD hükümeti halkı PKK davasına sempati duysa bile Barzani'yi ikna etmeli ve Kuzey Irak'ın çıkarı için PKK'yı ezmeli. Irak Kürdistanı şimdi büyüyor olabilir; ancak onun ekonomik ve politik başarısı Türkiye'nin askerî operasyon kalkışmasıyla son bulacaktır. Dahası, ABD'nin şimdi ne söylediğinin önemi yok; çünkü eninde sonunda Irak'ı terk edecek ve Kürtler, bağımsız bir Kürt devletine karşı çıkan düşman bir komşu ile baş başa kalacaktır. Bu, vukuu yakın olan gerçeklik karşısında, Iraklı Kürtlerin tek Batı kökenli, demokratik komşularına gelecekte yabancılaşması akıllıca olmayacaktır. PKK'yı ezmek elbette acısız olmayacaktır; ancak başarılabilir. Dağlarındaki tabyalarında PKK güçleri elimine edilemez; ancak Iraklı Kürtler onların operasyonlarını azaltabilir, üst düzey sorumlularını tutuklayabilir ve kabiliyetlerini yok edebilir. ABD, buna istihbarat alanında ve lojistik destek verebilir. Iraklı Kürtler, Türk güçleriyle çalışarak PKK'nın Türkiye'ye sızmasını önlemeli. Kürtler, harekete geçmeye hazır değilse, Birleşik Devletler kendi hava gücünü kullanarak PKK'yı ve onun Irak'taki sınırlı altyapısını yok etmeli. Bu problem daha fazla bir kenara itilemez.
Kaynak: Zaman