Herkesin kalbinde Üstad?a da bir köşe ayrılması temennisi ile? Kurtuluş Savaşı'nın en çetin dönemiydi. Milli Eğitim Bakanlığı tarihler 1921 yılını gösterdiğinde millî marş?a duyulan gereksinmeyi göz önüne aldı ve bu konu ile ilgili olarak bir yarışma düzenledi. Yarışmaya 724 şiir gönderilmişti. Mehmet Akif Ersoy kazanacak şiire para ödülü konduğu için önce katılmak istemedi. Daha sonra dönemin Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine ?evet? dedi. Ancak Akif?in bir şartı vardı, ödül olmayacaktı. Hemen ardından Üstad, ikamet etmekte olduğu Taceddin Dergâhı?nda, ?Kahraman Ordumuza? ithaf ettiği İstiklal Marşı?nı yazdı. İstiklal Marşımız 12 Mart 1921 günü büyük çoğunlukla TBMM'ince kabul edildi. İman dolu yüreği ile Akif, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Mehmetçiğin yürekliliğini, fedakârlığını, Türk milletinin bağımsızlığa, Hakk?a, vatanına ve dinine bağlılığını yazmış olduğu İstiklal Marşımızda çok iyi bir şekilde dile getirdi. Türk tarihinin en değerli insanlarından biri olan Akif, 27 Aralık 1936?da Hakk?ın rahmetine kavuştu. Hayatını bu vatan için, bu millet için, bu milletin bağımsızlığı, birliği ve bütünlüğü için harcamaktan çekinmedi. Cenazesi mütevazi bir şekilde kaldırıldı. Cenazesine gereken ilgi gösterilmedi ama bu millete İstiklal Marşı?nı hediye eden Mehmet Akif?i halkımız unutmadı. ?Mehmet Akif Ersoy, belki büyük mevkilerin makamların sahibi olmadı ancak örnek alınması, okunması ve okutulması gereken bir şahsiyet olmasından kaynaklanan konumu bugün halen onu yaşatabiliyor. İstiklal mücadelesi sırasında yaptığı çalışmalarla hürriyet meşalesini ateşleyenler arasında olan bu önemli isim, inanmış bir insandı ve inandığı şekilde yaşadı. İstiklal Marşı yazmak için ise bu duyguları yaşamak gerekirdi. Dün bu duygular tekrar yaşandı ve İstiklal Marşı'nın TBMM'de kabul edilişinin 86. yıldönümü anısına Meclis'te düzenlenen törende, TBMM Başkanı Arınç ve Başbakan Erdoğan, Çanakkale Şehitleri Kasidesi okunurken gözyaşlarını tutamadı. Başbakan Erdoğan inançla ve büyük fedakârlıklarla kazanılan istiklal mücadelesini Mehmet Akif?in muhteşem mısralarıyla ebedileştirdiğini ifade etti. Milli mücadele ruhu, Türk milletinin vatan sevgisi ve istiklal aşkının, en derin ifadesini bu mısralarda bulduğunu kaydetti. Tarihte bir benzeri daha olmayan istiklal mücadelesinin ölümsüz destanının, bugün de kalplerde aynı heyecanı yaşatan bir etkiye sahip olduğunu vurguladı. Bakanlar Kurulu toplantısında, İstiklal Marşı'nın kabulü olan 12 Mart'ı Milli Gün olarak ilan etme kararı aldıklarını da bildiren Erdoğan "Allah milletimize bir kez daha İstiklal Marşı yazdırmasın" dedi. Başbakan Erdoğan?ın bu sözlerini yıllar önce Mehmed Âkif de söylemişti. Çünkü kendisine İstiklâl Marşı?nın eskidiği, yeni bir tane daha yazmak gerektiği söylenmiş hasta yatağın da olan Akif, derin duygular için de yazdığı İstiklal Marşı için ?O şiir milletin o günkü heyecanının bir ifadesidir. Binbir fecayi (facialar) karşısında bunalan ruhların ıstıraplar içinde halas (kurtuluş) dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır... O şiir bir daha yazılamaz, onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lâzım. O şiir artık benim değil, milletin malıdır. Benim, millete en kıymetli hediyem budur. Allah bir daha bu millete bir İstiklâl Marşı yazdırmasın.?demişti. Evet büyük Üstad Mehmet Akif?in dediği gibi o marş, o günlerin kıymetli bir hatırası. O kıymetli günlerin, İstiklal Marşımızda geçen sözlerin, iman ateşi ile yanan gönüllerin neler hissettiğini bilmek için İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy?a o mısraları yazdıran büyük sevginin anlaşılması, Hayatı Mehmet Akif gibi yaşayıp anlamak için ise, Akif gibi iman dolu bir kalp taşınması, İçten ve dıştan çeşitli oyunlarla ülkemizin birliğini ve bütünlüğünü bozmak isteyenlere karşı o günlerdeki gibi dirayetli ve dik durabilmek için de Akif?in İstiklal Marşı?nı neden yazdığının sorgulanması, Büyük Üstad Mehmet Akif ERSOY?u unutmamak için ise ona sahip çıkmak gerekir?