İsrail, işgal ettiği Filistin topraklarını uzun bir zamandır, yeryüzünün açık hava hapishanelerine çevirdi, özellikle işgalin en yoğun hissedildiği Gazze ve Nablus’da şehre giriş-çıkışları kontrol altına aldı, geliştirdiği insafsız metotlar ile Filistin halkına ne bir sınır, ne bir yaşam alanı, ne de bir özgürlük bıraktı. Böylelikle sekiz metrelik duvarlarla işgal ettikleri Filistin toprakların da güven sağlamaya çalıştı. Şu an halk şehir dışına bile çıkamıyor. Çıkmak istese de çeşit çeşit eziyete maruz kalıyor. Sınır kapıların da sorgusuz sualsiz saatlerce günlerce bekliyor.

 

Şimdiler de ise İsrail’in bu meşhur utanç duvarları, ABD’ye esin kaynağı olmuş durumda.

 

Zaten, biri Filistin’i diğeri Irak’ı işgal eden bu ikilinin amaçları da ortak. O nedenle birbirlerini örnek almaktan çekinmiyorlar. Hep aynı metotları uyguluyorlar. Önce işgal ediyorlar, sonra bölmeye ve tamamı ile ele geçirmeye çalışıyorlar.

 

Neticede Filistin de durum ne ise, Irak’ta da aynı. Hemen hemen her gün insanların katledildiği Irak’ta, bir yandan da mezhep çatışmaları varmış gibi gösteriliyor. Bu nedenle de ABD ordusu tarafından Bağdat’ta Şii bölgesinde bulunan bir Sünni mahallesinin çevresine duvarlar örülüyor.

 

Azamiye halkı ise durumdan oldukça tedirgin. Bu duvarları istemediklerini söylüyorlar.

ABD ordusunun bahanesi ise belli. Mezhepler arası şiddet olayları. Bu nedenle Azamiye mahallesinin çevresine 5 kilometrelik barikat kurulacağını, ördükleri duvarlarla aynı Filistin’de olduğu gibi giriş ve çıkışların kontrol altına alınacağını, kontrol noktalarında Irak askerlerinin konuşlandırılacağını, sözüm ona duvarın diğer yakasında ki Şii bölgelerinde de güvenliğin artırılacağını anlatıyorlar.

 

İsrail’in Filistin’de sağladığı güvenliği şimdi de Irak’ta sağlamaya çalışan ABD, her zaman ki gibi rahatça yalan söylüyor ve “Şiiler ile Sünniler birbirine rahatlıkla saldırıyor. Bu nedenle 10 Nisan’da yapımına başladığımız duvarı tamamlamak için gece gündüz çalışıyoruz” diyebiliyor.

 

Bölgeye girdikleri günden beri vahşetin dinmediği Irak’ta onlara göre bu yöntemle şiddet sona erecekmiş, güvenlik ve istikrar sağlanacakmış. Sanki Irak’ı işgal edip, bombalar atan, Irak halkına insanlık dışı işkenceler yapan kendileri değilmiş gibi. Bu nasıl bir pişkinlik aklım almıyor.

 

Ramadi başta olmak üzere diğer kentlere de duvar ören ABD, Azamiye projesi ile, şimdiye kadar yürürlüğe konulan en büyük projesini de gerçekleştirmiş oluyor. İsrail’in utanç duvarını istemeyen Azamiye halkı ise bu toplu bir cezalandırma amacıdır diyor.

 

Üstelik bu duvar, mahalle sakinleriyle görüşülmeden ve bu proje imzalanamaz denilmesine rağmen örülmeye başlanmış. Mahalle halkına duvar örülmesi konusu önceden danışılmamış.

 

Azamiye halkı bu durumun tüm bölgeyi bir hapishane haline sokacağını,4 yıldır işgal altında olan ülkelerinde her geçen gün bu tür duvarların sayısının arttığını bu nedenle de insanların daha fazla boğulmaya başlandığını düşünüyorlar. Ayrıca duvarın derhal yıkılmasını istiyorlar. Müslüman olan Şii ve Sünni gruplar arasında sürekli fitne çıkarmaya çalışan ABD’nin yaptıklarından haberdar olan Azamiye halkı arada ki bağın koparılmaya çalışıldığının da farkında.

 

ABD işgaline karşı en fazla direnişin el-Azamiye bölgesinde gerçekleştiğine de dikkat çeken Iraklılar, işgal güçlerinin hedefinin ise Azamiye halkını cezalandırmak olduğunu bildiriyorlar.

Geçtiğimiz günlerde görüştüğüm Ülema Cemiyeti Üyesi Parlamenter ve Irak’lı Haris El Ubeydi ve Necef İlim Havzası Öğretim Üyesi Seyyid Hüseyin el-Hekim’e Irak’ta ki durumu sormuştum. Her ikisi de Şiiler ve Sünniler olarak barış içinde yaşayacaklarını, gösterilenin aksine aralarında bir sorunun bulunmadığını, bu olayın bir mezhep çatışması olmadığını, hiç bir mezhebin diğer bir mezheple savaşmayı emretmediğini söylemişlerdi. Tabii Irak’ta siyasi görüşleri olan bir takım fırkaların siyasi görüşlerinin olduğunu, bazı siyasi akımların mezhepler arasında savaş çıkarmak istediğini de belirtmişlerdi. Ancak hiç bir aşiretin   diğer aşiretle savaşmayı istemediğini, birbirleriyle ilişkilerinin iyi olduğunu bunun yanı sıra Müslümanlar arasında fitne çıkarmak isteyen grupların da çıkabileceğini, onların bazı düşüncelerinin maalesef bölgedeki kimi ülkelerin çıkarlarıyla örtüştüğü için desteklendiğini, Irak’ı işgal eden güçlerin işine gelen bu durumun Irak halkını zayıflatmakta, dolayısıyla tam olarak siyaset kürsüsüne oturmalarını engellemekte olduğunu anlatmışlardı. Sonuç itibari ile de,“Irak halkı Şii ile Sünni ile işgale karşı. İnşallah kısa sürede işgale son vereceğiz. Ve hep birlikte Şiiler ve Sünniler olarak barış içinde yaşayacağız.”mesajını vermişlerdi.

İşte tam bu noktada ABD’nin amacı ortaya çıkmış oluyor. ABD Irak’ta Şiilerin ve Sünnilerin barış içerisinde yaşamasını istemiyor.

 

Filistin’de kuşatılmış, dışlanmış, yaşam hakkı elinden alınmış halka yaptıklarını şimdi de Irak’ta aynı yöntemlerle yapmaya çalışan ve tek bir amaçtan beslenen bu zihniyet tüm dünya Müslümanlarını sindirerek, ülkelerini kuşatarak, insanlarını tahrik ederek birbirine düşman etmeye çalışıyor. İnsan hayatını böylesine değersiz sayan ABD ve İsrail ördükleri bu utanç duvarları ile aslında güvenliği sağlamak değil insanların beyinlerine fitne tohumlarını atmak istiyor.

 

Dünyanın dört bir yanında farklı yöntemlerle fitne ateşini yakanlar Irak’ta da kardeşi kardeşe kırdırarak emeline ulaşmaya çalışıyor.

 

Irak halkı ne ABD’nin ülkelerine girmesini istedi, ne de onların getirdiği demokrasiyi.

Onlar sırf kendi çıkarları için Irak’ta, yoksa Irak halkı onların zerre kadar umurunda değil.

Irak’a duvarlar örmek de kendilerinin isteği, yoksa halk bu duruma karşı.

 

Tüm bunlara rağmen ABD neden halen Irak’ta?..

 

Irak’ı bölmek için elinden geleni yaptılar, başaramayınca şimdi de sıra duvarlarda mı?.

 

Ama ne var ki, o duvarların sadece şehirleri ayırmaya gücü yeter, insanın kaderini değiştiremezler,

 

Tüm dünyayı tek bir elbise içine sokmak isteyenlerin ördüğü o duvarlar, beyinlerin içerisine de kendi elbiselerini giydiremezler,

 

Akıllara hatta vicdanlara bile hükmetmek için örülen o duvarlar inançlara hiç ama hiç hükmedemezler,

 

Sırf kendi inançlarını insanlara zorla kabul ettirerek fitne çıkarmayı seven zihniyetin ördüğü o duvarlar karşısında, kim olduğunu, dünyaya ne için geldiğini, inancının sana neleri emrettiğini ve vicdani sorumluluğunun ne olduğunu bilen herkes için bu yapılanlar bir hiçtir.

 

Yaşadığımız bu dünya da birçok sıkıntı ile sınanıyor, imtihan ediliyoruz,

 

Ancak, insan yaşadığı dünyada hayatın getirdiği birçok sıkıntıyla sınandığını bilip bunun bilinci ile hareket edebilir ise örülen o duvarlar akılarda da, vicdanlar da yıkılacaktır…

 

İçinde zerre kadar iman olan herkesin,

 

“Müslümanlar arasında fitne çıkarmak için kurulan o duvarların bir beton yığını dışına çıkmasına izin verme Ya Rabbi, izin verme Ya Rabbi”, duasını sürekli yapanlardan olması temennisi ile…