Türkiye?de medya bir gündeme takıldı mı, artık dünya da ne olursa olsun önemli değildir. Tabii gündem bilinçli olarak şekillendirilir, kalemler konuşur, ortam istenildiği gibi gerilmeye çalışılır. Bugünlerde de varsa yoksa Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Cumhurbaşkanlığı seçimleri önemli değil midir? Elbette ki önemlidir. Ancak şu an bu konuda tartışılanların hiç birisi ele avuca sığan şeyler değildir. Maalesef bugünler de, bir yanda bazı siyasi partiler bir yan da bazı medya kuruluşları ortamı germek için işbirliği içerisindeler. Biri çıkıyor yok efendim fıtıkla Çankaya?ya çıkılmaz diyor, öbürü evet yasal olarak Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı olabilir ama olmamalı çünkü devletin kurumu YÖK ile bile uzlaşamıyor diyor, bir diğeri çıkıyor ben de Cumhurbaşkanlığına adayım diyor. Şimdi soruyorum Birincisi, bazı siyasi parti liderleri aynı şartlar da olsaydı Cumhurbaşkanı olmak istemeyecekler miydi? İkincisi, Hükümet YÖK ile anlaşamıyor diyenler hiç neden anlaşamadığını sorguladılar mı? Bugün yolsuzluklarla, yasaklarla, yasalara aykırı atamalarla gündeme gelen YÖK?e hiç bunları neden yaptığını sordular mı? Üçüncüsü, ben de Cumhurbaşkanlığına adayım diyenler neden aday olmak istediğini biliyor mu? Yok, bunların hiç birinin yapıldığını, bu konuların sorgulandığını zannetmiyorum. Ortada olan bir gerçek varsa, o da birileri sanki tek bir ses olmuş, laiklik elden gidiyor safsataları ile askeri bile bu işe alet ederek herkesi sokağa dökmeye çalışıyor ve bunu da çeşitli yöntemler ile yapmaya devam ediyor. Neden Erdoğan?ın Cumhurbaşkanı olmasını birilerinin istemediğini söylememe gerek yok onlar da herkes de nedenini çok iyi biliyor. Ama diyorum ki korkmayın, korktuğunuz hiçbir şey olmaz; Çünkü unutmayın ki 28 Şubat gibi oluşumların olmasını sağlayanlar korktuğunuz kişiler değildi. O kişiler başkalarıydı. Şimdi ben size bir öneri de bulunuyorum ve diyorum ki bu suni gündemlerle ortamı gereceğinize, eğer bir yanlış varsa gelin onu hep birlikte konuşalım ve düzeltmeye çalışalım. Mesela hiç birinizin dikkatini çekmeyen bir iki konu var. Bunlardan biri Irak işgalinin 5. yılına girdiğimiz şu günler de gündeme gelmeye çalışsa da birilerinin hiç umursamadığı Türkiye?nin ABD?ye sağladığı lojistik destek . Bu konu, ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi Avrupa Alt Komitesi Başkanı Robert Wexler?in, ABD'nin, Ermeni soykırımı tasarısını kabul etmekle Türkiye?nin bizlere sağladığı %80?lik lojistik desteğini kaybederiz sözlerinin ardından bizlerin bir kez daha ?ne yapıyoruz? sorusunu gündeme getirmemiz gereken bir konu. Şimdi bazılarına yine sormak istiyorum Irak?ı bombalayan Amerikan uçaklarının Türk hava sahası üzerinden geçerek Irak?ı bombalamasını, İncirlikte 7 havaalanını ve 6 limanı Amerika?ya lojistik destek vermek üzere neden tahsis ettiğimizi, bugün halen neden ABD?ye lojistik destek sağladığımızı hiç merek edip gündeme getirdiniz mi? Bu konu da Dışişleri?nden bir açıklama yapmasını, bu yanlıştan nasıl döneceğimizi kendilerine sordunuz mu? ABD?nin Irak operasyonuna destek vermemiş olsaydık, Amerika bugünkü işgali gerçekleştirmeye imkân bulabilir miydi konusunu irdelediniz mi? Yanıt? Yine birilerinin hiç önemsemediği diğer önemli bir konu da; ?BM?in, ABD?yi memnun etmek için İran'a ek yaptırımı onaylamasıydı. Bu kararın onaylanması ile birlikte İran?a silah ambargosu uygulanacak, nükleer programıyla ilişkili kişi ve kurumların malî hesaplarının dondurulmasına yönelik yaptırımların kapsamı genişletilecek ve İran'a kredi veya borç verilmemesi sağlanacak. İş böyle olunca bu durumda da tekrar birilerine sormak istiyorum Bu durum karşısın da kimin yanında olacağımızı BM?in bu kararı neden verdiğini hiç sorguladınız mı? Ya da siz uluslar arası anlaşmaları asıl bozanın ABD olduğunu, şu an bizimle alakalı gözükmeyen bu konunun bizleri aslında ne kadar ilgilendirdiğini biliyor musunuz? Tabii, hükümetimizin Irak, İran ve daha bunlar kadar önemli hiçbir ilişkisi birilerini ilgilendirmiyor. Bu olayların ülkemizi nasıl etkilediği de gündeme getirilecek kadar önemli gözükmüyor. Bir gün çıkıp ta, birileri ne İran ile ilgili politikamızı sorguladı, ne de biz ABD?nin hiçbir vahşetine ortak olmayalım dedi. Kimse bu konuda; varsa ortada olan yanlışlar AKP hükümetini uyarıp, Dışilişkiler?deki bazı politikalarımızın değiştirilmesine ufakta olsa vesile olalım demedi. Ben de şimdi ne söylüyorum dimi, asıl önemli olan Çankaya?ya eşi başörtülü birinin çıkmamasıdır, asıl önemli olan üniversitelere başörtülü öğrencilerin alınmamasıdır, asıl önemli olan dindar gördüğümüz birinin Cumhurbaşkanı olmamasıdır. Bunun için gerekirse darbe bile yapılsın, ülkemiz karışsın, yeni 28 Şubat?lar yaşansın. Yoksa bizler neden ABD?ye lojistik destek sağlıyoruz, ABD neden şimdi de gözünü İran?a dikti, biz bu konuda ne yapacağız bunlar hiç önemli değil. Varsa yoksa kendi kişisel çıkarlarımızYoksa gerisi boş Şimdi bir test ile soruyorum Sizce bizim gündemimiz ne olmalı A-) Lojistik destek, İran, YÖK?ün yasakları ve dahası B-) Başbakan Çankaya?ya çıkmamalıdır.(Çünkü fıtık ve eşi başörtülü). Bu teste cevap verirken, kendi kişisel çıkarlarımızı değil, milletimizin ve tüm insanlığın çıkarlarını düşünmek şarttır. Bu şartlar kimleri ilgilendirir bilmem ama bildiğim şu ki ABD askerinin suyunu, yiyeceğini, giyeceğini Türkiye vermemeli. Eğer veriyorsak ki veriyoruz bu bir an önce bitmeli. Irak?ta İsrail?in güvenliğini sağlama işine soyunan ve bu nedenle Irak?ta vahşet yapan, kardeşlerimizin dünyasını beş yıldır başına yıkan ABD askerleri bizim sağladığımız imkânlar ile kardeşlerimizi öldürmemeli. İşte bir sorun varsa asıl sorun budur. Eleştirilecek bir şey varsa eşi başörtülü olan birinin Çankaya?ya çıkması değil,ABD?ye neden lojistik destek sağladığımızdır.Tabii ki bu yanlışı düzeltmek işini de, insanları sokağa dökmeye çalışarak değil uygun yollardan yapmaktır.. Lojistik destek ve İran konularını gündeme taşımak ise vicdani bir olay olup, birçok konu da desteklediğim ama bu konu da asla kendilerini destekleyemeyeceğim AKP hükümetinin bu yanlıştan dönmesi için elimizden gelen çabanın gerçekleştirilmeye çalışılmasıdır. Asıl doğru olan, ne körü körüne kötülemek, ne menfaatler doğrultusun da her şeye eyvallah demektir. Asıl doğru olan, ülkemiz ve dünya barışı adına her ne yapıyorsa bu hükümeti destekleyip, yanlış yapılan bir şey varsa düzeltilmesi için, birlik ve beraberliğimizi bozmadan çaba sarf etmektir. Gerçek Gündemde Kalmak ümidi ile?