Filistin'de mevcut durumun etkisi ile Hamas ve El Fetih arasında aylar süren iç çekişme yaşanmış bazı girişimler neticesinde sorunlar giderilerek anlaşmaya varılmıştı. Şimdilerde ise Mekke anlaşmasıyla kurulan koalisyon hükümeti güvenoyu aldı.Güven oylamasına İsrail cezaevlerindeki 41 vekil katılamadı. Başbakan İsmail Haniye başkanlığında 25 kişiden oluşan kabine,yemin ederek göreve başladı ve Batı'nın boykotu kaldırmasını istedi. Ancak bu çağrıya rağmen İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in "Yeni Filistin birlik hükümetinin boykot edilmesi"ne yönelik çağrısı İsrail kabinesince onaylandı. Tabii İsrail'in kadim dostu ABD'de Filistin hükümetine karşı doğrudan yardım ambargosunu kaldırmayacakları bildirdi. Hatırlayacağınız üzere ABD ve İsrail seçimle iktidara gelen Hamas Hükümetini de tanımamış, ekonomik ve siyasi ambargolarla Filistin halkını yıldırmaya çalışmıştı.Çok sayıda masum insanı da öldüren İsrail,güvenlik tehdidi oluşturdukları gerekçesi ile sayıları 40'ı aşmış politikacıyı da halen zindanlarında tutuyor. Filistin Parlamentosunun üçte biri ile, bakanlar kurulunun dörtte birini hapishanelerine atarak meclisin ve hükümetin çalışmasını engellemeye çalışan İsrail, bugün yine yeni Filistin Birlik Hükümetinin boykot edilmesi çağrısı ile acımasızlığına devam ediyor. Filistin Parlamentosu?nun çalışmalarını engelleyen zihniyet, milletvekillerine yönelik çirkin tavrını da devam ettiriyor. Bu acılar yaşanırken Filistinli tutsak Vekillerin eşleri ?1 milyon imza? kampanyasına destek için Türkiye?ye geldi. Burada olduklarını haber alır almaz kendilerine ulaştım. Filistin Meclis Başkanı Aziz Salim Duveyik?in eşi Nehile Duveyk, Filistin Halk Cephesi Lideri Ahmet Saade?in eşi Ebla Saade ve Hamaslı milletvekili Nezir Ahmet Abdülcevvad?ın eşi Ayşe Abdülcevvad ile bir araya geldik. Uzunca bir sohbetin ardından kendilerine günlük yaşamlarının nasıl geçtiğini sordum. Onlar anlattıkça Filistin'deki günlük yaşamın ne kadar zor olduğunu bir kez daha anladım. Bir yanda İsrail hapishanelerinde tutuklu eşler, bir yanda hayatın devamı. Filistinli çocukların bir kısmının hem annesi hem de babası İsrail zindanlarında. Bir şehirden diğer bir şehre geçmek için saatlerce kuyruklar da geçen zaman. Onlar kendi ülkelerin de istedikleri yere gidemiyorlar örülen duvarlar yüzünden.45 dakikalık yolu, dokuz saatte kat ediyorlar. Bir yerden diğer bir yere gitmek için örülen duvarların önünü geliyorlar uzun kuyruklar sonucu kontrolden geçiriliyorlar.İsrail askerleri geçmelerine izin verir ise gidecekleri yerlere gidebiliyorlar.Araba ile gitmek isterler ise de bu sefer uzun araba kuyrukları.Bir düşünün bizler burada trafikte neler yaşıyoruz.Ya Filistin'de olsak? Yaşananlar bununla sınırlı değil. Tutsak vekillerin eşleri İsrail zindanlarına gittiklerin de eşlerine selam bile veremiyorlar.Çünkü yasak.Tek başına da görüşmeleri imkansız.Yaklaşık 20 kişiyi bir arada görüştürüyorlar. Filistinli çocuklar babalarını göremiyorlar.Babaları hayatta olsa da yetim gibiler.İsrail askerleri istedikleri zaman evlere baskın düzenliyor. Filistin'de günler bu şekilde geçiyor. Acı, boykot, işgal... Filistinli tutsak vekillerin eşlerine Türkiye'den ve İslam dünyasından beklentilerini sorduğum da, Türkiye'nin Filistin konusundaki duyarlı ve samimi tavrının devam etmesini, İsrail esareti altındaki eşlerinin özgürlüğü için yapılan bu çalışmaların başarılı biçimde sonuçlanmasını, herkesin İHH tarafından düzenlenen imza kampanyasına katılarak İsrail?in hukuksuz uygulamalarına karşı tepki vermesini ve özellikle Mekke anlaşmasının tanınmasını istiyoruz diyorlar. Şimdi başa dönüyoruz ve Mekke anlaşması sonucunda kurulan Filistin Birlik Hükümet?inin önemini bir kez daha yineliyoruz. Filistin'de yaşanan acılara ne bizler ne de İslam Alemi gereken ilgiyi gösteremedik. Bir şeyler yapılsa da yeterli değildi. Neticede bugün Ortadoğu'da yaşanan insanlık dramının son bulması için İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesi, dünyanın gözleri önünde yaptığı katliamlarına son vermesi ve en önemlisi Filistin'de yeni kurulan birlik hükümetinin tanınması ve ambargoların kalkması için, Türkiye'nin ve İslam aleminin gereken ne ise onu yapması gerekiyor. Türkiye'ye gelen Tutsak Vekillerin eşleri ?9 bin Filistinli tutuklu, İsrail zindanlarında insanlık dışı muamelelere maruz kalıyorlar. İsrail, modern dünyanın gözleri önünde Filistin?de katliam yapıyor. Filistin halkının oylarıyla seçilip meclise giren 45 milletvekili ise cezaevlerinde tutuklu bulunuyor. Buradan Türk halkına, hükümetine ve meclisine sesleniyoruz. Lütfen, İsrail?i bu pervasız tavrından vazgeçirin!? diye konuşuyorlar. İşte bizim bu sesleri bu çağrıları duymamız şarttır. 12 yıl İsrail hapishanelerinde kalan milletvekili Nezir Ahmet Abdülcevvad?ın oğlu yaptığı konuşma da; ?babamı doğduğumdan beri çok az görebildim? diyor,Bir insan olarak bu çocuğun sesine kulak vermemiz,Ve Dahası;Benim adım FilistinAdı tüm meydanlara yazılan FilistinAdı beni saran ve kuşatan FilistinRuhumun en derinliklerine işleyen FilistinTopraklarının beni tanıdığı benimde onu tanıdığım Filistin"Onu değil beni parçalayın" dediğim vatanımGeçmişten beni her an çağıran SelahaddinBeni binlerce esiri ve mahkumu ile her zaman yardıma çağıran Mescid-i AksaEy Aksa ümmetin ilk kıblesiSiyonistleri kahreden edanla paramparça et!Siyonistlerin ruhunu söndüren AksamGökyüzünü Filistin bayrağı ile donat!Filistinim... Filistinim... Filistinim.... diye haykıran küçük kızın ve daha onun gibi acı çeken birçok çocuğun gözyaşlarının dinmesi için, Yeni kurulan Filistin birlik hükümetinin tanınması ve ambargoların kalkması için çaba, Tüm bunların gerçekleşmesi için ise, "İsrail?i bu pervasız tavrından vazgeçirin!? diye haykıran sesleri duymayan kulaklarımızı merhametle yıkamamız gerekiyor. Haydi TürkiyeHaydi DünyaBu sesler hepimizi ilgilendiriyor... www.tutsakvekiller.com adresine bir imza da biz atalım.