Filistin'de tutsak olmak ya da Filistin'de özgür olmak... Bu iki şey birbirinden farklı mı acaba? Bunun üzerinde ne zamandır düşünüyorum. Gözlerimin önüne Aksa İntifadası'nın ilk günlerinde, canlı yayında vurulan baba ile onun arkasına sığınan oğlunun görüntüleri geliyor. Kameraların dakika dakika kaydettiği o görüntüleri unutmak mümkün mü? Muhammed Cemal ed-Durre'ydi adı. Ansızın patlayan silahlardan, üzerlerine yağmur gibi yağan kurşunlardan oğlunu korumak için bedenini siper ediyordu. Ancak iki dakika dayanabildi. Aldığı kurşunlarla canını verirken bile bedeni oğlunu koruyordu. Öylece duvara yasılı bir şekilde... Artık cigerparesinin, "Baba kurtar beni!" çığlıklarını duyamıyordu. Şimdi bu baba özgür mü yani? Sokaklarda, kör kurşunlara hedef olmak özgürlüğü dışında neyi var onun, özgürlük adına? Filistin'de tutsak olmak belki de kurtuluştur. İslam dünyası bu kadar sessizken, bu kadar sessizken, bu kadar sessizken... ölüm kusan kurşun seslerinin yankılandığı sokaklarda gezmek özgürlük mü? Oğlunuzun elinden tutup ölüme doğru gidiyorsanız eğer, uçurtmanızı uçuracak bir gökyüzünüz yoksa tepenizde, kuşlar kanat çırpamıyorsa hemen yanıbaşınızda, göçmen kuşlarının artık terkettiği bir yolun kenarına kurulmuşsa köyünüz, çeyiz yapmayı unutmuşsa kızkardeşiniz, anneniz sizi öldürülecek bir babayiğit olarak getirmişse dünyaya... yaşadığınız yer özgür, siz özgür müsünüz? Filistin'de vekiller değil sadece, dağı taşı, kuşu/kuzusu, annesi/kundaktaki yavrusuyla herşey tutsak! Filistin'deki anneleri, çocukları, çeyiz yapmayı unutan kızları, şehit analarını, o onurlu insanları ve... vekillerini düşünürken üstad Necip Fazıl'ın dizeleri aklıma geliyor: Öz yurdunda garipsin, öz yurdunda parya! Filistin'de tutsak olmakla özgür olmak eşdeğerdeyse yani, hiçbir şey yapmayalım mı, oturup izleyelim mi olan biteni? Hayır elbette... Türkiye'de şimdilerde, Filistin'deki tutsak vekillerin bırakılması için düzenlenen "Tutsak Vekiller İmza Kampanyası" var. Kampanya kapsamında açılan internet sitesi uluslararası odakların saldırı tehditi altında. Bütün Filistin'i açık bir hapishaneye çeviren malum odaklar bu türden bir kampanyayı engellemeye çalışarak ne yapmaya çalışıyorlar acaba? Yetmedi mi? Halkın seçtiği 27 milletvekili ile 8 bakan "güvenlik tehdidi" oluşturdukları gerekçesiyle hapse atıldı. İsrail hapishanelerindeki tutuklu siyasi sayısı 9 bin 400'e ulaştı. Dışarda olanlar için de durum pek farklı değil. Uluslararası kamuoyu olan bitene kulağını tıkamış, bekliyor. İzliyor sadece... Vereceğimiz bir oy çok şeyi değiştirebilir. Bu kampanyaya katılmak, destek vermek bir insanlık borcudur. Ebrehe'nin fillerine karşı duran bir asker olamıyorsak eğer bari bir Ebabil olalım!