- ERİVAN/BAKÜ- Türkiye ile Ermenistan'ın, İsviçre'nin arabuluculuğunda yürüttükleri kritik temasların "normalleşme" açıklamasından sadece 48 saat önce...Ermenistan'ın başkenti Erivan'dayım...Ülkenin önde gelen gazetecisi ve ekonomi uzmanı Harutyun Haçaturyan'ın "Ne dersiniz, Türkiye yakın bir gelecekte ortak sınırı açabilir mi" sorusu karşısında biraz tedirginim...

"Türk hükümeti, ülkenin en önemli iç sorunu karşısında tarihi bir adım attı. Demokratik açılım paketi şu anda Türk kamuoyunda tartışılıyor ve milliyetçi hassasiyetlerin tırmandığı bir dönem yaşıyoruz. Hükümet Türk-Ermeni ilişkilerinin normalleşmesi konusunda adımlar atmak istiyor ama demokratik açılım tartışmalarının gölgesinde bu adımlar biraz gecikebilir" diye yanıtlıyorum...

...Ve tabii ki yanılıyorum...

Erivan'dan Bakü'ye geçtikten hemen sonra Türk-Ermeni iyi ilişkiler protokolü haberi patlıyor...

Türkiye, Kürt sorununun enine boyuna tartışıldığı bir dönemde, bir başka önemli konunun Ermenistan ile ilişkilerin üzerine

gitmekte bir an bile tereddüt etmiyor...
Erivan'daki durum...

Harutyun Haçaturyan'a göre, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin yumuşama iklimine yönelmesinin tüm Kafkasya'ya dönük bir yüzü olacak kuşkusuz: "Türkiye özellikle sınırını açar ve Türk-Ermeni ilişkilerinin ekonomik boyutu yaşama geçerse, bu bütün Kafkasya'nın ekonomik entegrasyonun  başlangıcıdır. Bakü ve Erivan'daki siyasiler belki birbirlerine yaklaşmakta zorlanabilirler ama işadamları Türkiye köprüsü üzerinden çok önemli ilerlemeler kaydedebilirler. En önemlisi Türk işadamlarının gücünün Kafkasya'ya yayılmasının süreci başlar. Bu da kalıcı istikrarın geleceğidir..."

Merkezi Erivan'daki Kafkas Enstitüsü'nün Başkanı Aleksander İskenderyan'ın bir siyasi analist olarak konuya yaklaşımı da benzer boyutlarda: "Kapalı sınırlar, günümüz dünyası için pek de geçerli bir kavram değil. Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan, yaşanılmışların esiri olmadan geleceği daha derli toplu kurmak zorundadır. Türkiye'nin Ermenistan ile ilişkilerinin yumuşaması, sa

dece iki ülkenin yararına değildir. Bunu altını çizerek söylüyorum, öncelikle Azerbaycan'ın yararınadır. Biz burada, güven duymak istiyoruz. Bu güven duygusuyla hareket etmek istiyoruz. Sürekli tehdit edilen nüfusu küçük bir ülke olarak yaşamak istemiyoruz. Türkiye'nin bu konuda atacağı adımlar, inanın ki, Ermenistan'ın Azerbaycan konusunda atacağı adımları yüreklendirecektir. (Ermenistan'ı işgal ettiği topraklardan çekilme konusunda cesaretlendirir. AZ) Tabii bu gerçeği Bakü'nün çok iyi bilmesi gerekiyor."
Özellikle Dağlık Karabağ sorunu etrafında ateşlenen aşırı milliyetçi duygular...Bu konuda hem Erivan hem de Bakü'de "nemalanan" grupların doğmasına neden olmuş...İskenderyan'ın konuya yaklaşımı, benim de fikirlerimi destekliyor...

"Aşırı milliyetçi hareketler ve bu düşmanlıklardan oy toplamaya çalışan siyasi unsurlar hepimizde var. Burada, Bakü'de ve tabii ki Türkiye'de...Önemli olan hepimizin omuz omuza verip akılcı çözümleri üretmemiz ve radikal unsurların sesinin daha az çıkmasını sağlamamızdır..."

Bakü'de son durum...

Takvimlerin 29 Ağustos'u gösterdiği gün akşam saatlerinde Bakü'ye ayak bastığımda, Türk Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile Müsteşar Yardımcısı Ünal Çeviköz, görevlerini tamamlamış Türkiye'ye dönmeye hazırlanıyorlardu. Türkiye bu kez, Türk-Ermeni deklarasyonunun yayınlandığı 22 Nisan sonrasında yaşanılan kargaşanın tekrarlanmaması için iki önemli diplomatını Bakü'ye göndermişti. Sinirlioğlu-Çeviköz ikilisi önce Azerbaycan Dışişleri Bakanı ile, devamında da Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile bir araya geldiler ve gelişmeyle ilgili çok geniş bilgiyi aktardılar.

Bakü'nün bu kez, yaşanılan gelişme karşısında daha "mutedil" bir noktada durması ve hemen "bekle-gör" politikasına yönelmesinin perde arkasında bu önceden bilgilendirmenin büyük etkisi var kuşkusuz.

Azeri meslektaşlar da öyle...

525'nci Gazete'nin Genel Yayın Müdürü Reşat Mecid, "Azerbaycan ile Türkiye'nin stratejik ittifakı elbetteki Ermeni'yi yola getirecek mühim bir güçtür ve yaşanılmakta olan gelişmeler de bunun işaretidir." derken, Bakü Haber Gazetesi'nin Genel Yayın Müdürü Aydın Guliyev de konuya şöyle yaklaşıyordu: "Dağlık Karabağ sorunu çözülecekse, bu, Türkiye'nin aktif katkısıyla çözülecektir. Türkiye, büyük bir devlettir ve elbette ne yaptığını çok iyi bilmektedir. Biz, Türkiye'nin bizleri yalnız bırakacağını bir saniye bile düşünmedik, düşünmeyeceğiz. Türkiye ve Azerbaycan'ın dikkat edeceği bir tek konu vardır...Aralarına nifak sokmaya kalkacak olanlara gereken cevabı vermek..."

Erivan ve Bakü'den kalıcı izlenimim: Bu kez süreç daha sağlıklı işleyecek gibi görünüyor...


Kaynak: Star