Mısır'da özgürlükler kısıtlı; bu bilinen bir gerçek... Fakat bu gencin olayında Türk medyasına yansımayan farklı bir boyut var.Batı medyası ve insan hakları örgütleri, Mısırlı gencin davasına yoğun ilgi gösterdi. Mısırlı gencin niyeti nedir bilinmez; fakat istediği şöhret ise, 22 yaşındaki gencin en kısa yoldan amacına ulaştığı söylenebilir.Aile zoruyla El-Ezher Üniversitesi'ne yazılan başarısız öğrencinin internet günlüğüne kaydettiği bir kaç makalenin tek özelliği, herhangi bir düşüncenin müdafaasını yapmaktan çok, özgürlük adına İslam'a ve toplumun değerlerine hakaret dolu olması...Bu da tabii, Batı medyasının ve sözde insan hakları örgütlerinin ilgisini çekmek için fazlasıyla yeterli...Örneğin, "Elveda ey münafıklık ayı" yazısında Ramazan'da arkadaşlarıyla Kahire'de iftardan bir kaç dakika önce iftarı bekleyen insanların arasında açıkça yemek yedikten sonra insanların kendilerine bakışından rahatsızlığını anlattıktan sonra şöyle diyor Mısırlı genç blogcu:"Bayram gecesi, bir çok arkadaşıma mesaj gönderdim ve "Nice iyi yıllara" dedim. Gayrımüslim bir kız arkadaşımla konuşuyordum, onu da kutladım. Müslüman olmadığını söyleyerek itiraz etti. Kendimi bu sözü açıklamak zorunda hissettim. Ona, başka bir nedenle değil, münafıklık ayının bitişi nedeniyle kendisini kutladığımı söyledim. Bu ay boyunca insanlara gerçek yüzünden başka bir yüz göstermek zorunda kalanlara...Topluma uyum sağlama amacıyla münafıklık yapmadıkları için insanların bakışlarından, alaycı ve barbarca sözlerinden sıkıntı çekenlere...Kendine saygı duyup İslam'dan dönenlere:Nice iyi yıllara..."İslam'a, Allah'a, Peygamber'e, toplumun ahlaki değerlerine sövmenin para ettiği pazarda bu sözler ilgi çekmez mi?Dahası var..."Lâ ilahe ille'l-insan" yani "İnsandan başka ilah yok" başlıklı yazısında da şöyle diyor:"Öğrendiğime, anladığıma ve inandığıma göre özgürlük, bütün kısıtlayıcı bağların insanın üzerinden kaldırılmasıdır. Özgürlüğün zıttı olan kölelik ise, hükümranlık kurma amacıyla insan hayatına bir takım kısıtlamalar getirerek ona boyun eğdirmektir. Kısıtlamaların olduğu yerde özgürlük ortadan kalkar. Özgürlüğün olduğu yerde de kısıtlamalar ortadan kalkar. Bu bilimsel ispat gerektirmeyecek kadar açık bir şey. Toplumun değerlerini ve dini inançları gözetmek gerekir bahanesiyle buna karşı çıkmak mantıklı değil."Mısırlı gencin yazdıklarının herhangi bir fikri değeri olmadığı içine düştüğü çelişkiden de kolaylıkla anlaşılabiliyor. Birkaç satır yukarıda "Kısıtlamanın olduğu yerde özgürlük ortadan kalkar "diyen kendisi değilmiş gibi, örneğin bu kesin hükmün hemen ardından, özgürlüğün de bir sınırı olduğunu ve güçlü olmanın her istediğini yapabilme anlamına gelmediğini savunabiliyor.Mısırlı Abdülkerim İslam?a ve toplumun ahlaki değerlerine sövdüğü için ünlenen ilk kişi değil, son kişi de olmayacak.Niceleri bu yoldan geçti ve bu tür çıkışlar rağbet gördükçe geçmeye de devam edecek. ?Benâtu?r-Riyad? (Riyad?ın Kızları) romanının yazarı Suudi Arabistanlı Raca Es-Sani de Abdülkerim?in değişik bir versiyonu...Kitabı hiçbir edebi değere sahip olmadığı halde kendi toplumunu aşağıladığı ve hakaretler yağdırdığı için ünlenen Suudi Arabistanlı Raca hanımefendinin Mısırlı Abdülkerim?den bir farkı, Çalışma Bakanı Gazi el-Quseybi?nin romanına takdim yazmasıyla adeta ?resmi? bir korunmaya alınmış olması...Abdülkerim ise hapiste... Belki de bu cümleleri yazdığı için değil, sırf Hüsnü Mübarek?e de dil uzattığı için hapiste...Batı?da kendisi için kampanyalar başlatıldı.?Abdülkerim?e özgürlük? kampanyaları...Harun Yahya?nın bilimsel içerikli kitaplarına tahammül edemeyen Batı dünyasında revaç bulmanın ve şöhret olmanın en kısa yolu, toplumun ahlaki değerlerine ve kültürüne sövmek...22 yaşındaki Mısırlı genç de bunu iyi kavramış!..