8 Şubat Perşembe akşamı Mekke Anlaşması ilan edilirken El-Fetih heyetinden Muhammed Dahlan Safa Sarayı'nın Kâbe'ye bakan geniş salonunda yoktu.
Dahlan'ın anlaşmanın ilan edildiği salonda bulunmasını Kral Abdullah istememişti.
Çünkü, Dahlan'ın İsrail Dışişleri Bakanlığı"ndan bir telefon aldığını tespit edilmişti.
İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndan Dahlan'a telefon eden ise El-Fetih milletvekili ve eski bakan Kaddura Faris'tan başkası değildi.
Suud güvenliği tarafından kaydedilen telefon görüşmesinde Faris, Dahlan"a anlaşmayı soruyordu.
Dahlan, Hamas ve El-Fetih liderlerinin üzerinde anlaştığı Mekke Anlaşması'nın ayrıntılarını bildirdi.
Kadduri Faris, "İsrail tarafı bunu kabul etmez" deyince, Dahlan, anlaşmanın daha sonra bozulabileceğini söyledi.
Ve Dahlan sözünde durdu!
Gazze'deki çatışmalarla Mekke Anlaşması'nı öldürdü.
Abbas'ın hükümeti görevden alıp olağanüstü hâl ilan etmesiyle anlaşmanın tabutuna son çiviler de çakılmış oldu.
Filistin'de kardeş kavgası yeniden alevlendi.
Tabii bu kardeş kavgası kavramı üzerinde de konuşulmalı...
İsrail hesabına çalışan bir Filistinli'nin yaptığı ne kadar kardeşliğe sığar?
İsrail'in jandarmalığına soyunanlar Filistinliler'in kardeşi midir?
Filistin için "ihanet" yeni bir kavram değil...
Ruhunu üç beş kuruşa satan ajanların ihaneti nice yiğitlerin hayatına mal oldu.
Bu ihanetin, Türkiye'de olduğu gibi, farklı düşüncelere sahip olan insanlara yapıştırılan asılsız bir suçlama olduğu sanılmasın!
Bu, kelimenin tam anlamıyla gerçek ihanet...
İslami Cihad'ın en önemli komutanlarından Ebu'l-Velid Halit Ed-Dahduh 1 Mart 2006'da Gazze'de yanından geçtiği bomba yüklü bir aracın uzaktan kumandayla patlatılması sonucu öldürüldü.
İslami Cihad olay sonrası Özerk Yönetim Başkanlığı'ndan ajanlar dosyasının acilen açılmasını istedi.
Fakat ajanlar bu olay öncesinde de, sonrasında da görevlerine devam ettiler.
Filistin Vakıflar Bakanı Yardımcısı Dr. Salih Er-Raqab, bir grup ajanın haince bir plan çerçevesince alimleri hedef aldığını ve son günlerde yedi alimin bu grup tarafından öldürüldüğünü açıkladı.
Filistin Alimler Birliği Başkanı Dr. Mervan Ebu Ras ise Filistin Hükümeti'ni göreve davet ederek katillere hak ettikleri cezanın verilmesini istedi.
Fakat bunu kim yapacak?
Suçlular yakalansa onları kim yargılayacak?
Sorun burada...
Güvenlik güçleri denilen grup El-Fetih'in adamları ve Dahlan'ın kontrolünde...
Yargı kayıp...
Kurumlar tamamen siyasetle ve siyasi bölünmüşlükle iç içe...
İşgalin gölgesinde tüm bu kurumların gerçekte ne kadar var olduğu ise ayrı bir tartışma konusu...
Mekke Anlaşması'yla ulusal birlik hükümeti kurulurken Filistinli bütün grupların katılımıyla bir milli güvenlik kurulu oluşturulması kararlaştırılmıştı.
Daha sonra, Gazze'de bir daha çatışma yaşanmaması için yeni hükümet tarafından bir güvenlik planı hazırlandı.
Doğrudan Abbas'a bağlı güvenlik güçlerini kontrol edenler, bu planın uygulanmasını engellediler.
İçişleri Bakanı Hani El-Qavasimi engellemelere daha fazla dayanamayarak, görevini yerine getiremediği gerekçesiyle istifa etti.
İşgale karşı kullanılması gereken gücün içerde tüketilmesi elbette acı...
Ama işgalcinin taşeronluğunu yapanlara da sessiz kalınamaz ki...
Mekke Anlaşması imzalanmasına ve ulusal birlik hükümeti kurulmasına rağmen Arap ve İslam ülkeleri ambargoya uymama ve hükümete destek olma sözünü yerine getirmedi.
Fakat Dahlan İsrail'e verdiği sözü yerine getirdi!
Bu azgın grubun tek bir istediği var:
Hamas seçimi kazanmadan önce sahip oldukları yönetim ayrıcalığını kaybetmemek...
Burada şöyle bir düşünce ortaya atılabilir:
Hamas, iç çatışma olmaması için yönetimi onlara bırakıp tüm çabasını direnişe ayırsın.
Bu kesinlikle çözüm değil ve kabul edilemez.
Çünkü bunun anlamı, Gazze'nin büyük bir açık cezaevine dönüşmesi ve Dahlan ve adamlarının İsrail adına bu cezaevinin gardiyanlığını yapmalarıdır.
Kurdukları diktatörlük ve yolsuzluk düzeniyle halka kan kusturacaklardır.
Gazze'deki Önleyici Güvenlik Güçleri binası ve Filistin İstihbaratı binası bu grubun kaleleriydi.
Dün bu kaleler birer birer düştü.
Dahlan'ın adamları Gazzeli balıkçıların teknelerini çalarak İsrail'e doğru kaçtılar.
Hamas sözcüsü Sami Ebu Zühri'ye göre Gazze'de yaşananlar Gazze"nin ikinci kurtuluşu...
Bana sorarsanız, Gazze'de yaşananlar Hamas'ın seçimleri kazanmasıyla oluşan depremden çok daha güçlü bir deprem...
Şimdi bu depremle tahtları sallanan Arap liderleri Abbas'a, Dahlan'a desteklerini daha çok artıracaklar.
Daha da olmazsa uluslararası güç talep edecekler.
Hamas'ı ve direnişini Hamasistan dedikleri Gazze'de kuşatma altına alıp boğmak isteyecekler.
Gazze'nin intikamını Batı Yaka (Şeria)'da almak isteyecekler.
Buna karşılık direnişe destek verenler seslerini daha çok yükseltmeli ve Hamas'a destek vermeliler.
Gün, Hamas'ın arkasında durma günüdür!
Yasal Uyarı: Dünya Bülteni haber portalında yayımlanan yazarlarımıza ait makaleleri, site yönetiminin izni olmadan kopyalamak veya yeniden yayınlamak yasaktır.