Gabar Dağı'nda 13 askerimiz pusuya düşürülüp şehit edildi.

 

Türkiye'nin yüreğine ateş düştü; gazete ve televizyonlardan teröre lanet yağdı.

 

Peki, yabancı basın olaya nasıl baktı, okuyucularına nasıl duyurdu?

 

"BBC'nin tanımı şok etti. Dünyaca ünlü televizyon kanalı, PKK'lılara terörist demekten kaçındı ve askerlerimizi şehit edenleri Kürt isyancılar diye niteledi."

 

"Kosova da PKK'ya terörist diyemedi. Kosova Kamu Televizyonu RTK, Arnavutça sunulan 17.00 haberlerinde, 13 Türk askerinin şehit edildiği saldırıyla ilgili terör örgütü PKK militanları için 'Kürt isyancılar' ifadesini kullandı."

 

Bu haberler, olayın sıcaklığının da etkisiyle Türkiye'de tepkiyle karşılandı.

 

Fakat PKK'lıların "terörist" olarak nitelendirilmemesi yeni bir olay değil…

 

Türkiye dışında kaç ülkenin medyası PKK'lılara terörist diyor ki?

 

Bugüne kadar Reuters, AFP, AP ve diğer ajansların PKK'lılara terörist dediğini hiç görmedim.

 

"Ayrılıkçı Kürtler", "PKK unsurları", "Kürt isyancılar"…

 

Kullanılan ifadeler hep bunlar…

 

El-Cezire'nin internet sitesinde bugün yayınlanan bir haberin başlığı şöyle: "Washington, Ankara'dan Kürt savaşçıları Irak'ta takip etmemesini istedi".

 

PKK'lılara terörist demeyen medya organlarını üç gruba ayırabiliriz:

 

Birincisi, PKK'ya destek verenler…

 

PKK'ya silah verenler, diğer yandan medya desteği de sağlıyor.

 

İkinci grup ise olaya ilkesel yaklaşarak hiçbir silahlı grup için "terörist" ifadesini kullanmayanlar…

 

El-Cezire'nin bu grup içerisinde değerlendirilebileceği kanısındayım.

 

Üçüncü gruptakiler ise ajanslardan gelen haberleri doğrudan kullananlar…

 

Bu gruptakiler de doğal olarak ajansın kullandığı dili kullanıyorlar.

 

Sanırım, Kosova Televizyonu da tam olarak böyle yaptı ve ajanstan gelen haberi olduğu gibi yayınladı.

 

Aynı hatayı İslami kimlikli Türkçe haber sitelerinde de görüyoruz zaman zaman…

 

Ajans haberlerini "kopyala-yapıştır" usulü kullandıkları için "Hamas militanları" veya "Çeçen teröristler" diyebiliyorlar.

 

Terörist sıfatı maalesef uzun bir süredir sadece Müslümanlar için kullanılır hale geldi.

 

El-Kaide terörist, Taliban terörist, Iraklı direnişçiler terörist, Hamas terörist, Hizbullah terörist, İran Devrim Muhafızları terörist…

 

Fakat BlackWater'ın sivilleri katleden elemanları terörist değil!..

 

Salı günü Bağdat'ta Avustralyalı bir güvenlik şirketinin paralı askerleri iki zavallı kadını herkesin gözü önünde öldürdü.

 

Onlar da terörist değiller!

 

El-Cezire'nin Afganistan'da görev yapan kameramanı Sami El-Hac, 2002'nin başından beri Guantanamo'da…

 

Sami El-Hac'a yöneltilen en son suçlama, "terör eylemlerinde kullanmak üzere El-Cezire tesislerinde kamera kullanma eğitimi almak"…

 

Komik ama gerçek…

 

Sanki El-Cezire terör kampı ve kamera da ağır silah...

 

PKK'nın elindeki ABD yapımı silahlar ise sanki oyuncak…

 

Aslında kelimelere çok fazla da takılmamak gerek…

 

PKK, Amerika'nın terörist örgütler listesinde…

 

Ama silah dâhil her türlü desteği veriyor.

 

Bugün artık herkes biliyor ki, sorun PKK sorunu değil…

 

Sorunun temelinde, bölgenin kanla ve gözyaşıyla yeniden dizaynı çabası yatıyor.

 

BM'ye üye olacak yeni ülkeler çoktan belirlendi, şimdi onların birer birer bağımsızlıklarını kazanma süreçleri tamamlanıyor.

 

İlk aday Kosova…

 

İkincisi Güney Sudan mı olur, yoksa Kürdistan mı olur; bunu zaman gösterecek.

 

Sırada, Batı Sahra ve Darfur var.

 

Irak'ın güneyinde bir Şii devleti, ortasında bir Sünni devleti… Ahvaz, Beluşistan…

 

Bize de bu bölünmelerden bir pay düşüyor.

 

Hiç düşmezse terör düşüyor, ocağımıza ateş düşüyor.

 

Türkiye buna tek başına karşı koyabilir mi?

 

Çok zor…

 

Sudan direnemedi.

 

Türkiye elbette Sudan değil!..

 

Fakat yine de tek başına sorunun üstesinden gelemez.

 

Bu nedenle "Mumanaa Cephesi"ne destek vermeli; İran'la, Suriye'yle, Rusya'yla işbirliği yapmalı…

 

Çünkü sorun büyük…

 

Sorun, PKK veya medyanın PKK'ya "terörist" dememesi değil!

 

Sorun Amerika…

 

 

Not: Okuyucularımın Ramazan Bayramı'nı kutlar; bu mübarek ayda kıldıkları namazların, tuttukları oruçların, verdikleri zekât ve sadakaların kabul edilmesini dilerim.