Obama’nın iktidara gelmesinin sene-i devriyesinde Suriyeli İslami düşünürlerden ve siyer yazarlarından Münir Muhammed Gadban’ın :” Başkan! İnsanların üzerinden istihbarat kılıcını çek!’ yazısını okuyunca, aklım birden Beşşar Esad’a gitti. Lakin kastedilen başkanının o olmadığını yazıyı okuyunca anladım. Esasında, Münir Gadban, Beyaz Saray’da birinci yılını dolduran Barak Hüseyin Obama’ya harfler aracılığıyla sesleniyordu. Zira, CIA yeryüzünde fesat çıkarmaya ve yaymaya devam ediyor ve Münir Gadban bu hususta şunları yazıyor: Gelmiş geçmiş dünyanın en terörist, kanun ve kural tanımaz ülkesi ABD’dir. 

Artık bunu kendileri de kabul ediyor. Zira, Newsweek dergisi de ABD’nin dünyanın gözünde giderek haydut ülke (rogue state) konumuna gelmiş olduğunu tescilliyor. Münir Gadban’ın bir yıllık karnesi de, Obama idaresinin de yavaş yavaş terbiye edilerek Netanyahu idaresinin veya daha genelde İsrail’in ortağı haline getirildiğini müdellel bir surette yani örnekleriyle birlikte ortaya koyuyor. Bu hususta tartışılamaz deliller ortaya sunuyor. Münir Gadban’ı, Obama’ya açık mektup yazmaya sevk eden husus, İslami Sanat Birliği Başkanı Muhammed Mustafa Ebi Ratip’in CIA elemanları tarafından tutuklanmasıdır. Bu haliyle, CIA tamamen yeryüzünde fesat saçıyor ve yeryüzünü yaşanmaz ve güvenilmez hale getiriyor. Münir Gadban’ın ifadesiyle tarih içinde şimdiye kadar böyle uzun kolları olan ve her yere uzanan ve dünyanın emniyetini ve güvenini, asayişini bozan, yok eden hiçbir güç gelmemiştir. Bu alanda, ABD ve CIA, ancak kendi kendisiyle rekabet edebilir.

*

‘Hamas’ın gitarı’ olarak da anılan Muhammed Mustafa Ebi Ratip bir ABD ziyaretinde CIA veya FBI tarafından gözaltına alınıyor. Muhammed Mustafa Ebi Ratip, Halep kökenli Al-i Seyyid Derviş adlı müzisyen bir aileden geliyor. Dayısı ve amcasının sanatkar ruhu kendisine de intikal ediyor ve Arapların deyimiyle musikar ve bizim deyişimizle müzisyen oluyor. Ailenin en iyi tanıdığı müzik türlerinden birisi Endülüs müveşşahatıdır. Endülüs algısı Muhammed Mustafa Ebi Ratip de zamanla Filistin şuuruna dönüşüyor ve muvaşşahat yerini onda Filistin ezgilerine bırakıyor. Muhammed önce Ermeni hocaların öncülüğünde keman meşk ediyor ve ardından askeri bando eğitimi alıyor. Yine Muhammed izcilik kulüplerinde de boy gösteriyor. İzcilik faaliyetleri sırasında sanat yönü ve yeteneği keşfediliyor. Zamanla ailesinden ve çevresinden de almış olduğu dini eğilim ağır basar ve İslami ezgiler söyleyen Ebu Dücane grubuna katılır. 1981 yılında Hüda adıyla kendi grubunu kurar. Suriyeli alimlerden Ebu’n Nasr Beyanuni de kendisine destek verir. Bu arada birçok albüm çıkarır. 1986 yılına gelindiğinde grubun adını değiştirir ve Hüda İslami Sanat adını koyar. 1991 yılı itibarıyla ününü ve sanatını uluslar arası boyutlara taşır. Cezayir’de Kosantine Üniversitesinde kendisi gibi sanatseverlerle birlikte Birinci Sanat Konferansı tertip eder. Bu konferansa Yusuf Kardavi gibi tanınmış ulemanın yanında o sıralarda hayatta olan. Halepli şair Bahaeddin Emiri ve Rum asıllı İngiliz sanatçı ve muhtedi Yusuf İslam da katılır. Arap dünyasında sanat etkinlikler tertip ettiği gibi Hollanda ve Washington gibi ülke ve şehirlerde de benzeri sanat etkinliklerine öncülük etmiştir.

*

İlgisi sadece sanat alanıyla da sınırlı kalmamış, fikir alanına da açılmış ve Ürdün Üniversitesinde İslami düşünce üzerine ‘Malik Binnebi’de kalkınma sorunu’ başlıklı master tezi hazırlamıştır. Rabat’ta da Beşinci Muhammed Üniversitesinde İslami güzel sanatların eğitim üzerindeki etkisi konusunda doktora tezi hazırlayarak akademik ünvan sahibi olmuştur. 2006 yılında Bahreyn tarafından takdim edilen Dünya Gençliği İslama Hizmet Ödülünü almıştır. Dolayısıyla Muhammed Mustafa Ebi Ratip’in gözaltına alınması Yusuf İslam’ın gözaltına alınmasına denk bir eylem olup ABD rejiminin İslam’a olan müsamahasızlığını belgelemektedir.

CIA veya FBI’nın bu eylemi bize daha önceki KGB yöntemlerini hatırlatmaktadır. Muhammed Mustafa Ebi Ratip gibi sanatını İslama adayan ve direnişin gitarı olarak adlandırılan Çeçen Sanatçı İmam Alim Sultan da KGB tarafından Ukrayna’da bulunduğu bir sırada fiziki olarak tasfiye edilmiş ve ortadan kaldırılmıştır. İslami kesimleri diri ve zinde tutan hususlardan birisi de ezgilerdir. Hatta Türkiye’de tanınmış bir sanatçının ezginin etkisi konusunda şöyle dediği hatırlardadır :” Bir ezgi yapınca dünyanın değişeceğini sandık…” Bu ifade İmam Alim Sultan gibilerin sanatında gerçeğe dönüşmüştür. Bunun için de öldürülmüşlerdir. Coşkudan yerinde duramayan bu gibi sanatçılar davalarını da tutuşturmuşlar ve insanları ve hareketleri peşlerinde sürüklemişlerdir. İmam Alim Sultan’dan sonra Muhammed Mustafa Ebi Ratip olayı da göstermektedir ki, Rusya ile ABD aynı şeydir. Al birini vur ötekine. Ya da Gulag’dan Guantanamo’ya; CIA ile KGB arasında değişen bir şey yok. Coğrafyalar değişse de yöntemler aynı.

Münir Gadban, Obama’ya açık mektubunu, intibaha gelmesi umuduyla noktalıyor. Biz de Tevfik Hakim’in deyimiyle kendisine bilincin geri gelmesini-varsa- (avdetü’l va’y) niyaz ediyoruz.