Ekmeleddin İhsanoğlu’nun  çatı adayı veya müşterek aday ilan edilmesinin yankıları ülke sınırlarını da aştı. Elbette bizdeki gibi hararetli tartışılmıyor.  Fakat kafaların karışık olduğunu söyleyebiliriz. CHP, Sisi formülü izliyor anlaşılan. İslamcıları İslamcılarla susturmaya veya tokuşturmaya kalkışıyor.   İslamcıları İslam’la vurmak öteden beri uygulanan taktik ve yöntemlerden birisi.  Bununla birlikte, zekice bir seçim olduğu ortada. Bundan dolayı CHP kurmaylarını kutlamak gerekir. Durdu durdu turnayı gözünden vurdu. Altın bir vuruş olduğunda şüphe yok. Bununla birlikte, bu çatı adayı, adaylığını kesinleştirmesi halinde Erdoğan’a işler mi, şüpheliyim! Ekmeleddin İhsanoğlu’nun  çatı adayı olması, belki küçük bir ihtimal dahi olsa AKP’de Erdoğan dışında aday çıkma ihtimalini  ortadan kaldırmıştır. Şimdi ortak çatı adaylığına karşı güçlü aday formülü işleyecektir.  Ayrıca,  Ekmeleddin İhsanoğlu, Erdoğan’ın adaylığını güçlendirdiği ve pekiştirdiği gibi kazanma şahsını da artıracaktır. Erdoğan önünde kolay bir lokma olacaktır.  Zira çekişme ve kutuplaşma kültürünün galibi hilafsız Başbakan Erdoğan’dır. Değme babayiğit onun eline su dökemez. Fethullah Gülen, Cemaat'i yerel seçimlerden önce değil de sonrasında harekete geçseydi belki de daha etkili olabilirdi. Şimdi fırsatı kaçırdığına yansın!  17 Aralık süreciyle birlikte istemeden Erdoğan’a yaklaşık bir on puan kazandırmıştır. Esasında 12 yıllık döneminde seçimleri Başbakan’a, muhalifleri hediye etmektedir.  Muhalefet kazandırıyor. Bundan dolayı Türkiye’de bir muhalefet sorunundan bahsediliyor.  Muhalefetin sahicilik sorunu var.

*

Peki! Neden Ekmeleddin İhsanoğlu?  Elbette bir şey yapmasa da uluslararası sahnede olan birisi.  Uluslar arası çapta gücü olmasa bile imajı var.  Kemal Derviş’in biraz daha Müslüman yüzlüsü. Onun  ötesinde uluslararası mahfillerin adamı. Daha doğrusu uluslararası memur veya bürokrat tipinde birisi.  Değilse de, dünya devletinin temsilcilerinden birisi olabilir. Atilla Karaosmanoğlu vesaire gibi. Bu açıdan darbe sonraları bile düşünebilecek yedek ve kenardaki isimlerden birisidir. Bu hususta CHP talimlidir.  Daha önce de Kemal Derviş’i denemişler ama tutmamıştı. Kemal Derviş Mısır’da darbe sonrası Muhammed Ali Baradey’in rolüne benzer bir rol çevirmeye ve ifa etmeye çalışmış lakin tutturamamıştı.  Ulusalcılar, nazik liberali elemişlerdi.

Ekmeleddin İhsanoğlu, arizi veya parantez devrelerin figür veya aktörlerinden birisi olabilir. Demirel gibi uçları ve sinirleri alınmış birisi. Bilindiği gibi, Mısır’da darbe sırasında sesini çıkarmamıştı.  İİÖ sekreterliği sırasında verdiği sözlerden hiçbirini tutamadı. Gam değil! Selefleri de nasıl olsa aynısını yaptılar. İslam ülkeleri arasındaki ilişkiyi artırmak için reform paketinden bahsetmişti. Açmadı veya açamadı bile. Gününü gün etti. Aslında CHP ismini ihtiyar ederken ve seçerken ABD ile istişarelerde bulunmuş mudur?  Bulunmadıysa bile kolaylıkla  ABD’nin de onayını alır bir isimdir. CHP de sorsaydı aferin alırdı.  

*

Arap Birliğinin fikir babası İngiliz hariciye vekillerinden Antony Eden’dir. İslam İşbirliği Örgütü de İhsanoğlu gibi isimlerin sayesinde yasak savma kabilinden işlevsiz bir biçime Müslümanların umudunu tüketiyor.  Ne Burma ne Orta Afrika Cumhuriyeti ne de başka yerde varlık gösterebiliyor. Gerçekten de uluslararası sistemin memurlarından birisi.  Ümmetin değil ümmet adına kurulmuş oyalama teşkilatlarından birisinde yasak savmakla meşgul bir isimdi. İşin üzücü tarafı bu gibi isimlerin herkes tarafından el üstünde tutulmasıdır.  İslam İşbirliği Örgütüne onu genel sekreter seçtiren irade, Türkiye’nin ya da AKP’nin desteği olmuştur.  Şimdi ise CHP onu eski velinimetlerinin karşısına dikmiştir. Unutmadan, Abdullah Gül de utangaç bir biçimde de olsa Sisi’ye kutlama mesajı göndermiştir. Dalayısıyla İhsanoğlu’na yüklenmekte AKP’liler kantarın topuzunu kaçırmış mı oldular?  Boşuna mı yüklendiler?  Yoksa yanlışı zamanlama farkı mıydı?  Abdullah Gül ile İhsanoğlu arasında ne kadar fark var? Aslında, belki de muhalefet AKP’yi içeriden vurmak için Abdullah Gül’ü ayartmayı istiyordu. Olmayınca ellerindeki adayla yola devam ettiler.  Erdoğan’la baş edebilmek için onun silahını kuşanıyor ve dindarlığa sığınıyorlar. Erdoğan CHP’nin de paradigması haline geldi. İşin sevindirici tarafı bu. Bununla birlikte, Erdoğan için İhsanoğlu bayağı kolay bir lokma. Krallarını aşmış bir adam, herhalde bürokratına takılmaz.  Bazen denizden geçtikten sonra çayda boğulmak da vaki olsa da ben İhsanoğlu’na şans tanımıyorum. Bilakis Erdoğan’ın şansını artırmıştır. CHP’nin akıllı tercihi pek akıllıca olmamıştır. Ancak eldeki seçenek budur.  Erdoğan’la baş edebilmek için CHP giderek dindarlaşıyor. Sonunda kıbleyi keşfederlerse şaşırmam. İşte o zaman voleyi vururlar.