Mısır’da devrim bitti siyasi mücadele ve çekişme yeni başladı. Buna kızışma da diyebiliriz. Bu çekişmenin bir ucunda laik kesimler diğer kesiminde ise İslamcılar var. Laik kesimlerin ortakları ise genelde dini azınlıklar. Mısır’da laik kesimler ile Hıristiyan kesimler sanki ortak bir cepheyi temsil ediyorlar. Veya ittifak halindeler. Davos gediklisi ve The Washington Post yazarı David Ignatius, ‘ Egypt’s unlikely‘fonding fathers’ yani ‘Mısır’ın benzersiz kurucu babaları’ başlıklı yazısında Devrim sonrasında başkan olabilecek şanslı isimleri tadat ve analiz ediyor. Bunları Amerikan kurucu babalarına benzetiyor. Bu kurucu babalardan ikisi Müslüman. Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ve Uluslar arası Atom Kurumu eski Başkanı Muhammed elBaradey. Üçüncüsü ise bir Kıpti ve adı Negip Sawiris. Musa ve ElBaredey Türkiye’de ve dünyada tanınan isimler. Sawiris ise daha ziyade Mısır ve Arap dünyasında tanınıyor. Mısır’ın Aydın Doğan’ı sayılabilir. Kıpti işadamı sadece basınla ilgilenmiyor tabiiki. Musa ve el Baradey potansiyel aday. Sawiris ise daha ziyade perde gerisinde hareket ediyor ve bundan dolayı king’s maker olarak anılıyor. Yani kral atayan bir pozisyonda. Mübarek döneminde güçlenen Ortadoks isimlerden birisi. Kendisi cumhurbaşkanlığı için aday olmayacağını söylediği gibi bir Kıptinin de aday olmaması gerektiğini savunuyor. Bunu yaparak zaten seçilemeyecek bir makamdan feragat etmekle pazarlık zemini de kazanıyorlar. Bu bağlamda, kutuplar birbirini nötr hale getiriyor ve bu zeminde de zımni bir mutabakat oluşuyor. Centilmenlik mutabakatı gereği, Mısır’ı gelecek cumhurbaşkanı ne İhvan’dan ne de Kıptilerden olacak!
*
İhvan da bu hususta önceden kendisini bağlamış durumda. Başkanlık seçimlerine aday göstermeyeceklerini ilan etmişlerdi. Reformcu kanattan Abdulmünim Ebu’l Futuh’un kendisini aday olarak ilan etmesi cemaat içinde hoşnutsuzluk meydana getirdi ve tepki çekti. Desteklenmeyeceği söylendi. Şu anda Mısır’da güçlü iki kitle var. Bunlardan birisi, İhvan yanlısı parti olarak görülen Özgürlük ve Adalet Partisi (ki, bu parti AKP’nin Mısır versiyonu olarak kabul ediliyor). İkincisi de Sawirus’un perde arkasından yönettiği ve öne çıkmadığı Mısır Ahrarları Partisi. Kurucuları arasında Cemal Gaytani ve Muhammerd Selmavi gibi isimler var. El Hayat Yazarı Cihad el Hazin’e göre kitleleri mobilize ederek yüzde 20 oy çıkarabilecek yegane kitle hareketi Müslüman Kardeşler görünüyor. İkinci büyük parti ise Sawiris’in Mısırlı Ahrarlar Partisi ve bu partiye de şans tanınıyor. Orascom’un sahibi olan Sawiris partinin Kıpti partisi olarak da görülmesini istemiyor. Bu sıfatının perde gerisinde kalmasını istiyor. Akıllıca bir siyaset izliyor. Aksine partiye üye olacak her Kıptinin yanında iki Müslümanı daha getirmesi gerektiğini söyleyerek dini tabanının da tepkisini çekiyor. Akıllı davrandığı aşikar. Ürkütmeden yumuşak zeminde Kıptilerin kazanımlarını artırmak istiyor. Mübarek’in son günlerindeki rejim ile muhalefet arasındaki diyalog toplantılarına da nüfuzundan dolayı davet edilmiş ve katılmıştı. Hatta Sabah Yazarı Erdal Şafak’a göre, Devrim sırasında halkın taleplerinde ileri gittiğini bile söyleyebilmişti. Şimdi ise reformcuların veya devrimcilerin önde gideni! Ignatius’un ismini verdiği bu kurucu babaların üçü de İhvan konusunda alarm zilleri çalıyorlar. Üçünün de hakiki rakibi İhvan. Mısır demokrasisinin İslamcılar tarafından ele geçirilmesinden ve çalınmasından endişe ediyorlar! Demek ki, Mübarek endişelerini bunlara devretti. Hatta bunlar Müslüman Kardeşler evet ediği için referanduma hayır demişlerdi. Başka bir aday adayı olan televaiz Amr Halit de diğer adaşı gibi referanduma hayır demiş ama anayasa değişikliği referandumu yüzde 77 ile geçmişti. Sawiris :”En büyük korkum ülkemin bir gün İran tipi rejim tarafından yönetilmesidir” diyor.
*
İhvan’ın önemli isimlerinden ve eski dostumuz Kemal Helbawi, Tunus’lu Gannuşi gibi 22 yıl Londra’da gönüllü sürgünde kaldıktan sonra ülkesine döndü ve ayağının tozuyla bir Kıpti’nin cumhurbaşkanı olmasına kendince bir mani görmediğini söyledi ve hatta aday da gösterdi. ‘Tercihim George İshak olur’ dedi. Özgürlük ve Adalet Partisi ise her Mısırlının aday olabileceğini lakin kendilerinin bir Kıpti veya bir bayanı aday göstermeyeceklerini ilan etti. Cihad el Hazin’in söylediği gibi İslamcılar sokağı, halkı ve laik kesimleri ürkütmek istemiyorlar. Bundan dolayı Tunus’da da Fas AKP’si gibi Nahda hareketi her seçim bölgesinde aday göstermeyerek kendilerini sınırlayacaklarını duyurdu. Devrimden sonra İslamcıların hali pür melali bu.