Tevhid yaratıcı merkezli, bütüncül bir bakışı gerekli kılar.Zihinsel tutum bu külli bakış gereği çalışma perspektifini oluşturur. Seküler zihnin parçalı ve tutku etkili çalışma biçimi, tabiatı gereği, farklılık arz eder.

Dönemsel olarak bakıldığında, egemen söylemin etkisi, pasif konumdaki anlayışa baskı olarak yansıyabiliyor. İktidarda olan, aklın ve imkanın akışını çekmede kendiliğinden etkileyici cazibe alanı oluşturuyor. İki farklı medeniyetin karşılaşması, hem diyalog, hem de farkları ortaya çıkarma açısından önem taşır. Medeniyetlerin mücadelesi de, diyaloğu da zaman ve nitelik açısından insan hallerine benzerlik ve farklılık gösterir.

Modern dünya bu ilişki açısından kadim dönemlerden ayrılıyor. Modern dönem, Batı medeniyetinin teşhirci özelliğinin teknolojik beceriyle buluşmasıyla, büyük bir görsel etkiyle ortaya çıkıyor. Oluşan anlık büyü, özellikle gençler üzerinde, sarsıcı etkiler gösteriyor. Ortaya çıkan yaşam tarzı, bunun bir göstergesi.

İslam dünyasında, ortaya çıkma mücadelesi veren tevhidi anlayışın en önemli sorunu, bu nedenle, zihin bütünlüğünü korumak olarak beliriyor. Yaşanan pratik, etkin kültürünün dayatmalarını kaçınılmaz kılsa da, en hafif tesirle kurtulup iddiayı sürdürmek, büyük önem arzediyor.

Modernizmin iddialı tutumuna rağmen, insanı nesneleştiren büyük handikabı, düşünsel, estetik dile döküldüğünde etkili olacağı, yalnızlaşan insanın dikkatini celbedeceği göz ardı edilmemeli. Varlığın merkezine yerleştirilen, Rabb'i tarafından en büyük değerle onurlandırılan insanın yerinden edilmesi, can emniyetini dahi kaybetmesi, adaletin yerine yıkıcı gücün ikame edildiğini gösterir. Adaletten kopan güç, önce vicdanlarda yenilir. Akabinde, bir süreç içinde, karşı gücün tezahürüyle orantılı olarak inişe geçer.

Bir değerin yükselebilmesi, onu temsil edenlerin kendine güveniyle ve mücadeleleriyle doğru orantılıdır.

İslam, söylem olarak varlığını korumada, önemli imkanlara sahiptir. İnancın korunması yanında siyer, fıkıh, kelam alanlarıyla ilkesel ve tarihsel birikimin varlığı görkemli bir hazine olarak insanı bekler.

Bu hazineden yeterli ve doğru istifade için, zihinsel bütünlük, coşkulu iman elzemdir. Sentezci, eklemlenici kalkışmalar, diriltici ruhtan nasiplenmede yetersiz kalırlar.

Ölüm korkusu, dünya tutkusu, akabinde yürürlükte olanı meşrulaştırmaya yönelecektir.

Olguları küçük parçalara ayırarak, gövdeden kopuk değerlendirme yönüne gitme, yürürlükte olana eklemlenme sonucunu ortaya çıkarır.

Medeniyetler, doğal olarak karşılaştıklarında, ortak alanların ve farklılıkların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Burada önemli olan; ortak alanları, dinamizmi ifade eden farkların vagonu yapabilmektir.

Yenilmiş muhayyile, sürekli ortak alanlara vurgu yaparken, egemenden uzak olmadığını ispat derdine düşer. En küçük şekli benzerlik, bu tutum için,aynileşmeye giden bir imkan görülür. Muhafazakârlığın bir yandan geç benzeşir, diğer yandan savunmacı karakter kazandığını sanması buna misaldir.

Öte yandan, ikinci bir yaklaşım olarak, diyalog mesabesinde olan ortak alanları görmezden gelen, farkları yoruma kapalı biçimiyle tebarüz etmiş anlayış var. Toplumsal refleks olarak ortaya çıkan, iki tavır da İslam mirasını değerlendirmede yeterlilikten uzaktır. Biri tarihe teslim olan, diğeri tarihten kopmayı önceleyen bu iki savrulma, sağlıklı yürüyüşün önünü tıkıyor.

Biçim ve muhteva bütünlüğü ile, gönüllerin özlemibuluştuğunda, yeni yolların açılması imkan dahilindedir. Hz. Ömer ortada bir delil yokken Kur'an'ın kitap haline getirilmesini önerir. Halife Hz. Ebubekir önce karşı çıkar. Sonra ikna olur. Ortaya konan önerinin kıymeti, günümüzü dahi etkiler mahiyettedir.

Hz. Ömeri harekete geçiren saik üzerinde düşünmeye değer...

Yüzyıllar sonrasını görebilen basirete sahip olma halini, anlamaya çalışmak durumundayız.

Adaletten nasip almayan, kuru, sloganik güçten, bütünleşmeye mesaisini ayrandan farklı bir yol izlemenin önemi ortada.

Ortak alanda konuşmaya durarak, sözü ortaya koymak...

Söz dinlenip "en güzel"ine uyulsun diye...

Alemleri birbirine bağlayan söz ortaya çıksın diye...

Hayatı mümine kardeş kılan, teraziyi gönüllerde kuran "söz" anlaşılsın diye, önce haberi seferber etmeli.

Yeni iniyor gibi.

Buğusu üstünde,Hira'dan geliyor gibi.

Bilgi, iman, eylem... Üçünü yüklenmek, aşk ile...