Gazze filosunu yola çıkarmaya yönelik nihai karar, henüz verilemedi. Zorluklar ortada ve Türkiye’nin Suriye’den ötürü yaşadığı sancıyı yansıtıyor. Türkiye, rejimin acımasız baskısı karşısında Suriye tutumunu değiştirdi. Eskiden Suriye lideri Beşşar Esad, Başbakan Erdoğan’ın tabiriyle ‘can dostu’ydu. Ne var ki Erdoğan, gelinen noktada farklı bir söylem kullanıyor ve Suriye’nin politikalarını artık ‘barbarca’ diye niteliyor; hatta rejimin baskıyı sürdürmesi halinde, Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi’nde Suriye’nin yardımına koşamayacağını söylüyor. Şu an Suriye, Gazze’nin yerini aldı –sadece Türkiye’nin dış politikasına yönelik değil, bizzat Türkiye’ye yönelik bir tehdit teşkil ediyor. Suriye’de gösteriler sürüyor. Türk kamuoyuysa, Erdoğan’ın partisine bir seçim zaferi daha yaşattı. Ve Türkler, Suriye hükümetinin ne yapacağını merak ediyor. Binlerce Suriyeli, Türkiye’ye sığındı ve onları daha fazlasının takip etmesinden korkuluyor. Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu son şey, böyle bir mülteci akını. Hükümet, kendi iç meselelerine eğilmek ve Suriye’nin sorunlarıyla uğraşmamak istiyor. Türkiye, şu ihtimali de hesaba katmalı: Suriye rejimi, Kürt bölgelerine saldırabilir ve Türkiye’ye bu kez bir Kürt mülteci akını yaşanabilir.
Seçimlerde Türkiyeli Kürtlerden ağır darbe yiyen Erdoğan, diğer Suriye vatandaşlarına sığınma hakkı verirse, Türkiye’ye kaçma kararı alan Suriyeli Kürtleri geri çeviremez.
Bu durumda Türkiye, Suriye’ye karşı tutarlı tavır almak ve Esad’ı baskıyı durdurup reformları devreye sokmaya zorlamak noktasında, ABD ve Avrupa’nın safında yer almaya mecbur kalıyor. Batı gibi, Türkiye de Suriye’yle uzlaşmaya dayalı bir çözüm ihtimaline artık inanmıyor.
Ankara, haklı olarak yeni Gazze filosunun, Türk ve dünya kamuoyunun dikkatini Suriye’den başka yöne çekmesinden korkuyor. Fakat Suriye hükümetine karşı destek toplamak gibi bir sorun karşısında filo, marjinal bir mesele haline geliyor. Amerikalılar, filoyu durdurması için Türklere baskı uyguluyor ama bu baskı, Suriye’de isyan başlamadan önce de vardı. Öte yandan Türkiye, İsrail’in özür dilemesi ve Mavi Marmara için tazminat talebinde ısrarını sürdürüyor. (16 Haziran 2011)
Kaynak: Radikal