Ortadoğu kaleydoskopu (çiçek dürbünü) bir kez daha 180 derecelik dönüş yaparak yeni bir resim gösterdi. Başbakan Benjamin Netanyahu’nun Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a partisinin seçim zaferi dolayısıyla tebrik mektubu göndermesi işin tek bir cephesidir.

İsrailli ve Türkiyeli iyi niyet sahipleri geçen yıl ama özellikle de son haftalarda daha yoğun bir şekilde iki ülke ilişkilerini ıslah etmek için çabalıyorlar. Suriye’deki olaylar Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkilerin soğumasına, Türk Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlığının bölge politikalarını yeniden değerlendirmesine yol açarak onlara kayda değer yardımda bulundu. Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ı “dostum” diye anmayı bıraktı ve Esad’ın göstericileri vahşice ezmesini “barbarlık” olarak nitelendirdi. Her ne kadar Esad’ın devrilmesini talep etmiyorsa da Suriye rejiminin bittiğine inanıyor. Ha’aretz’e “Suriye sadece Türkiye’ye karşı bir tehdide dönmekle kalmıyor” diyen üst düzey bir Türk yetkili “Suriye Kürt azınlığa saldırmaya karar verirse ciddi bir problemimiz olabilir” dedi.

Son iki yılda Türkiye ile ekonomik ilişkileri geliştiren İran da Türk medyasında Suriyelilerin öldürülmesinde faal ortak olarak tanımlanıyor ve Türkiye “komşularla sıfır sorun” politikasını icra arzusunun başarısız olduğunu hızla keşfediyor. Türkiye İran, Irak ve Suriye ile stratejik bir eksen – yeni Ortadoğu politikasını teşvik edecek bir eksen - kurmak istediyse eğer, bu ortaklığın hayal kırıklığı olduğunu keşfediyor. Irak hükümeti çözülmenin eşiğinde; İran’da cumhurbaşkanı ile Ali Hamaney dâhil muhalifleri arasında siyasi bir savaş başlıyor; Suriye, Erdoğan’ın krizi sona erdirme teşebbüslerini kaba bir şekilde reddetti ve Suriye vatandaşlarının Türkiye’ye kaçtığı sınırın Suriye tarafında Perşembe günü Türk bayrağı indirildi.

Ankara’nın daha iyi bir Ortadoğu için geliştirdiği büyük planlardan geriye kalan iç Filistin çatışmasına yönelik olanı. Türkiye Çarşamba günü Hamas lideri Halid Meşşal’i bir sonraki gün de Filistin Otoritesi Başkanı Mahmud Abbas’ı ağırladı fakat Türkiye’nin bu iki grup arasındaki uçurumu kapatacağı ve yeni bir Filistin hükümeti kuracağı kesin değil. İsrail Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlığı’ndaki birçok kişi Türkiye’nin içinde bulunduğu durum karşısında ellerini keyifle ovuşturup “Erdoğan seçimleri kazanmış olabilir ama dünyada çakıldı” diyorlar. Bayram etmek için gerçek bir neden.

Fakat Türkiye patlamış bir balon değil. Dış politika icrası bir başarı testi ise eğer, o takdirde Türkiye’nin başarısızlığı Amerika Birleşik Devletleri’ninkinden daha büyük değildir; ABD Ortadoğu’daki krizleri çözmekten aciz olduğu gibi şimdi de Afganistan’dan çekip giderken ardında kargaşa bırakmak üzere. Küresel konumu kötüleşen ve bayır aşağı taştan taşa çarpan İsrail ise başka ülkelerin dış politika icrası hakkında hüküm yürüteceklerin sonuncusudur. Türkiye hiç değilse inisiyatif almaktadır.

İsrail, Gazze’deki başarısız politikası ve son Gazze filosunu trajik bir şekilde ele alması için olmasa da hiç değilse Türkiye ile iyi ilişkilere destekleyebilirdi hatta ki Türkiye İran’la ilişki içindeyken bile. Hatırlanmalıdır, Türkiye İsrail’le ilişkilerinin bozulması yönünde her hangi bir ülkenin baskı yapmasına izin vermemişti. Şu an bile çiçek dürbününü nasıl okuması gerektiğini biliyor ve kendisini doğru tarafa yerleştiriyor.

Türkiye karşısında duyargaları kapamanın değil hamle yapmanın ve çömlek parçalarını toplamanın sırasıdır. Türk vatandaşlarını öldürmekten dolayı özür dilemek İsrail için felâket değildir. Bir özür, suçu ikrar etmek değildir; o askeri harekâtın hikmeti hakkında İsrail’de bile farklı kanaatler varken durum haydi haydi böyledir.

Mavi Marmara’daki olayları soruşturan BM ortak komisyonu iki hafta içerisinde raporunu yayınlayacak. Türk temsilci Özdem Sanberk ve İsrailli temsilci Yosef Ciechanover iki ülkenin yeniden bağlanmasına imkân sunacak âdil ve esnek bir rapor olması için ellerinden geleni yapıyorlar. Raporu beklemek şart değil. İsrail’in kamuya ilan ederek kendisine söylenmeden yapması mümkündür ve de tavsiye edilir. Kusur/kabahat daha sonra konuşulabilir.

Kaynak: Ha’aretz

Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı