Oldukça sert bir seçim kampanyası sonrası AKP ve sivil-demokratik sistemin güçlendirilmesi çağrısı yapanlar ezici bir başarı elde ettiler ve modern Türkiye tarihinde en önemli siyasi kazanımlardan birini kaydettiler. Reformlar oyların yüzde 58'ini almayı başarırken yüzde 42 karşı çıktı. Karşı çıkanların oranı Akdeniz ve Ege bölgelerindeki sahil kentlerinde yoğunlaşırken destekleyenlerin oranı diğer kentlerde ezici çoğunluktaydı.
Anket tahminlerinin üstünde çıkan bu sonuçlar, AB'ye üye olmak isteyen Türkiye için demokrasi ve özgürlüklerin zaferini oluşturuyor. Ayrıca halkın AKP iktidarına ve şahsen başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik yetki yenilemesi teşkil ediyor. Bunun Türk deneyiminin içeride ve dışarıda sürmesi üzerinde olumlu etkisi olacaktır. Sonuç, Erdoğan için başarı olarak görülen orandan yani yüzde 55'in biraz üstündedir. Bu sonuçla görüldü ki Kürt boykotunun belirli bir etkisi olmadı.
AKP'nin ve hatta bütün Türkiye'nin yeni bir döneme girdiği söylenebilir. Bu dönemin başlığı 'seçilmiş kurumların yetkilerinin artırılması ve seçilmemiş kurumların, özellikle de Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yetkilerinin azaltılması kanalıyla demokratik sistemin güçlendirilmesi ve halk iradesine öncelik verilmesi' şeklindedir. Ordu, YAŞ'ın yetkilerinin sınırlandırılması ve ordudan atılanlara sivil mahkemelerde temyize gitme imkânı verilmesi suretiyle bir başka dönüşüm noktası karşısında olacak.
Erdoğan, İstanbul'da AKP binasında partililere seslendi ve Türk seçmenlerin yüzde 58'inin anayasa değişikliklerini onayladığını açıklayarak katılım oranını yüzde 77 ile 78'e ulaştığını belirtti ve '12 Eylül Türkiye'nin demokrasi tarihinde bir dönüm noktası olacak' dedi. Erdoğan 'Halkımız demokrasi ve hukukun egemenliği yolunda tarihî bir dönemden geçti. Türkiye'de 'demokratik temellerin düzeyinin artması mutluluk verici.' dedi ve 'reformların AKP'nin projesi olmadığını, AB'ye üye olmak isteyen bir ülkede daha fazla demokrasi için ileri bir adım olduğunu' ekledi. Kaybedenlerin darbeci zihniyet sahipleri olduğunu ifade etti ve vesayet rejiminin tarih olduğunu, darbeleri destekleyenlerin hedefine ulaşmayacağını belirterek AKP'nin yeni bir anayasaya çalışmaya şimdiden başlayacağını ilave etti.
Referandum tarihi Türkiye'de en kanlı askerî darbe olan 1980 darbesinin otuzuncu yıldönümüne denk geldi. Değişiklik maddelerinden biri de darbe liderlerinden hayatta kalanların yargılanmasını öngörüyordu. Bu sonuç Erdoğan'a reformları sürdürmesi ve hatta 1982 askerî anayasasının sayfasını nihai olarak dürecek sivil yeni anayasa hazırlaması için güçlü destek verecek. Özellikle de AKP'li yetkililer oturumlarında yeni anayasanın hazır olduğunu ve referanduma sunulması için uygun zaman beklediğini ifade ediyorlar.
Bu sonuçlarla AKP'nin gelecek yaz yapılacak parlamento seçimlerine daha güvenle gitmesi mümkün. Ayrıca Erdoğan cumhurbaşkanlığı adaylığına da hız verebilir. Dış etkenlerin referandum sonuçlarından ayrı tutulması mümkün değil. Zira bu sonuç kararlarında halk iradesinin desteğine dayanan Erdoğan'ın imajını güçlendirecek. ABD ve İsrail ise Erdoğan'a yönelik yeni halk yetkilendirmesine pek rahat bakmayan tarafların başında olacak. Bu durum Erdoğan'ın referandum sonucunu gelecek dönemde İsrail'e yönelik tutumlarını sertleştirmek için kullanacağı anlamına gelmemekte. Fakat dışarıdaki hiç kimse AKP iktidarının kendi halkından ayrı olmadığını, aksine bu hükümetin dış ilişkilerde attığı her adımda halk iradesinin sesinin yankısı olduğunu görmezden gelemez. Ankara'yla iyi ilişkiler dokuyan Suriye ve İran gibi Türkiye'ye komşu Arap ve İslam ülkeleri referandum sonuçlarından oldukça rahatlamış olacaklar. Bu durum Ankara ile daha fazla bütünleme çabalarının sürmesine yarayacaktır. Katılım oranının yüksek olması, Türklerin rejimlerini ve ülkelerini modernleştirme arzularını yansıtmaktadır.
Lübnan gazetesi El Sefir, 13 Eylül 2010
Kaynak: Zaman