Suriye başkentinin merkezinde Mezzeh kara yolundan aşağıya doğru giderken büyük bir binayı kaplayan dev bir Rus bayrağı görülür. Yolun biraz daha aşağısında, Ümeyye Meydanı'nda büyük bir tabelada da şöyle yazıyor: "Teşekkür ederiz Rusya." Bunlar, ekim ayında Güvenlik Konseyi'nde veto hakkını kullanan ve 2011 senesi mart ortasında krizin başlamasından bu yana hükümetlerinin arkasında sağlam bir şekilde duran Rusya'ya çok şey borçlu olduklarını hisseden rejim yanlısı sıradan Suriyelilerin samimi jestleridir. Diğer yerlerde, Şam'ın dış kesimlerinde rejim karşıtı kızgın göstericiler de Rus bayraklarını yakıyorlar ve “Kahrol Rusya" diye sloganlar atıyorlar. Her iki cadde de - ister rejim yanlısı ister muhalefet olsun - Rusya'nın Suriye'den ne istediğini ve şimdiye kadar Suriye hükümetinin arkasında niçin bu kadar sıkı şekilde durduğunu anlamamış görünüyor.

Çoğu insanın inandığının aksine, halihazırda Şam'a en büyük baskı Arap Birliği, ABD veya Avrupa'dan gelmiyor. En büyük baskı, baş müttefiki Rusya'dan geliyor. Ruslar, Suriye'de çoğu kişinin inandığı üzere, uluslararası toplum tarafından krize bir çare bulmak için görevlendirildi. Ruslar tek parti idaresi ve polis devletinin sonsuza kadar devam edemeyeceği düşüncesine geldiler. Suriye devletinin, 2003'te Irak'ta olduğu gibi tamamen parçalanması yerine Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra olduğu gibi, içeriden demokratikleşmesi gerektiğini iddia ediyorlar. Bu, şüphesiz, Suriye'deki yetkililerin kulağına da müzik gibi geliyor. Ruslar Suriye'de rejim yıkılırsa başkanlık seçimlerinden daha çok, caddelerde polisi kimin denetleyeceği, çöpleri kimin toplayacağı, sınırları kimin kontrol edeceği, cezaevlerini kimin yöneteceği, ekonomiyle kimin ilgileneceği gibi konularda temel meselelerin daha büyük baskı oluşturacağından endişelidirler. Ruslar Suriye'de nelerin cereyan ettiğini biliyorlar, problemin ne olduğunu ve değişiklikler meydana gelmesi için hangi düğmeye basılması gerektiğini biliyorlar. Rusya'nın Suriye'den ne istediğine dair açık bir vizyonu var. Öyle görünüyor ki Amerikalıların yok. ABD, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın görevi bırakmasını istedi ama şimdiye kadar bunun nasıl olacağına ya da geçiş döneminin neye benzeyeceğine dair bir yol haritası çizmedi. Moskova ise Suriye'nin üç, altı ya da 12 ayda nasıl görünmesini istediği hakkındaki resimde daha çok görünüyor.

Yeni başlayanlar için söyleyelim, Rusya Arap Dünyası'ndaki askeri ve siyasi nüfuzunu Suriye vasıtasıyla sürdürmek istiyor. Bu da Suriye'deki rejimden ziyade, 1957'den bu yana kuvvetli ilişkilerinin olduğu Suriye'yle daha da ilgili oldukları manasına geliyor. Mesela Suriye'nin Tartus limanı, Rus Donanması'nın Akdeniz'deki tek üssüdür. Rusya'nın endişelendiği şey, bu nüfuzunu Amerikalılar ve Türklere kaptırmaktır. Rusya, Suriye'deki rejim devrilirse bundan aslan payını Amerikalılar ve Türklerin alacağına ve bunun Rusya'yı Orta Doğu'nun tamamen dışına iteceğine inanıyor. Ruslar, Suriye karşılık olarak kendilerine somut bir şeyler sunduğu müddetçe Suriyelileri desteklemeye devam edeceklerdir ve Suriye yetkililerinden dolayı servetlerinin azalmaya başladığını hissettikleri an alternatiflere bakmaya başlayacaklardır. Rus siyaset belirleyiciler, Yemen Çözümü'nden çok etkilendiler. Bu çözüm hem Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih hem de Yemen muhalefeti tarafından kazan-kazan senaryosu meydana getirdi. Rusya aynı sonucun Suriye'de de başarılabileceğine inanıyor ve 2014 başkanlık seçiminden önce Esad'ın yerine başkasının getirilmesine gerek bırakmayacak "Rus Girişimi" konusunda son dokunuşları yapıyor.  

Rusya, bu girişimin gün yüzüne çıkmasından önce Esad'ın şunları yapmasını istiyor: 1) Yaklaşan Baas Partisi Kongresi'nde Baas Partisi'nin iktidar tekelini kaldır. 2) Yeni bir anayasa getir. 3) Ne kadar ağır ilerlese de Suriye muhalefetiyle iktidar paylaşım süreci başlat. Esad isterse Baasçılar iktidarı bırakırlar. Bunun için Esad'ın, bunun Suriye için en iyi yol olduğuna onları ikna etmesi gerekecek. İktidardan zorla uzaklaştırılırlarsa - Irak'ın Baasçılıktan arındırılmasında olduğu gibi - onlar da şiddete yönelecekler ve muhtemelen kendilerini savunmak için silaha sarılacaklardır. Rusya'nın endişe ettiği üzere geçiş döneminin tertipli, düzenli ve daha da önemlisi Baasçılar tarafından gönüllü olarak yapılması gerekiyor. Ruslar ancak Esad vasıtasıyla bunu yapabileceklerini hissediyorlar.

1973 tarihli, "Baas Partisi'nin devlet ve toplumun lideri" olduğunu belirten tartışmalı 8. Madde’nin çıkarıldığı yeni bir anayasa için zaten çalışılıyor. Ruslara göre bu çalışmalar, muhalefetten de üyelerin olduğu milli birlik kabinesiyle el ele yapılacak. Adil Sefer'in dokuz aylık hükümetinin yerine yeni bir kabine için istişareler halen devam ediyor. Düşünülen, ya muhalefetten bir başbakan atamak ya da bu görev için bir Baasçı'nın olmasına devam edilmesi (8. Madde resmen kaldırılıncaya kadar) ve muhalefete de başbakan yardımcılığı görevinin verilmesidir. İçinde laikler ve Kürtlerin de olduğu geniş muhalefet koalisyonu Koordinasyon Komitesi'ndeki belli kişilerin de yeni hükümete katılmaya davet edilecekleri bildiriliyor. Koordinasyon Komitesi'nin önemli iki lideri Hasan Abdülazim ve Haytam Manaa, daha şimdiden böyle bir hükümete katılmayacaklarını açıklasalar da diğerleri kendilerine "demokrasi paketi" kapsamında sunulması ve Rusya'nın gerçek garantisi altında olması halinde bu fikre sıcak bakıyorlar. Bunların çoğu, özellikle bu amaçla Moskova'ya davet edildi.

Bu kişiler, hep birlikte rejimi alaşağı etme ümidinden vazgeçtiler ve hepsi, Rusların düşündüğü gibi, Suriye'yi içeriden demokratikleştirmeyi savunuyorlar. Esad, Şam Üniversitesi'nde yaptığı son konuşmada, muhalefetin mevcudiyetini doğruladı ve onları sahneye getirmek istediğini söyledi. Bunun muhalefet için nasıl algılandığına bakmaksızın, bu, 1963'ten bu yana ilk kez bir başkan tarafından Suriye'de "muhalefet" olarak adlandırılan bir şeyin olduğunun kabulü oldu.

Göstericiler geri adım atacaklar mı? Bunlar rejimin tamamen değişmesinden daha azını istemiyorlar ve bu tür değişikliklerin kozmetik, Suriye hükümetine zaman kazandırmaya matuf olduğu hissindeler. Çoğu yabancı oyuncu, Suriye sokağı üzerinde çok az tesirinin olduğunu ve istese bile gösterilere son veremeyeceğini unutarak Suriye muhalefetiyle temasa geçti. Başkanın konuşması, yeni kabine, şubat başında yapılacak Baas Partisi Kongresi, tüm bunlar Rusya'nın parmak izlerini taşıyor. Bununla beraber Rusya, Suriyeli yetkililerin gerçek ekonomik ve siyasi reformlar konusunda, en hafifinden, yavaş davrandığı hissiyle halen daha da fazlası için bastırıyor. Onlara göre, Suriye'ye yardım etmeleri için önce Suriye hükümetinin kendisine yardım etmeye başlaması gerekir. Baş sorun ise halen duruyor: Suriyeliler - ve Ruslar - Suriye sokaklarında sükuneti nasıl sağlayacaklar? İşte bu, şimdiye kadar Moskova'nın, ve elbette Suriye hükümetinin de, cevaba sahip olmadığı bir konudur.

Kaynak: Gulf News
Dünya Bülteni için çeviren: Emin Arvas