Her yıl eylül ayında okullar kapılarını açıyor. Aslında okullar çatılarını gökyüzüne açmalı önce. İnsanı sınırsızlığın gizemli ve bir o kadar öğretici yolculuklarına çağıran keşiflerin peşine düşmeli eğitim. Bilgiyi hapseder gibi, bütün boyutlarından koparıp çöpe çeviren tavrından kurtulup okulu hayat açmalı.
Okul hayata açılmalı.
Bir kuş kadar işaret edici, yol veren bir dağ kadar netlik sunarken, sonsuzluğun özlem ve gizini ihmal etmemeli okul. Her şeyi ben bilirim diyen öğreticiden korkulur. Okul hayattan kaçkın olunca, gökyüzünü çerçevelemeye kalktıkça, çocukların hapishanesi olmaya devam edecektir.
Üniversite, gördüğü ve bildiğinin dışına çıkmıyorsa, hikmetin görüldüğü yerde irticadan tutuklanmasını arzu ediliyorsa, bilgi koltuk değneklerine sarılmakta haklıdır.
Okul kapılarını nereye açıyor?
Okulun kendisi ne okudu ve kime, ne adına okuma emri veriyor?
Önemli soruları hapseden, gri boyalı binalara okul diyoruz. Sonra da öğrencileri renga renk giydirerek tek-düzelikten kurtulduğumuzu söylüyoruz. Her şeyi birbirinden koparan, bilgiyi çöpe çeviren, güce dönüştüren anlayışa nasihat zamanıdır.
Parmağı yıldızların ötesine dokunan, bir öğretmenle yol düşleri kurmak ister çocuklar.
Bir kelebeğin fanilik dersinde, en iyi giyinen öğretmen olmadığını kim söyledi?
Öyleyse söyle bana, tahtası akıllı olan okul, anlatamadığım hissedişleri, birbirine bağlanarak bir bütün halinde savrulan dereleri, yıllardır uçmak için gün sayan dağları kim anlatacak insana? Yetecek mi izahı akıllı tahtalarının?
Sayıların erişemediği yerden, ihtimal deyip kurduğun gürültüden başlattığın hayatla, tanımladığın her şey, parlatılmış hurafe.
Mutlu olmak için, demiri büker gibi, büküyorsun bilgiyi. Huzura varmanın yolu buradan geçmez. Bu bilgidir ki, evrensel gerçeklik nidasıyla, demir filizini eritip namlu eyledi!
Ne kadar bilimsel savaşıyoruz, değil mi?
Bunda jilet gibi beyne ulaşan bilginin saçaklanmasının önemli payı var. Mutluluğu sahiplenme duygusuna zimmet etiği günden beri, bilginin yüzü gülmedi. İnsafın sokak aralarında taşlanmasıyla sigorta binaları, bankalar inşa edileceğini bilemedik.
Ama okullar bize öğreti!
Çok çalıştık ve sonunda ortak kabulle alemi cihana ilan ettik ki, sigorta kartı bütün dostları döver. Cümleyi sen bitiriyorsun okul, noktayı kim desen kor.
Oysa okul, ne açılır; ne kapanır.
Okul; gözü ve ışığı anlamlı kılanı aramadıkça kötürüm bir savaş kışkırtıcısından başka nedir ki?
Bütün bu okullar, "oku"mayı öğretemediğinden, seyirci kalıyorlar insanın insanı yiyip bitirmesine.
Savaşı kesecek bir cümle kuramıyor cümle okullar. Kuzeyden güneye, doğudan batıya sayısı hesaba gelmez okullar... Asker yetiştiriyorlar, küreselliği keşfedilmiş dünyaya. Borsanın bekçiliği, ticaret merkezlerinin sağlığı için, beceri yüklemesi yapıyor okullar.
Aya çıkalım aya!
Dünya ile doymayan yeni bir varlığa döndü, ama hala adı "insan".
Okul büyüsünü bozmamak için düzenin, denklemler kuran, problem oluşturup çözen, umudu hücrelerde inleten, "veli onaylı" yapılara okul derler bu çağda.
Okul nefes almayı öğretmeli. Nefesle çalışan silah üretmeyi düşünen okullar gökten inmez; insanın kötülük iştahından doğar.
Bir büyü ile bağlandı okullar birbirine, suyun adına enerji dendiği günden beri.
"Güzel öğütle, hikmetle" yola çıkan sözü öldürenlerin çığlığıdır ölüm korkusu ile baygın düşen.
Nerede o yıpranmayan, güneşle birlikte doğup doğup usanmayan tenbih:
"Zorlaştırmayın, kolaylaştırın; korkutmayın, sevdirin"
Dünyanın yuvarlak olduğuna inanılacaksa bu sözden sonra, çeliği ne yapacağımızı düşüneceksek bu sözden sonra. Ve işte o zaman bulunamaz, tetiğe ölüm mahareti yükleyen " ateşleme zinciri"nin hüneri. Ve bulunamayınca bu buluş, her insan haddine sarılı bir insaf taşır yanında.
İnsansız savaş uçağı yaptım diye övünüyor okullar, ödül üstüne ödül alıyor mucidler.
En büyük buluş için okullar yarışta; insanı azaltma; sayısını kokusuz, çığlıksız düşürme projesi.
Bir anda öldürme, o esnada yeri açma, içine koyma ve süreyi en aza indirme ihalesi. Bütün okullar bu "başarı"yı gösterecek öğrenciler yetiştirme peşinde.
Çünkü okullar açıldı.
Açılıp kapanan okulun maksadı ne ola ki?
Bizim okul ilk nefesle başlar, her an, bütün hücreleri şahit tutarak okutur ve son nefesle mezun eder.