Suudi Arabistanlı Muhammed Hamid El-Ahmeri yazılarını ilgiyle okuduğum bir düşünür... Modern siyaset tarihi alanında doktora sahibi olan El-Ahmeri, geçen Cuma günü, El-Arabiye kanalında yayınlanan ?İdaat? programının konuğuydu. Programı baştan sona izledim. 11 Eylül olaylarının ardından Müslümanlara yönelik baskıların artması sonucu 16 yıl yaşadığı Amerika'dan ülkesine dönen Muhammed El-Ahmeri'nin İsrail'in Lübnan'a saldırısı sırasında yazdığı bir makale büyük yankı uyandırdı. El-Ahmeri, alasr.ws sitesinde yayınlanan o makalesinde olaylara sadece ?akide/inanç? penceresinden bakan ve her türlü olayı ?Sünni-Şii? ölçüsüyle değerlendiren alimleri eleştiriyordu. Asr-ı Saadet'te bile Mekke'den Medine'ye sadece bir kadınla evlenebilmek için hicret eden olduğunu örnek vererek her olayın ardında akideye/inanca dayalı bir gerekçe aramanın yanlış olduğunu, olayları değerlendirirken ekonomik, siyasi ve diğer bir çok yönünü de göz önünde bulundurmak gerektiğini söylüyordu. İlk makalenin ardından, tepkilere cevap niteliğinde ve aynı konuda ikinci bir makale daha yazdı. Bu makalelerin yankıları devam ederken, El-Ahmeri'den yine büyük gürültü koparacak bir başka makale geldi. Riyad'daki İmam Muhammed İslam Üniversitesi ve bazı bakanlıkların ortaklaşa düzenlediği "ulu'l-emre itaat" konulu bir yarışmayı şiddetle eleştirdi. ?Yönetime hoş görünme" yarışına girilmesine karşı çıkarak "ulu'l-emre itaat" konusunun abartıldığını, oysa ümmetin özgürlük kavramına daha çok ihtiyacı olduğunu yazdı. ?Biz itaatin bitkin düşürdüğü ve alime saygıyı kaybettirdiği bir milletiz? dedi. ?Yalakalık?ta aşırı gitmenin ?tekfirciler?in yaptığıyla aynı olduğunu ve propoganda terörü estirerek düşünce emniyetinin sağlanamayacağını anlatmaya çalıştı. El-Arabiye?de yayınlanan programda da kendisine yöneltilen ilk soru bu oldu. Muhammed El-Ahmeri, kendisini ?İslamcılığın mezheplere ve akımlara ayrılmadan önceki haline bağlı? olarak tanımlıyor. ?Selefilik? kavramının bugünkü kullanılışına karşı... Bunun nedenini de şu şekilde açıklıyor: ?Çünkü Selefilik, İmam Ahmed?in ve düşmanlarının yaşadığı dönemi taklit haline dönüşmüş. Dolayısıyla günümüzün Selefisi, tartışmak için Mutezile?yi arar, Eş?ariler?i arar, Şiiler?i arar. İmam Ahmed?in çağındaki fırkaları arar...? Muhammed El-Ahmeri ayrıca, alimlerin bir çoğunun ?dikensiz alan? olduğu için tarihte takılıp kaldıklarını ve günümüze gelemediklerini, alimin de diğer insanlar gibi siyasi konularda görüş bildirmesi gerektiğini söyledi. Özgürlüğe vurguda bulunarak, özgürlüğün bugüne kadar İslamcılara kötü gösterildiğini, sadece açılıp-saçılmak olarak tanıtıldığını ifade etti. El-Ahmeri?nin görüşleri, Suudi Arabistan?da ve hatta İslam Dünyası?nın geniş bir kesiminde liberaller/laikler, klasik din adamları ve El-Kaide sempatizanlarının çatışmalarıyla şekillenen düşünce dünyasına yeni ve farklı bir boyut katıyor. Makalelere verilen olumlu ve olumsuz tepkilere bakınca bunu açıkça görmekteyiz. Arapça bilenlere El-Ahmeri?nin linklerini verdiğim makalelerini, makalelere yazılan yorumlarla birlikte okumalarını tavsiye ederim. İslam Ümmeti saldırı altındayken akide/inanç konularıyla uğraşmanın doğru olmadığını ve Sünni-Şii anlaşmazlığını işgalcinin körüklediğini söyleyen, önümüzdeki dönemde işgalcinin fark ettirmeden alimleri kullanmak isteyeceğine dikkat çeken ve alimlere ?Uyanık olun!? mesajı gönderen El-Ahmeri?nin yazdıkları bugünden sonra daha dikkatle okunacak ve adını daha çok duyacağız.