Yönler satıhta önemlidir. Yönlerin varlığı ve önemi belli bir yükseklikten sonra hükmünü yitirir. İnsan için yönlerin varlığı gerekliyse de, yeterli değildir. Uzayıp gideni takip etmek, insan için merakı yola çıkaracak imkandır.

Merakın diriliği, yansız, temiz akıl ve selim bir kalple yola çıkışı, insanın dünyada bulunuşunun gayesini keşfetmede öznel pusula işlev görür.

Eğitim - öğretim açısından baktığımızda günümüzde insanı merkeze alan, onu üretken kılan yaklaşım yerine, süregiden akışa sorunsuz uyum sağlanması isteniyor. İnsanın yerini sistemin işgal ettiği eğitim anlayışında özgürlük tanımı; hazlar düzleminde kökten bağımlı, yüzeyde yanıltıcı algıyla yürüyor.

Türk eğitim sisteminin durumu kendine has korku ve tutkularıyla mukayeseye karşı çarpık konumunu muhafaza etme mücadelesini elden bırakmıyor.

Terbiye önceliğini saklı tutarsak, eğitim insana has, insan içinse, merkezde bütün hal ve vasıflarıyla insan olmalıdır. Farklılıklara rağmen, kalkış noktası olarak, insanın özne olma durumunu yola çıkma çabasını meşru kılar.

İnsan fıtratı bir yandan, birbirine nispetle, farklılıklar taşırken genel anlamda ortak özellikleriyle malüldür. Buna rağmen varlığın en değerlisi kılınması onu ayrıcalıklı, aynı zamanda sorumlu kılmaktadır.

Dünyaya gelen her çocuğun temiz bir fıtratla doğması, kendinden öncekilerin günahından beri olması, büyüme süreciyle değişime duruyor.

Öncekilerin oluşturdukları eğitim anlayışı paket program olarak çocuğun önüne "zorunlu" ibaresiyle konuyor. Bu durumda herşeyi bilen, paketi hazırlayan özne öncekiler olmakta, çocuk kendi anlam dünyasına uygun olmasa da dayatma sonucu, eklemlenme durumunda kalıyor.

"Her şeyi bilen" öncekiler; Cumhuriyetin kurucuları, zahmete girmesin diye gidilecek dokunulmaz yönü belirlemişlerdir. Gidilecek yönü belirtmekle kalmayıp diğer yönlerin ne kadar "yanlış" olduğunu da belirlemişler.

Akademik disiplin, tez teknikleri, her şeyin sorgulanması istenen eğitimde, tabu olarak Batıdan alınırken, ona zıt olarak, yüceltme dışında seçeneği olmayan kurucu liderin ilke ve inkılapları da dokunulmaz kılındı.

Geçmişin zengin çeşitliliği Tevhidi Tedrisat yapısına sıkıştırıldı. Devlete; uslu, bağlı, itirazsız, sorusuz vatandaş yetiştirme çabası temelden ele alındı. Tek çatı altına toplanan devlet eğitiminin amacı, eğitimi, bilginin karakterine rağmen, istenen kalıba dökmek, dolayısıyla arzu edilen vatandaş tipini yetiştirmek.

Burada bilginin, maharetin önemi, devletin takip ettiği ideolojik bağlılığın gerisinde kaldı.

Yetersiz ama devletini kutsayan bir eğitim örgüsü, seksen küsur yılda dünya ölçeğinde ne üretti, hangi önemli itirazda bulundu diye sorulduğunda cevabı "Hiç" oldu, olmaya da devam ediyor.

Türk eğitim sistemi, doku uyuşmazlığı içeren yerli ve ithal parçalı bir yapı arz etmektedir. Milletin değerleriyle taban tabana zıt hedefleri yanında, zihni parçalı hale getiren, fazileti seküler ahlakla aşacağı öngörüsüyle hareket etmeye, devlet baskısı sayesinde idam-i hayat ediyor.

Eğitimin karakterinde olması gereken, keşif, sorgulama, öğrenme ve öğretme sevgisi; bilginin yeniden değerlendirilmesi okulun uzağında tutuluyor.

Sonuç olarak; "yönleri" sorgulamaktan korkan; kendi yönünü değerlendirmeden biricik doğru kabul eden; ilkel bir yapı ortaya çıkıyor.

Geçmişi suçlama ile mahkum etmeye çalışan, büyük oranı "dokunulmaz" olan bir anlayış, korkularını kutsayan bir sistem, değişime direnmenin merkezi olmaya devam ediyor.

Bilimin korkusu olmaz; olmamalı. Bilgi önyargı kabul ettiğinde, bilgi olmaktan çıkar. Fizik; varlığını borçlu olduğu metafizikten ayrı kaldığında kötürüm kalır.

Eğitim bütün yönlerden haber vermeye çalışırken, yönleri aşma yüksekliğini işaret etmiyorsa, korkularını gerekçelendirme ile uğraşıyor demektir.

Eğitim, beşikten mezara kadar her insan için öğrenme ve öğretme sevgisiyle sürmüyorsa, eğitim ticari metaya dönüşmüştür.

Eğitimin sektöre dönüştüğü yerde, okullar ile hayat arasında mesafe oluşmuştur.

Fazileti dışlayan bir eğitim anlayışının maharetinin büyümesi oranında tehlike de büyüyor demektir.

Eğitimin mahareti eksik, fazileti kopuk.

Parçalı, korkulu, yasaklı eğitim.