ABD ve İsrail, İran'a saldırırlarsa yaşanacak geri tepmeyi kaldıramayacaklarını anlamak zorunda. İran'ın sert çıkışları dikkate alınmalı
İran son haftalarda, yabancı devletleri kendisine yönelik bir askeri saldırı düzenlemekten caydırmak için yaptığı uyarıları artırmış durumda. Tahran'dan gelen son savaş tehdidi bir sürpris değildi: İranlı liderler, mevcut ABD yönetimiyle İsrailli ortaklarının İran'ın tartışmalı nükleer programına karşı koyarken diplomasi yolunu izleyeceklerine dair tekrar ettikleri sözlere rağmen, yeni muhafazakâr tarzındaki askeri müdahale 'hortlağının' henüz dibe vurmadığının gayet farkında.
Aslında, ödüllü Amerikalı gazeteci Seymour Hersh'ün The New Yorker'a yazdığı makaleye inanacak olursak, İran'a karşı Amerikan savaşına çoktan başlandı. Hersh'e göre, ABD Kongresi kısa süre önce İran rejimini istikrarsızlaştırmayı amaçlayan gizli operasyonların finansmanında dramatik bir artışa onay verdi. Bu tür haberler, Bush yönetiminin askeri gücü küresel siyaseti dönüştürmekte uygun bir araç olarak gören hatalı mantığa hâlâ bağlı olduğunu ve dolayısıyla hâlâ bu bölge ve dünya için ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ettiğini gösteriyor.
'Önleyici vuruş' Irak'ta dibe vurdu
Bu tür mantıktaki hataların, Irak işgalinin hemen ertesinde son derece açık bir biçimde görülmesi gerekirdi; bu işgalin mimarları herkesin bildiği gibi, Irak'ı 'özgürleştirmenin' 'kolay' olacağını ilan etmişti. Beş yıl sonrasında, Irak istikrar kazandırılmış olmaktan hâlâ çok uzakta ve ABD milyarlarca dolarlık borç biriktirdi; ölen Iraklı sayısı en ihtiyatlı tahminlere göre yaklaşık 100 binken (başka tahminlere göre bu sayı 1 milyon kadar yüksek), ABD de binlerce asker kaybetti.
Dahası, ABD önümüzdeki birkaç yılı, hatta onyılları, zorla yapılan bir müdahalenin kaçınılmaz sonuçlarıyla başa çıkmakla geçirecek. Irak savaşı vakasında bunun anlamı, Amerika'nın dünya çapındaki imajının zarar görmesi ve yine dünya çapında binlerce yeni cihatçının toplanması oldu. Bununla birlikte, Başkan George W. Bush da dahil olmak üzere, pekçok ABD lideri bu felaket işgale yol açan hatalı mantığı hâlâ şiddetle savunuyor.
Aynı sorunlu mantık, iş İran'ın nükleer programına karşı koymaya geldiğinde,
Amerikan siyasi sisteminde ve İsrail'deki sertlik yanlısı liderler arasında elle tutulur miktarda destek elde etti. Ve Hersh'ün haberi doğruysa, ABD yönetimi rejimi devirmek veya istikrarsızlaştırmak amacıyla İran içindeki unsurlara aktif desteğini çoktan artırdı. Fakat Irak'taki askeri müdaheleye ve Amerikalıların son yıllarda İran'da yürüttüğü gizli faaliyetlere benzer bir biçimde, bu tür çabalar muhtemelen öngörülemeyen sonuçlarla birlikte geri tepecektir.
En tehlikeli ihtimal, Washington ve İsrail'deki sertlik yanlılarının bu başarısız stratejilerin sonuç vermesini beklemekten sıkılmaları. Bazıları, ABD ve İsrail'in bu yıl İran'ın nükleer tesislerine düzenlenecek bir saldırıyla riski artıracağı uyarısında bulundu. Fakat Bush yönetimi, İran'a yapılacak tahrik edilmemiş bir saldırının yol açağı kaçınılmaz geri tepmeyi durdurmak için gereken ahlaki, stratejik ve siyasi güvenlik ağlarına sahip değil. Belki de bu nedenle, İranlıların son uyarıları mantıkla öğütler olarak görülmeli.
Kaynak: Radikal