Filistin hükümetinin bir elemanı olsanız, bu ay maaşınızın ancak yarısını alma şansınız vardı. Maaşınızın diğer yarısı ancak uluslararası bağışçıların kalbine, Filistin Otoritesi’nin (FO) hâlihazırda karşı karşıya kaldığı muazzam açığı giderme hissi gelince hazır olur.

Açık 640 milyon dolara dayanmışken Başbakan Selam Feyyad'ın FO hükümeti şimdiye kadarki en kötü mali krizlerden birini yaşıyor. Bununla beraber, Filistin ekonomisi evrensel standartları karşılayan gerçek bir ekonomi değildir. FO büyük ölçüde bağışçı ülkelerden gelecek paralarla ayakta duruyor. Bu fonlar, işgalci bir güç olarak İsrail'i Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin gerektirdiği mali sorumlulukların çoğundan kurtarıyor. Bağışlar, Filistin idaresinin büyük bağışçıların menfaatlerine hizmet ederek bekasını sağlamaya çalışmasına da yol açıyor.

Ancak artık fonlar kuruyor. Bu, FO Başkanı Mahmud Abbas'ı önümüzdeki eylül ayında BM'de Filistin devletinin tanınmasına çalışmaktan caydırmak için yapılmış siyasi bir teşebbüsten dolayı da olabilir. FO yetkilileri, bu duruma büyük tepki gösteriyor ve Arap ülkeleri de dahil bağışçı ülkeleri mali taahhütlerini yerine getirmemekle suçluyorlar.

FKÖ Genel Sekreteri Yaser Abid Rabbo, Filistin'in Sesi Radyosu'na "benzeri görülmemiş bir kriz”den bahsetti. “Arap ülkelerin mali konularda taahhütlerini yerine getirmemelerinden dolayı Filistin Yönetimi için durum çok karmaşık hale geldi."

Jerusalem Post'a göre Feyyad da mevcut krizin, FO'nin dış yardıma olan bağımlılığını hemen hemen yarı yarıya -2008'de 1,8 milyar dolardan 970 milyon dolara- azalttığı bir zamanda gelmesinin "ironi" olduğunu savundu. Şimdi işte bu yarım da azalıyor. 970 milyon dolar taahhüt edilmişken sadece 331 milyon dolar alınabildi.

Üst düzey FO yetkililerinin, artık net bir şekilde fonları almaya devam etmekle Filistin’deki siyasi realite arasındaki noktaları birleştirmeleri gerekiyor. Feyyad, “Kriz, devlet kurma hazırlıklarımızın üzerine kuşku düşürmeyecektir” diye diretirken Abid Rabbo da krizin, FO’nin 1967 öncesi sınırlarda bağımsız devlet kurma çabalarını sekteye uğratmayacağını ileri dürdü.

FO, İsrail tarafından istenmeyen her siyasi maceranın - bilhassa ABD'yle İsrail'i birleştiren 'tarihi bağlar' ve 'ortak değerler' sürekli hatırlatıldığında bir mali bedeli olacağının şüphe götürmez şekilde idrakindedir.

Bu tür hatırlatıcılardan biri, ABD Temsilciler Meclisi'nde Temmuz 2007'deki oylamada görülen muazzam farktı. AFP, “406-6'lık ezici oylama"da ABD milletvekillerinin, "İsrail'le doğrudan müzakerelerde belirtilmediği şekilde BM'de müstakbel devlet olarak tanınma çalışmalarına devam etmeleri halinde yardımlarda kesinti olabileceğine dair Filistinlileri uyardıklarını" bildirdi. Mesaj, ABD Senatosu'nda yapılan benzer bir oylamada da tekrarlandı.

ABD tarafından İsrail'e bu tür sorgusuz sualsiz destek, İsrailli diplomatlar için hayatı çok kolaylaştırıyor. Onların, FO'nin devlet kurma teşebbüsünü desteklemeye söz veren Avrupalı ülkelere kıyasla ABD'ye daha az odaklanmaları gerekiyor.

Şüphesiz FO, aksini iddia etse de tehditlere çok açıktır. ABD ve diğerleri ellerindeki fon kartını kullanmaya başlayınca genelde FO'nin her sağlam siyasi programı afallar ve sendelemeye başlar. FO'nin siyasi lügatinde kesinlik olmayışı, fonların kesilmesiyle ilgili bir karar, İsrail'in de FO adına topladığı vergileri vermemeye karar vermesi durumunda ikiye katlanacağı, dolayısıyla hükümetin birkaç haftadan fazla hayatta kalamayacağı korkusundan kaynaklanır.

Hatırdan çıkarılmamalı ki, Batı Şeria ve Doğu Kudüs, İşgal Edilmiş Topraklar'dır. Görünürde bile olsa ülke egemenliğinden mahrum olan ve bağışlara dayalı bir milli ekonomiye başkanlık eden FO, ABD ve İsrail tarafından müsaade edilen sınırların dışında bir siyasi bağımsızlığa sahip değildir. Bu ülkeler, Filistin milli projesini bozguna uğratmaya azimlidirler.

FO, 1994'te kuruluşundan bu yana bu garip durumla mücadele ediyor. Filistin milli menfaatlerinin koruyucusu olmak ama aynı zamanda İsrail siyasi menfaatleri ve ABD'nin beklentilerini karşılamayı da başarmak mümkün değildir. Buradaki bilmece hemen hemen her zaman Filistinlilerin aleyhine çözüldü. Son kurban da Hamas'la FO'nin iktidardaki partisi Fetih arasında 27 nisanda Mısır'da imzalanan birlik anlaşması oldu.

Birlik, Filistinlilerin hakları ve muhtemel devletlerine yönelik ortak bir siyasi program için elzemdi. Anlaşma mayıs başında resmen imzalandığı zaman farklı komitelerin, gelecek seçimlerin tarihinin belirlenmesi ve iki taraf arasında dört senedir devam eden kan davasına tamamiyle son verilmesini amaçlayan süreci hemen nihayete kavuşturacakları bekleniyordu.

Ama İsrail tarafından hemen karşı bir strateji geliştirildi. 4 Mayısta Filistinliler birleşmelerini kutlarken İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, karşı kampanyayı Londra'dan başlattı. Netanyahu, gazetecilere yaptığı açıklamada (Reuters'in bildirdiğine göre), "Bugün Kahire'de olan, barışa muazzam bir darbe, terörizm için de büyük bir zaferdir" dedi. ABD, Netanyahu'nun önsezilerini tekrarlarken AB ülkeleri 'temkinli' karşılık verdi ve derken bilek bükme yarışı başladı.

Abbas ve FO, bir kez daha önceliklerle ilgili olarak ikilemle karşı karşıya kaldı. Filistin'de milli birlik de bir darbe daha aldı. Bir FKÖ yetkilisi (Associated Press ve Ha'aretz'in aktardığına göre), “Filistin Başkanı, bir yandan İslamcı militanlarla ittifakının tanınması diğer yandan BM'de devlet kurulması çalışmalarıyla aynı zamanda iki diplomatik savaş vermek istemiyor" dedi.

AP'nin bildirdiğine göre BM'deki oylama “büyük ölçüde sembolik bir adım olacak ama yine de Filistinlilerin İsrail üzerinde baskı kurma ümitlerini arttıracak." Belki 'sembolik'tir ama Abbas'ın, acil olarak gereken milli birlik ve ortak siyasi programdan önce geldiğini hissettiği bir önceliktir.

Bu arada, Hamas tarafından yapılan bir açıklamayı aktaran Maan Haber Ajansı'nın haberine göre FO'nin ABD tarafından eğitilen ve silahlandırılan ve İsrail ordusuyla da sürekli koordinasyon içinde bulunan kuvvetleri, son haftalarda 68 Hamas üyesini tutukladı.

Abbas halen BM'deki teşebbüsüne destek elde etmek üzere diplomatik bir göreve liderlik ederken Feyyad da FO ekonomisine birkaç ay daha payanda sağlamak üzere para toplamaya çalışıyor. Bu arada, Filistin milli birliği de -Filistinlilerin ümitsiz bir şekilde parçalanmış ve dış baskılar ve yabancıların önceliklerine açık olarak kalacaklarına bakılmaksızın-  sadece kağıt üzerinde kalmaya devam ediyor.

Kaynak: Middle East Online

Dünya Bülteni için çeviren: Emin Arvas