Bir yıl önce, Birmanya'da Budist rahipler, öğrenciler, demokrasi eylemcileri ve bıkmış vatandaşlar, sıkıntılarını barışçıl bir biçimde ifade ettikleri için vuruldu, dövüldü ve hapse atıldı. İktidardaki cuntanın gaddarlığı dünya çapında öfkeye yol açtı, ama Çin, Hindistan ve Tayland cuntaya yaltaklanmaya devam etti ve kızgınlık dindi. Fakat bazı vicdanların sesi Birmanya'yı unutmadı. Aralarında Desmond Tutu ve Dalai Lama'nın da bulunduğu sekiz Nobel ödülü sahibi, geçen yılki Safran Devrimi'nin 'karanlık yıldönümü' diye niteledikleri günde, Birmanya'da 'gerçek demokrasi' çağrısı yaptı; kendileri gibi Nobel ödülü sahibi olan Aung San Suu Kyi'nin serbest bırakılmasını istediler ve 'hapishaneye dönüşmüş bir ülkede özgürlük arzulayan' herkesle dayanışma içinde olduklarını ifade ettiler.
Generaller, demokrasiye doğru düzmece bir yol haritasına sahip, Fakat cunta
iktidarını ebedileştirmeyi amaçlayan bu yol haritası, sadece cuntanın ticari ortaklarını ve jeopolitik avantaj peşinde olanları tatmin ediyor. Generallerin bölgsel ortakları, 180 ülkede yolsuzluğu değerlendiren Transparency International'ın (Uluslararası Şeffaflık) raporuna karşı kayıtsız; rapora göre, Birmanya'dan daha kötü durumda olan tek ülke Somali. Bir sonraki ABD?başkanının Çin, Hindistan ve Tayland'ı, Suu Kyi'yi bırakması ve demokrasiye gerçek bir geçişe olanak tanıması için cuntaya baskı yapmaya ikna etmesi gerek.

 

Kaynak: Radikal