Arap dünyasını sarsan devrimci hareketin beşiği Tunus zor, tehlikeli ve trajediye dönüşebilecek anlardan geçiyor. Bu durum, kaçınılmaz değildi. Sorumluları vardı. 6 Şubat Çarşamba laik muhalefetin yöneticilerinden biri olan Şükrü Belayid’in suikasta uğraması, bir seneden daha uzun bir zamandır kötüleşmesinin önüne geçilemeyen bir durumun alarm noktasıdır.

49 yaşındaki avukat Şükrü Belayid cesur bir adamdı. Bir dizi biçim değişikliğinden sonra yeniden bir araya gelen muhalefet koalisyonunun bir üyesi olan, Demokrat Yurtseverler Hareketi’nin (MPD) lideriydi. Güpegündüz, evinin önünde, motosikletli iki kişi tarafından sıkılan dört kurşunla öldürüldü.

Bu siyasi cinayet, iki kesim arasındaki muhalefeti giderek belirginleştiriyor. Bir tarafta hükümette ve parlamentoda üstünlüğü bulunan çoğunluk partisi İslamcı oluşum Ennahda sempatizanları; diğer tarafta kışkırtılmış ve siyasal İslam lehine gösteriler yapan çeşitli gurupların şiddet gösterileri karşısında korkuya kapılmış olan liberal laiklik yanlıları.

Çarşamba günü boyunca, muhalefet militanlarıyla polis arasında sokak çatışmaları meydana geldi. Gösteriler şiddet içeriyordu. Bazı şehirlerde Ennahda Partisi’nin merkezleri kundaklandı. Bir polis öldürüldü.

Uzun bir süredir kuluçkada olan öfke, çok yönlü bir krizin ürünü. Başta çoğunluğun partisi, hükümeti yeteri kadar şeffaflaştırmayı beceremeyen ya da bunu istemeyen, sonraki seçimler için bir tarih belirleme noktasında direnen ve yasama meclisi için çalışmalarını bir sonuca bağlayamayan Ennahda geliyor.

Kriz, ekonomik. Siyasi istikrarsızlık turistleri ve yabancı yatırımcıları uzaklaştırıyor. Fakat diğer yandan bilhassa eski rejimin devrilişine inanarak sonrasında kutlamalar yapan amaçsız ve üstelik asi gençler arasında işsizliğin iyice arttığı bölgelerde sosyal bir kriz.
Bu cinayet, Ocak 2011’de ülkeden sürülen eski diktatör Bin Ali’nin taraftarlarının işi olabilir. Bunu, İslam’ı aşırılardan oluşan bir grup Selefinin işi olarak da görebiliriz. Hatta Ennahda’nın aşırı radikal ve kontrol edilemez militanları bile olabilir.

Kendi kanunlarına göre düşünmeyenlere yönelen kesintisiz bir dizi şiddet olayına tolerans göstererek bu tehlikeli atmosferin oluşmasına izin verenin Ennahda olduğundan şüphe yok. Hükümetin güçsüzlüğü, tecrübesizliği mi? Yoksa az ya da çok farkında olarak, ülkenin korku salan İslamlaşmaya boyun eğdirilmesi arzusu mu? Sonuç, onlarca sufi türbesinin yakılması, muhalefete koruma sağlanmasının reddedilmesi silahlı sakallıların tekrarlanan saldırıları ve bugün siyasi cinayet.
Bu drama saplanıp kalmaması için Tunus’a lazım olan, çoğu zaman yardımımıza koşan kadim sağduyudur.


Kaynak: Le Monde – Başyazı – 09.02.2013

Dünya Bülteni için tercüme eden: Muhsin Korkut