Kaide'nin Gazze'deki uzantısı olarak bilinen Cündu Ensarullah örgütünün lideri Ebu Nur El Makdisi, Refah'ta bir İslam emirliği kurduğunu ilan ederek saldırdığı Hamas'ı AKP'ye benzetmişti. Makdisi Hamas'ın şu anki gibi davranmaya devam etmesi durumunda 'Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan gibi sahte biçimde İslam'a dayandırılan' laik bir parti haline geleceğini söyledi.

Acaba Erdoğan'la Arap İslami partiler arasındaki balayı sona mı erdi? Arap medyasının büyük kısmının Makdisi'nin Hamas-laik Türkiye benzetmesini gözardı etmesi dikkat çekiciydi. Oysa hutbenin tamamını dinleyenler, Makdisi'nin Hamas'la ilgili yorumlarının ve Erdoğan'a saldırısının açık olduğunu görür. İslamcılarla Türkiye arasındaki ilişkiler konusunda önde gelen bir araştırmacı, bazı İslamcı hareket liderlerinden duyduklarına binaen bu hareketlerin AKP'ye yönelik yaklaşımını iki bakış açısının özetlediğini ifade ediyor.

'Sadece başörtüsünü önemsiyor'
Selefiler, her ne kadar açıkça dile getirmeseler de Erdoğan'ın hareketlerinden rahatsızlık duyuyor. Bu kişiler Erdoğan'ın sözde İslamcı olduğunu ve temel sorunlara önem vermediğini düşünüyor. Onlara göre Erdoğan, kadınlar kısa etekler giyse bile sadece başörtüsüne önem veriyor.

Bunun sebebiyse, başörtüsünün Türkiye'de kitleleri ilgilendiren bir konu ve 50 yıldır süren bir hayal olması. Selefiler ayrıca, Gazze savaşının ardından İsrail cumhurbaşkanını protesto ederek Davos'ta salonu terk etmesine rağmen İsrail'le ilişkilerini de Erdoğan'na ona karşı kullanıyorlar. Onlara göre, özellikle de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi Türkiye'nin Suriye-İsrail müzakerelerinde meşru arabulucu olduğunu açıklamışken Türkiye-İsrail ilişkilerinde pratikte hiçbir şey değişmemiş durumda.

İkinci bakış açısına gelince; aynı araştırmacıya göre özellikle de Mısır'daki Müslüman Kardeşler hareketi Erdoğan'ın İslamcılara büyük hizmet sunduğunu, Batı'da ve özellikle de Washington'da İslamcıların imajını parlattığını düşünüyor. Bu kişiler Erdoğan'ın aynı zamanda Müslüman Kardeşler'le Suriye'nin bakış açılarını yakınlaştırarak veya Müslüman Kardeşler'le Batı arasında arka plandan kanallar açarak İslamcıların siyasi nüfuzlarının çıkarına olacak girişimlerde bulunduğuna inanılor.

Dolayısıyla Müslüman Kardeşler Erdoğan'ın yaptıklarında zarar görmüyor. Aksine kendilerinin daha büyük çıkarlarına hizmet yolunda zarardan ziyade fayda getirdiğini düşünüyorlar. Dolayısıyla Türkiye'nin İsrail'le iyi ilişkilerine rağmen Erdoğan'ın eleştirilmesinin yanlış olacağına inanıyorlar. Oysa bu tutum Müslüman Kardeşler'in Mısır ve Ürdün'le İsrail arasındaki barış ilişkilerine yönelik tutumuyla çelişiyor.

Tüm bunlara bakınca, Makdisi'nin sözleri İslamcı hareketlerle Türkiye arasındaki balayının bittiğinin göstergesi olabileceği gibi, Gazze'deki buzdağının sadece görünen kısmı da olabilir. Gazze'de köktenci aşırılığın büyük ölçüde yayıldığı ve bizzat Filistinlileri tehdit etmeye başladığı açık. (Londra'da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesi, genel yayın yönetmeni, 18 Ağustos 2009)

Kaynak: Radikal